IAS Genel müdürü ‘Hakan Karabiber’

IAS (Industrial Application Software), Türkiye’nin en büyük yazılım firmalarından biri. Girişimci Hakan Karabiber tarafından kurulmuş olan şirket, cirosunun yüzde 70’ini Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya ve İngiltere’de yapıyor.
TÜBİTAK tarafından Türkiye’de desteklenen ilk yazılımlardan bir tanesi olan IAS aynı zamanda ürettiği ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) yazılımının Türkiye’den ihracını gerçekleştiren bir firma. Cirosunun yüzde 70’ini özellikle Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya, İngiltere’de yapan IAS, şimdi de İtalya ve İspanya’da şube açmayı hedefliyor. Ürettikleri kurumsal kaynak planlama yazılımı CANIAS, ERP bugün başta Almanya, Fransa ve Avusturya olmak üzere 9 ülkede 6 dilde kullanılıyor.

IAS’ın gelişim sürecinden bahseder misiniz? Sektör içindeki konumunuz nedir?
IAS – Industrial Application Software, 1989 senesinin sonunda Almanya’da kuruldu. Bir süre SAP firmasında temsilci olarak çalıştıktan sonra şirketlere bilgi sistemleri konusunda çözüm üretmek ve danışmanlık hizmeti vermek üzere vermek için IAS’yi kurdum. İlk olarak büyük şirketlere yaptığımız SAP danışmanlığından kazandığımız parayı kendi yazılımımızı geliştirmeye yatırdık. 1993 senesinde Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla, yazılım firmalarının maliyetlerini düşürebilmek için doğuya yatırım yapmaya başlaması sonucunda biz de IAS olarak 1994 yılında Türkiye’ye yönelik bir yatırım yaptık ve o zamandan beri yazılımlarımızı Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. Bugün IAS, TÜBİTAK tarafından Türkiye’de desteklenen ilk yazılımlardan bir tanesi olmayı başarmış olmanın yanı sıra ürettiği ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) yazılımının Türkiye’den ihracını gerçekleştiren firma olma özelliğini de taşıyor. Ürettiğimiz kurumsal kaynak planlama yazılımımız CANIAS ERP bugün başta Almanya, Fransa ve Avusturya olmak üzere 9 ülkede 6 dilde kullanılıyor. IAS, cirosunun yüzde 70’ini yurtdışından yapıyor.

Geliştirdiğiniz yazılımdan bahseder misiniz, temelde ne tür bir yazılım ve ne tür uygulamaları içeriyor?
IAS’nin mevcut ERP ürünü olan CANIAS, 1997 yılında TÜBİTAK destekli olarak projesi tamamlanan, kendine özgü TROIA dili ile geliştirilmektedir. IAS Yazılım’ın son ürünü CANIAS ERP, yüzde 100 java tabanlı, platform bağımsız, modüler ve bütünleşik bir yapıdadır. Üretim yönetimi, satış ve müşteri ilişkileri, satın alma ve malzeme yönetimi, finans ve muhasebe modüllerinin yanında insan kaynakları, bakım ve doküman yönetimi, mobil çözümler, BSC (kurumsal karneler), collaborator, OLAP ve EDI (elektronik veri transferi) modüllerini barındırmaktadır. 
1994 yılından beri Türkiye’yi yazılım geliştirme ve AR-GE konusunda merkez olarak kullanıyorsunuz. Türkiye’yi seçmeniz, bugüne geldiğimizde, size neler kazandırdı ve neler kaybettirdi?
Kazandırdığı, çok iyi ve donanımlı bir personel elbette. Kaybettirdikleri… İlk olarak, Türkiye piyasasına alışmak o kadar kolay değil. Türkiye’de tam anlamıyla oturmuş bir ekonomi olmadığı için, 1994’ten beri çeşitli zorluklarla karşılaştık. Türkiye’de ERP yazılımı geliştirip yurtdışına sattığımız sıralarda Türkiye’de bunun telaffuzu bile yoktu. Bu sebeple şirketlere sunum yapabilme ve satma şansımız çok azdı; şu anda en azından popüler bir ERP’nin tam olarak ne olduğunu bildikleri için, o ilk başta verdiğimiz savaşları vermiyoruz ancak ekonomik savaşlarımız hala sürüyor. Çok basit bir örneğini vereyim: Yurtdışında bizim danışmanlık ücretlerimiz 1.200 euro. 1994 senesinde Türkiye’ye ilk geldiğimizde danışmanlık ücreti 850 dolar’dı. Oysa bugün piyasada bu rakamları telaffuz etmek imkansız. Böyle bir ekonomik ortam içerisinde yaşamak da hakikaten oldukça zor. Ancak bir başka açıdan baktığınız zaman ise Türkiye’de geliştirme maliyetleri, doğal olarak yurtdışına göre çok daha ucuz.

