İyi bir pazarlama uzmanını işe almak, iyi bir mühendisi işe almak kadar zor. Çoğunlukla mühendisler için okul veya iş tecrübesi yeterli olabilir. Oysa binlerce farklı sektörde faaliyet gösteren pazarlama sektörüne doğru adayı kazandırmak için görüşmede bazı soruları mutlaka sormak gerekiyor.
Satışın genel olarak ne anlama geldiğini biliyoruz. Fakat çok geniş bir kapsamı olduğundan sektöre göre işe alımda farklı satış biçimlerine uygun adayları bulabilmek çok önemli. Söz konusu pazarlama olunca işler daha da zorlaşıyor. Firmalar için pazarlamak ve satmak arasındaki ince çizgiyi iyi bilmek ve buna göre işe alım stratejileri geliştirmek çok kritik.
Müşteri, iş ortakları ve hedef kitle için değişken, yaratıcı, iletişim ve satış odaklı bir süreci içeren pazarlama, bu belirsiz tanım nedeniyle İnsan Kaynakları uzmanlarının ve işverenlerin doğru işe alım yapabilmeleri açısından da zorlu bir alan. İyi bir seçim demek, söz konusu alandaki spesifik mücadelelerde başarılı olan bir aday demek. İşte uzmanlar bu nedenle pazarlama uzmanına özellikle üç soruyu sorması gerektiğini belirtiyor. Bu soruların cevaplarıyla doğru pazarlama uzmanını işe almak kolaylaşabilir.
İşte İnsan Kaynakları uzmanlarının pazarlama uzman adayına sorması gereken 3 soru:
Satmak ve pazarlamak arasındaki fark nedir?
Küçük ve büyük firmalar pazarlamayla satış arasında ara ara anlaşmazlıklar yaşandığını deneyimlemiştir. Pazarlama ekipleri satış gruplarını pazarlama sürecinin sonundaki iletim mekanizması olarak görürken, satış ekipleri de pazarlamaya satış sürecini kolaylaştırması beklenen bir departman olarak bakar. Burada genelde her iki departman da yaşadıkları spesifik sıkıntılar nedeniyle sağlıklı iletişim kurmakta sıkıntı yaşayabilir. Eğer pazarlamada çalışıyorsanız satışın rakamsal verilere dayanan zorlu sürecini tam anlamayabilir, satış yapıyorsanız rakamlara odaklandığınız için pazarlamanın sistemin altyapısını oluşturan çalışma biçimini tam anlamıyla idrak edemeyebilirsiniz. Bu durum her iki departmanın aynı amaca hizmet ederken empati kurmadıkları için çatışma yaşamasına neden olur. İşte bu nedenle pazarlama pozisyonuna başvuran adayın soruya verdiği cevap çok önemlidir. Adayın satışa nasıl baktığı, hangi alana daha yatkın olduğu, süreçleri nasıl tanımladığı son derece kritik. Her iki departmanın da görevinin ve öneminin farkında olan aday doğru seçim olacaktır.
Geçici olarak satış ekibine katıldınız, nasıl katkı sağlarsınız?
İlk soruyla bağlantılı olarak bu soruyu sormak da son derece önemli. Satışa nasıl katkı sağlayacağını bilen ve iyi ifade eden bir pazarlama uzmanı adayı organizasyona bütünsel olarak hakim demektir. Bu soruya “Satış ekibine katkı sağlamak beni mutlu ederdi, ancak orada çalışmayı tercih etmem” benzeri bir cevap veren aday, o satış ekibine uygun pazarlama stratejisini geliştirme noktasında güvensizlik yaratabilir. İdeal olmayan ama kabul edilebilir cevap “Satışta iyi miyim bilmiyorum“ olabilir. Bu en azından adayın deneyimlemediği bir iş hakkında yorum yapmak istemediğini, satışın zor bir alan olduğunu kabul ettiği anlama gelir. İdeal cevap ise “Satışta çalıştığım süre boyunca öğrenebileceğim her şeyi öğrenir ve bunları pazarlamaya entegre ederdim” şeklinde olabilir. Satışı yeni bir beceri ve deneyim alanı olarak gören aday, yeni bilgilerle kendi işini geliştirmek amacındadır. Bu da onu doğru aday yapar.
Bana kişisel markanızı anlatın
Bu sürpriz soru, adayın davranışları, sosyal becerileri ve kişisel özelliklerini öğrenmek açısından son derece etkili. Adayın markasını anlatırken ne kadar iddialı olduğu, anlattıklarının içeriği ve ifade gücünün ne kadar etkili olduğuna bakılabilir. Doğru pazarlama sürecinin iyi bir ekiple ilerlediği düşünülürse adayın o takıma ne kadar uygun olduğunu anlamak açısından da bu sorunun cevabı son derece önemli.
