2011 yılında buzun altından tek bir nefes ile 110 metre giderek hem erkekler hem kadınlar dünya rekorunu kıran Guinness Rekorlar Kitabı’na giren ve serbest dalışta Türkiye rekorunu elinde bulunduran Şahika Ercümen; Türkiye’nin denizkızı olarak anılıyor. Ercümen, üç resmi dünya rekoru olan, sayısız Türkiye şampiyonluğuna, birçok özel ödüle sahip suya aşık bir dalışçı…
Geçtiğimiz Haziran ayında; dünya serbest dalış rekortmeni Şahika Ercümen, Van Gölü’nde 61 metreye dalarak değişken ağırlıklı, paletsiz dalış denemesinde bir rekora daha imza attı. Genç sporcu Şahika Ercümen; sualtı hokeyi, sualtı ragbisi, sualtı navigasyonu ve serbest dalış milli takımıyla Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’na katılıyor. 15 senedir sualtı sporlarının çeşitli branşlarıyla ilgileniyor ve 2001 yılından itibaren milli takıma katılıyor. Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olan Ercümen, sualtı sporlarına tüplü dalış ve sualtı ragbisi yaparak başladı. İspanya’nın Tenerife kentinde düzenlenen Serbest Dalış Dünya Şampiyonası’nda elde ettiği dereceyle 2006’da Türkiye rekoru kırdı. 2007’de ise, Ankara ODTÜ kapalı yüzme havuzunda düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda tek nefesle havuzda 145.35 metre giderek Türkiye rekoru kırdı. 2008’de, Türkiye Sualtı Hokeyi Milli Takımı ile Avrupa üçüncüsü, Serbest Dalış Avrupa Şampiyonası’nda geçirdiği sakatlığa rağmen Avrupa dördüncüsü oldu. 2009 yılında serbest dalış alanında Türkiye şampiyonluğu elde etti. 2010 yılında Türkiye rekoru ve dünya rekoruna en yakın derecenin sahibi oldu. 2011 yılında buzun altından tek bir nefesle 110 metre giderek hem erkekler hem kadınlar dünya rekorunu kırdı ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Bunların yanında birçok tanıtım, reklam filmi, sosyal sorumluluk projelerinde yer alan Şahika Ercümen; başarı, motivasyon, spor, sağlık, doğru ve pratik beslenme önerileri, doğru nefeslenme teknikleri, engellere rağmen başarıya ulaşma ve odaklanma gibi konularda seminerler düzenleniyor. Ercümen’le dalış tutkusu ve genç yaşında elde ettiği büyük başarıları üzerine keyifli bir röportaj yaptık.
KENDİMİ BİLDİM BİLELİ DENİZE TUTKUYLA BAĞLIYIM
Dalış merakınız nasıl başladı? Bu konudaki yeteneğinizi kim keşfetti?
Çanakkaleli olduğum için denizle erken tanıştım, kendimi bildim bileli denize tutkuluyum diyebilirim. Çocukluğumda yaşadığım alerjik astım yüzünden diğer çocuklardan çok daha kısıtlı büyüdüm. Bunu en başından beri bana hissettirmeyen tek mekan deniz oldu. Yazları iple çekerdim. Tamamen tesadüf sonucu karar verdim. Bir okul gezisinde, hocalarımdan birinin yetenekli olduğumu düşünmesiyle beraber bu dünyaya girdim. Çok kısa bir süre içinde de profesyonel olarak yapmaya başladım.
Okuyucularımızın birçoğu röportajınızı okurken size gıpta ile bakacak. Çünkü İşiniz aynı zamanda hobiniz de… Bu konuda kendinizi şanslı hissediyor musunuz?
Kesinlikle evet! Dalış benim motivasyonum, terapim, tutkum… Hiçbir yerde denizde olduğum kadar rahat hissetmiyorum kendimi. Zor ve geç de olsa bazı kuruluşlardan destek görüyor olmak beni çok mutlu ediyor. Aşık olduğum bir mesleğim var diyebilirim. Aynı zamanda beslenme uzmanıyım ama şu an dalışlarıma odaklanmak istediğim bir dönemde olduğum için sadece kendi diyetisyenliğimi yapıyorum.
ÖNCE DÜŞLÜYOR, SONRA HAYATA GEÇİRİYORUM
Suyun altındaki dünyanın yeryüzünden farklı ve güzel tarafı sizce ne?
Mükemmel bir sessizlik var orada, kendi düşüncelerinizin bile gürültülü geldiği anlar oluyor. Bir süre sonra o dünyaya adapte oluyor ve oradaki renklerle yüzmeye başlıyorsunuz. Sanki karada olan karada kalıyor ve zaman bir süreliğine duruyormuş gibi kendinizi bambaşka bir diyarda buluyorsunuz.
Haziran ayında bir rekora imza attınız. Bu rekorun altında nasıl bir çalışma temposu yatıyor?
Bu rekor çok zor şartlar altında kırıldı. Bir yıl önceden karar verilmiş ve çalışmalarına başlanmıştı. Van gölü 1650 metre yüksekliğinde, yani yüksek irtifada, Haziran ayında bile üç dereceye kadar düşen ve sodalı olan bir sudur. Bunları bilerek özellikle Van’da bu rekoru denemeye karar kıldık çünkü Van Gölü çok özel bir göl. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve yumurtalarını bırakmak adına akıntıya karşı mücadele veren inci kefali türü bu gölü daha özel kılıyor. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan Van Depremi’nden sonra dünya rekorunu burada deneyip başarıya ulaştırmak umuyorum ki özellikle burada yaşayan gençleri spora teşvik etmiştir. Çok zor coğrafi şartlara sahip bu bölgede rekor denemek, profesyonel bir ekiple çok daha kontrollü oldu. Bunun için tüm ekibime, sponsorlarıma ve Van Valiliği’ne çok teşekkür ediyorum. Hayatımda kırdığım en zor rekorlardan biriydi ve Van Gölünde rekor denemenin anlamı benim için çok büyüktü.
