Patronları için çalışanlar her şeyleri demek. Malum tüm işler onların sayesinde yürüyor, şirketin geliri onların sayesinde elde ediliyor. Bu nedenle bir patronun en büyük arzusu çalışanların uyum içinde verimli çalışması. İşlerin pratik bir şekilde yürümesi ise çalışanların arasındaki takım ruhu ile mümkün. Peki ya tam tersi? Bir patronu neler çıldırtır?
Araştırmalara göre özellikle üç tipik davranış biçimi patronların deli olması için yeterli. Bu üç davranışı gösteren çalışanlar işlerin aksamasına neden oluyor, genel uyumun bozulmasında oldukça etkililer. Aslında şimdi sayacağımız bu üç karakteri hepimiz çok yakından tanıyoruz. Hatta içlerinden biri sizsiniz, ne dersiniz?
İşte patron delirten çalışan tipleri:
“Bu benim işim değil!” tipi
Bu tip her ofiste var. Sadece ve sadece kendi işini yapar, işi yoksa veya hafiflemişse gazetede magazin bakar, kedi videosu izler ya da sadece oturur. Ama beş dakika için size yardım etmez. Hemen “Bu benim işim değil” der. Sorumluluk alerjisi olan bu karakterleri bir noktaya kadar anlamak mümkün. Elbette kişi ofiste kendi işi dışında sorumluluk almanın başına iş açabileceğini biliyor. Ama bunun dengesini tutturabilmek yine çalışanın elinde. “Ben asla bu işi yapmam çünkü bana denmedici”ler haberiniz olsun patronunuz sizi sevmiyor.
“Bu benim işim, sakın dokunma…” tipi
İşte tam zıt kutupta bu tip yer alıyor. Bu iş delisi çalışanlarımız işlerine asla dokunulmasını istemezler. Yardım isteyeceklerine ortadan ikiye çatlayabilirler, sorun değil. Biraz yardımla daha rahat çalışabileceklerini düşünmez, obsesif bir şekilde yaptıkları işe odaklanırlar. Hani şu sınavda kopya vermemek için kağıdının üstünü kapatan tipler gibi diyebiliriz. İşlerinin üstüne kapanır, “İşim de işim aman sakın dokunma” enerjisi yayarlar. Patronlar sizi de sevmiyor çünkü işleri yavaşlatıyorsunuz, takım ruhunuz yok kusura bakmayın.
“Aman tanrım kriz!!!” tipi
“Aman tanrım krizciler” yani işyeri panikleri her ufak soruna faciaymış muamelesi yaparlar. Ortalığı velveleye verip kenarda ayılır bayılırlar ama sonuçta sürece bir faydaları dokunmaz. Etraflarında da panik yaratır, işleri aksatırlar. Sakin olmak, “İş hayatıdır olur” demek varken kaos hortumunu ofisin ortasına bırakıp kaçarlar. İşleri toparlamak hep zavallı soğukkanlı kurbana düşer. Patronlar sizi de sevmiyor. Size bir tavsiye; soruna sorun katacağınıza hiç değilse bir kenarda sessizce bayılın. Çok daha faydalı.
Yorum yapmak ister misin?