Sizin gelişmekte olan ve aynı zamanda zor bir pazarda edindiğiniz tecrübeler, gelecekte, özellikle Türkiye’ye komşu ülkelere yazılımlarınızı satmanıza ve çalışmalar yapmanıza yardımcı olur mu?
Biz şu an ciromuzun yüzde 70’ini yurtdışında özellikle Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya, İngiltere’de yapıyoruz. Şunu belirtmeliyim ki öncelikle ERP bir know-how işidir. Gelişmekte olan ülkelerde ERP’yi oturtmak zordur. Bizim yurtdışında satış yapmamız daha kolay. Çünkü yurtdışındaki şirketler şu an eski yazılımlarını yeni yazılımlarla değiştiriyorlar. Yurtdışındaki insanlar gayet bilinçliler ve ne istediklerini biliyorlar. Türkiye’de ise ilk olarak fonksiyonları anlatmak durumundasınız ve tabii ERP fonksiyonlarını paket program fonksiyonları ile kıyaslayamayacağınız için bir takım zorluklar yaşanıyor. ERP seçiminde Türkiye’deki müşterilerimiz bir kriter koymuyorlar. Kim daha ucuz fiyat verirse, doğal olarak projeyi o yapıyor gibi bir düşünce var. Bütün bunlar da gelişmekte olan bir ülkede ERP satışı yapmanın zorluklarını gösteriyor. Gelişmiş sanayisi olan bir yerde ben daha rahat satış yapabiliyorum, çünkü teknolojimi anlatabiliyorum. Biz yurtdışında satış yaptığımız zaman, elimize 250 sayfalık katalog gelir, biz o katalogu cevaplarız, geri göndeririz; bunlar bu kadardır, şu şekilde kullanılır, vb ve ardından da satış gerçekleşir. Türkiye’de ise oturup fiyat pazarlığı yapıyorsunuz, fonksiyonel içeriği kimse sormuyor.

Kimlerle çalışıyorsunuz? Ne tür hizmetler sunuyorsunuz? Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Yazılımımız tüm sektörlere yönelik çözümleri barındırdığı için hizmet sektöründen kuyumculuk sektörüne, inşaat sektöründen otomotiv sektörüne, ambalaj sektöründen sağlık sektörüne kadar tüm sektörler için çözümler ve uygulamalar sunuyoruz. Kimler bu müşterileriniz derseniz Boyner Back-Up, Loreal, Aygaz, Çimtaş, Baki Holding, Atay Holding, İnka, Odema Madencilik, Rotopak gibi az önce bahsettiğim farklı sektörlerden ve farklı çözüm beklentileri içerisinde olan firmaları göreceksiniz.
CANIAS ERP Üretim, Finans, Lojistik, CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi), Kalite Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi, Döküman Yönetimini içeren entegre çözümü ve barındırdığı pek çok uygulamayı içeren modüllerle şirketlere bilgi sistemleri konusunda onlara uygun çözümler üretmek, bir nevi şirketin ihtiyaçlarına uygun özel geliştirmeleri de hesaba kattığınızda en uygun elbiseyi dikmek yani bilgi teknolojileri konusunda endüstriyel terzilik bizim işimiz.

Şirketinizde kaç kişi çalışıyor?
Türkiye’de 40 kişilik bir ekibimiz bulunmakta. Yaklaşık bir o kadar kişi de Almanya’da çalışıyor.

Uzun vadede şirket adına planlarınız neler?
IAS’nin elbette ki ilk ve öncelikli hedefi şu anda faaliyet gösterdiği ülkelerde durumunu ve konumunu olabildiğince güçlendirmek. İkinci ve orta-uzun vadedeki yeni hedefi ise, Türkiye piyasasına benzerlikler gösteren İspanya ve İtalya’da şube açmak.

Şirketinizde çalışacak adaylarda ne gibi özellikler arıyorsunuz? İşe alım, performans değerlendirme süreçleri nasıl işliyor?
Bizim çalışanlarımızın tümü üniversite mezunu. Şirketimizde çalışacak adaylar konusunda öncelikle öncelikle şunu söylemeliyim ki adayların profil bilgileri bizim için çok önemli. İşe yerleştirme yapmadan önce İnsan Kaynakları Departmanı’mız iş analizi yaparak işin gerekliliklerini ortaya çıkartıyor. Kariyer.net’te bu gerekliliklere uygun adayları bulabilmek için ilanımız yayınlanıyor. Profile uygun özgeçmişler değerlendirme sürecine tabi tutuluyor. Birkaç aşamalı görüşmelerden sonra hem profil hem de beklenti açısından uygun adayları işe yerleştiriyoruz. Gerekli gördüğümüz noktalarda kişilik testleri, envanter testleri gibi kaynaklardan da destek alıyoruz. İşe yerleştirme sonrası işin niteliğine göre belli sürelerde oryantasyona tabi tutuyoruz. Çalışanımızın mutlu ve huzurlu çalışabileceği her türlü koşulu sağlamaya çalışmakla beraber gerekli tüm desteği de veriyoruz. Gerektiğinde kurum dışı eğitimlerden de destek alıyoruz.

Kariyer.net’ten nasıl yararlanıyorsunuz?
Belirttiğim gibi İnsan Kaynakları Departmanı’mızın gerçekleştirdiği iş analizi ile ortaya çıkan gereklilikler sonrasında Kariyer.net’te buna uygun ilanı çıkıyoruz. Kariyernet’i ilk kullanan firmalardan biriyiz bu anlamda. İşe yerleştirme sürecinde Kariyer.net’in hizmet farkını avantaj olarak kullanma şansına sahibiz.
 

**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.