Bir kadın olarak Türkiye’de bu alanda başarılı olmak size neler hissettiriyor?
Bu gerçekten birçok insana benim düşündüğümden daha zor geliyor ve insanları şaşırtıyor. Çevremden genellikle olumlu dönüşler alıyorum ve yakın çevremden de çok büyük destek alıyorum. Ben serbest dalış alanında kadınlar ve erkekler arasında çok büyük bir fark görmüyorum ve bunu da 2011 yılında kırdığım kadın ve erkek dünya rekoruyla kanıtladığımı düşünüyorum. Dilerim ki; “Bir kadın olarak Türkiye’de …” cümlesini kurmayacağımız kadar eşit şekilde destek görebildiğimiz günler de gelir.
Türkiye’de son dönemde dalışa olan ilginin arttığını düşünüyor musunuz?
Düzenlediğim dalış eğitimlerine katılım her geçen yıl daha da artıyor. Rekorlar kırıldıkça, insanlar bu sporu yazılı ve görsel basında daha çok gördükçe bu sporun ne kadar güzel ve bir o kadar yapılabilir olduğuna daha çok ikna oluyor ve yapmak için motive oluyorlar.
SÜREKLİ SEYEHAT EDİYOR
Bir gününüzü bizimle paylaşır mısınız?
Sabah kalktıktan sonra bir şeyler atıştırıp direkt antrenmana gidiyorum. Yaklaşık iki saatlik bir antrenmandan sonra güçlü bir öğün yiyorum. Üzerinde çalıştığım bazı sosyal projelere vakit ayırıyorum. Bunun haricinde, yüksek lisans öğrencisiyim ve derslerimle ilgileniyorum. Akşamüzeri bir antrenman daha yapıyorum. Antrenman sonrası dengeli besinler içeren bir yemek yiyip ya kitap okuyup dinlenmeye çalışıyorum ya da arkadaşlarıma vakit ayırıyorum. Ancak, dalış ve projeler sebebiyle sürekli seyahat halinde olduğumdan günlük programım değişebiliyor.
Hayatınızda olmazsa olmaz kurallarınız var mı?
Keskin kurallarım yok, hayatın bizi nereye götürdüğü belli olmuyor ve asla gerçekleşmeyecekmiş gibi görünen, hiçbir zaman yapmam dediğimiz şeyler önümüze çıkabiliyor. Ancak kural yerini almış bazı alışkanlıklarımı sayabilirim, spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi.
Farklı spor dallarıyla da ilgileniyor musunuz?
Spor kariyerime havuz branşlarında başlamıştım ve hala bazı müsabakalara katılıyorum. Su altı hokey, su altı rugby takımlarında birçok başarı elde ettik. Su altı sporlarının yanı sıra offshore, su kayağı, kar kayağı, rüzgar sörfü gibi sporları yapmaktan da keyif alıyorum. Dalışlara hazırlanırken yüzmeye oldukça ağırlık veriyorum. Bunun haricinde, mümkünse açık alanda koşmayı, bisiklete binmeyi yoga ve meditasyon yapmayı seviyorum.
Hangi alanlarda eğitmenlik yapıyorsunuz?
Ben uluslararası tüpsüz dalış eğitmeniyim, başlangıç seviyesinden hem öğretici hem de performans geliştirici farklı programlar uyguluyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu konuda da bir dalış okulu açmayı düşünüyoruz.
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE GÖREVE DEVAM
Gelecekte kariyerinizle ilgili neler planlıyorsunuz?
Dünya rekorları kırmaya devam etmek istiyorum. Bunu mümkün kılan suların korunması üzerine birçok çalışma var. Bu çalışmaları uluslararası platformda daha etkili ve herkese ulaşabileceği bir seviyeye getirmek istiyorum. Yüksek lisansı bitirdikten sonra beslenme uzmanlığı olan alanımı sporla birleştirip, bu konuda da farklı noktalarda kariyerimi geliştirmek istiyorum. Spor benim hayatımı fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak oldukça değiştirdi. Dolayısıyla bir sonraki aşamada, spora ve eğitime yön veren bir noktada olup, gençlerin hayatında sporu birinci plana oturtmak gibi bir amacım da var. Önümüzdeki yıllarda bitirmeyi düşündüğüm kitabım için fırsat buldukça bir şeyler yazmak da sakin zamanlarımda yaptığım işler içinde sıralayabilirim.
Gerçekleştirdiği projelerden bazıları…
•AB destekli, Engellilerle Dalış ve Görüntüleme projesi
•Sualtı Araştırmaları Derneği, “Tutsak Yunusların Özgürlüğü” projesi
•Down Sendromlu çocuklar için “Yüzkumbarası” projesi
•Milli Eğitim Bakanlığı “Şimdi Sevgi Zamanı”
•Tübitak Deniz Ekosistemi Oyunu
•ODTÜ-DBE ile çocuklara yönelik sualtı oyunu
•Ekolojik Araştırmalar Derneği, Gökova’da Deniz Koruma Alanları Tür Popülasyonu Saptama Projesi
•Expo 2012 Teması: Okyanuslar ve Denizler
•Brisa, Lassa ile “Sağlamsa Lassa” TV Reklam Filmi
•Turkuazoo Akvaryum Reklam Filmi
•“MAC Team” Reklam Filmi
•Türk Hava Yolları, Şahika Ercümen’in Hikayesi Reklam Filmi
Yorum yapmak ister misin?