Pandemi süreci bir bütün olarak toplumsal hayatı derinden etkiledi. Salgın sürecinden en fazla etkilenen gruplardan biri de şüphesiz ki “öğrenciler” oldu. Global Koç Başak Gezgin Aruca, gelecek rotasını bu zorlu belirsizlik ortamında çizmeye çalışan gençler için önerileri Kariyer Rehberi’nde paylaştı.
Görece zor zamanlar geçirdiğimiz bugünlerde, gelecekle ilgili kaygılar taşıyan öğrencilerin, adım atarken sergileyecekleri tutumun önemi büyük!
Öncelikle bu dönem birçok zorluğu, belirsizliği beraberinde getirdi; korku ve kaygı seviyelerimiz epeyce arttı, yalnızlık duygumuz perçinlendi ve bu durum belki de hepimizden çok öğrencileri etkiledi. Günlerinin yarısından fazlasını, okulda geçiren öğrenciler birdenbire bütün hayatlarını dolduran çevrelerinden koptular. Yüz yüze iletişim kuramamak, okul bahçesinde bir kahve eşliğinde sohbet edememek, dertleşememek, kısacası sosyalleşememekle Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’ndeki en önemli ihtiyaçlardan biri olan “Ait olma, hissetme/sevgi” ihtiyacından da uzak kalmalarına neden oldu. Bugün biliyoruz ki ihtiyaçlarımız yeterince karşılanmadığında birçok olumsuzluk yaşayabiliyoruz. O hâlde bu süreçte sosyalleşme ve sevgi ihtiyacımızı çağımızın bizlere sunduğu dijital imkânlar dâhilinde giderebilir; arkadaşlık ilişkilerimizi güçlendirebiliriz. Öte yandan geleceğimize doğru adımlar atarken bizi doğru şekilde yönlendirebilecek kişilerle iletişime geçerek, hayallerimize dair motivasyonumuzu arttırabiliriz.
Peki, şimdi sana soruyorum: Kendi yaşamınla ilgili belirsizlikleri en aza indirgemek, krizleri fırsata çevirmek istemez misin?
Cevabın “Evet” ise bu zor dönemi fırsata dönüştürme sırası sende!
Büyük resmi gör
Hayatın zorluklarla çeviriliyse çoğunlukla seni ele geçiren duygu durumu “kaygı” oluyor. Unutma yalnız değilsin! Şu an senin gibi üniversitede okuyan veya mezun olmak üzere son derslerini vermeye çalışan tüm öğrencilerin ortak duygusu bu. Geleceğe duyulan belirsizliğin beslediği başaramama, yetersiz kalma, yetişememe kaygıları; zorunlu staj bulma, iş hayatına hazırlanma, bir kurumda deneyim edinebilme, ailenin bunca zaman sana verdiği güveni koruma ve eninde sonunda bir meslek edinme istekleri…
Biliyorum, tüm bunlar yaklaşık bir sene ya da daha uzunca bir süredir kafanda türlü soru işaretleri yaratıyor. Bu noktada sana önereceğim ilk adım, içinde olduğun durumu rahat görebilmen adına, bulunduğun durumun dışından kendine bakabilme yetisi geliştirmek, yani “Büyük resmi görebilmek!”
Kim olduğunu fark et
Büyük resmi görmek üzere ilk adımı attıysan, şimdi ikinci adıma geçelim:
Sen kimsin?
Bu soruyu oldum olası çok severim ve kendime de ara ara sorarım. Kim olduğun; senin bu hayattaki rollerini, kimliklerini, seni sen yapan değerlerini ve güçlü yönlerini kapsar. Bunları keşfetmek için kendine zaman ayırabilir, “Ben şu anda neyi rahatlıkla ve kolayca yapabiliyorum” sorusunu sorarak başlayabilirsin. “Başkalarının başardığı, ama benim başaramadığım neler var?” gibi seni başarısız hissettirecek sorulara odaklanmak yerine, kendi değerini fark edeceğin ve gitmek istediğin yolda sana yardımcı olacak şu soruyu sormalısın:
“Bugüne kadar neleri başardım?”
Yolunu tasarla
Şimdi ise sıra, adımlarını nasıl sıralayacağını planlamak. Hedeflerinin kısa ya da uzun dönemli olmasına göre ayrı ayrı organizasyon şeması çizmelisin. Tıpkı markaların kendileri için yaptığı yıllık kurumsal vizyon tablosu ya da bir zihin haritası gibi. Bu haritayı oluştururken de hedeflerini sıralayarak; bu hedeflere giderken nelerden, kimlerden, nerelerden, nasıl destek alacağını belirleyip yaratıcı düşünme yeteneğini kullanarak bir planlama yapmalısın.
Yolunun ve adımlarının sorumluluğunu üstlen
Öncelikle şunu bilmelisin ki bu yol senin yolun, adımların senin seçimlerin ve sorumluluk yalnızca sana ait. Bu kısımda, yolunu sen tasarladığın için bu yolu sahiplenmek de senin sorumluluğunda olmalı. İşte şimdi ’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nin en üst basamağına, yani idealde varmak istediğin noktaya “Kendini gerçekleştirme”ye çok yakınsın!
Konuk Yazar: Başak Gezgin Aruca / Global Koç