Hem iş hem de sosyal yaşantımızda ciddi etkiler yaşadığımız şu günlerde, bir yandan hissettiğimiz yas duygusunu yaşamak bir yandan da hayatımızın dengesini koruyabilmek elbette çok zor. Dengeyi sağlayabilmek adına farklı duygu durumlarını yönetmeyi başarmamız gerek. Peki, bunu nasıl yapabiliriz? İK profesyoneli Gizem Topsakal Acet, Kariyer Rehberi okurları için anlattı…
Olumsuz duygularla savaşabilmek ve ruhsal sağlığımızı koruyabilmek adına atacağımız bazı adımlar hem bizler hem de çevremiz adına faydalı olacaktır. Peki, bunun için neler yapabiliriz? Bu zorlu durumlarla nasıl başa çıkabiliriz? Gelin birlikte değerlendirelim…
Sakinliği korumak
Panik, hiçbir sorunu çözmede işe yarayan bir yaklaşım değildir. Aksine olumsuz sonuçlara neden olması olasıdır. Bu nedenle hem senin ve ailenin hem de iş arkadaşlarının ruh sağlığı için en gerekli başlangıçlardan biri sakinliği korumaya çalışmaktır. En sağduyulu yaklaşımlardan biri budur. Acıyı paylaşırken, aynı zamanda neleri paylaşabileceğini gözden geçirebilir, elini taşın altına koyabilirsin. Bu yaklaşım, süreçte dayanışma içinde olmanı sağlayacak bir adımdır.
Durumu analiz etmek
Kriz ortamlarında sosyal medya bir girdap gibi kişiyi içine çekebilir. Bu nedenle sosyal medyayı kullanırken bilgi kirliliğinden uzak durmalı, güvenli kaynakları takip etmeli, yanlış ve gereksiz bilgilileri paylaşarak bilgi kirliliğini artırmamaya özen göstermeliyiz. Bunun yerine sosyal medyayı dayanışma adına daha verimli nasıl kullanabileceğimizi düşünmeliyiz. Her saniye sosyal medyada olmak bizlerdeki duygu karmaşasını artıracak bir durumdur. Durumları doğru analiz edip iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırabilmeliyiz.
İş ve sosyal yaşam dengesini korumak
Böyle zorlu dönemlerde odağını korumak, çalışmak, sosyal hayatına devam etmek elbette çok güç. Fakat burada bir yandan “sürdürülebilirliğin” de akışta devam etmesi gerek. Zor olsa da kendine nefes alabileceğin aralar bırakarak, hayatının devamlılığı için olması gereken şeyleri devam ettirmeye çalışabilirsin. Eğer desteğe ihtiyacın varsa şirketinle, yöneticinle, aile ve dostlarınla paylaşarak, yavaşlayarak süreci atlatmaya odaklanmalısın.
Empatinin doğru yüzüne odaklanmak
Empati duygusu bir insana verilmiş en güzel yetilerden biridir. Fakat doğru yüzüne odaklanamadığımızda ne yazık ki bizi tükenme seviyesine kadar düşürebilir. “Bu durumu yaşayan ben de olabilirdim. Benim eşim, çocuğum, ailem de bunu yaşayabilirdi. Ya böyle olsaydı, ya şöyle bir durumda kalsaydım” gibi empati cümlelerini içinden geçirmeyenimiz yoktur. Fakat bu düşüncelerin ne bize ne çevremize ne de gerçek ihtiyaç sahiplerine bir faydası yoktur. Bu nedenle bu soruları sormak yerine, kendimize soracağımız soruları değiştirebiliriz. Örneğin;
- Böyle bir durumda kalsaydım neye ihtiyaç duyardım?
- Bana nasıl yaklaşılmasını isterdim?
- Bana ne daha iyi hissettirirdi?
Bu sorulara verdiğin cevapları uygulamaya ve organize etmeye çalışmak; hem sana hem de ihtiyacı olan kişilere gerçek bir fayda sağlayacaktır ve empati duygunu daha doğru yönetmene yardımcı olacaktır.
Kendine zaman tanımak
Yaşanan acıların ortasında soğukkanlılığı korumak elbette çok önemli, ama burada tüm acıları içinde biriktirmek hem ruhsal hem de fiziksel anlamda seni daha da yorabilir. Bu nedenle duygularını sevdiklerinle paylaşman doğru olacaktır. Olayları karşılama ve başa çıkma yöntemleri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Kimimiz ağlayarak, kimimiz sarılıp paylaşarak, kimimiz profesyonel destek alarak, kimimiz ise birtakım önlemler alarak tepki verir. Önemli olan bunun için kendimize izin vermemiz… Çünkü fiziksel anlamda yara almamış olmamız, ruhsal anlamda da yara almadığımız anlamına gelmez. Her birimizin bir şekilde iyi hissettirecek yöntemlere ihtiyacı var. İhtiyaçlarımızı analiz edip tedavi için düğmeye basmalıyız.
Rutinlerini aşama aşama devam ettirmek
Eskisi gibi olmayacak belki ama hayat bir şekilde devam edecek… Bu nedenle hayatının olağan akışından kopmamak, rutinleri devam ettirmek yaşamına daha kolay dönmene destek olacaktır. Su içerken, yemek yerken, yatıp dinlenirken, çalışırken, kendini iyi hissettiren durumların içinde yer alırken içinde hissettiğin suçluluk duygusunu bir kenara bırakmalısın. Yapılabileceklere odaklanmalısın. Kendin için doğru yolu bulup, iyileşmeye çalışmak seni suçu hissettirmemeli.
Unutma, hayat devam ederken, her şeyi baştan inşa edecek olan yine bizleriz. Bu nedenle bu gücü yitirmemek için ruh sağlığımızı ayakta tutabilmemiz çok önemli.
Konuk Yazar: Gizem Topsakal Acet / Talent Recruitment Partner
Yazara ait diğer yazıları okumak için buraya tıklayabilirsiniz.