Annemizin güvenli kollarından ayrılıp okula başladığımız ilk gün; hangimiz korkmadık, hangimiz üzülmedik ki? Kimimiz dışarı vurdu gözyaşları ile korkusunu kimimiz içten içe buruktu o gün. Peki ya ilk iş günü? Yrd. Doç. Dr. Psikolog Ozanser Uğurlu ilk iş gününü kolay atlatmak için önerilerini paylaşıyor.
Mezun oldunuz, iş başvuruları yaptınız, mülakatlara girdiniz ve artık bir işiniz var. Adımınızı iş yerinize attığınız o ilk gün kalbiniz ağzınızda. Kıyafetiniz üzerinizde bir garip duruyor, elinizi nereye koyacağınızı bilemiyorsunuz, saçınız düzgün görünüyor mu acaba? Ürkek bir yavru kuş misali artık gerçek hayatın içinde olmanın verdiği korku her yerinizde…
Genç yetişkinlikten çıktığınızı herkese göstermenin sırası değil mi? Başardığınızı, iş bulduğunuzu; dağa taşa, uçan kuşa, mahalledeki bakkala, babanızın iş arkadaşlarına göğsünüzü gere gere duyurmanın zamanı değil mi? Tüm eğitim hayatınız bugüne gelebilmek için değil miydi? Ama zihninizde uçuşan düşünceler, sizi geçmişe, annenizin kucağından inip okula ilk adımınızı attığınız o günlerin korkularına götürüyor, bakışlarınızdaki ürkekliği atamıyor, kalbinizin deliler gibi çarpmasına engel olamıyorsunuz…
İlk günün kaygıları
Her şeyin ilk günü, ilk seferi, ilk denemesi keyiflidir aslında. Yeter ki içinizdeki kaygıyı kontrol edebilin. Yeni bir işe başlarken iş yerindeki ilk gün korkmaktan daha doğal bir tepki olamaz. İlk defa girdiğiniz bir ortam, insanları tanımıyorsunuz, çalışacağınız ortamı bilmiyorsunuz, tüm bunlar beyniniz için birer tehlike işareti, bu yüzden gerginsiniz. Beyninizin yabancı bir ortama karşı verdiği bu tepki doğal bir tepki ve sizin ilk iş gününde hayatta kalmanız için bu gerginliğe ihtiyacınız var. Böylece algılarınız açık olacak. Size anlatılanları daha dikkatli dinleyecek, verilen bilgileri etkin bir şekilde hafızanıza kaydedeceksiniz. Çünkü beyniniz yeni duruma adapte olmak için maksimum kapasitede çalışacak ve bu da sizin ilk günü tahmin ettiğinizden çok daha etkin bir şekilde yönetmenize yardım edecek.
İşler kontrolden çıkabilir mi?
Peki ya gerginlik düzeyimiz kontrolden çıkarsa. İşte o zaman işler karışabilir, yeni iş arkadaşlarınızdan birinin – ki bu patronunuzda olabilir- üzerine yanlışlıkla çayı dökebilir, masanızdaki objeleri devirebilir, hatta ofisten çıkarken cam kapıya çarpıp düşebilirsiniz bile. Yok canım, o kadar da olmaz diyorsunuz! Neden olmasın. Çünkü kaygı kontrolden çıktı mı bizi de kontrolden çıkartır, merkezi sinir sistemimizi iptal eder ve siz elinizle bardak arasında birkaç santim daha var zannederken aslında bardağa çarpmış ve devirmişsinizdir bile. Korku kaygıya yol açar, kaygı düzeyimiz kontrolden çıkarsa performansınız düşüşe geçer. Sonrası, ilk iş günü ile ilgili anlatılacak bir sürü anı için kapıyı açar ve siz yıllar yıllar sonra işe yeni başlayan çalışanınıza rahatlaması için kendi “komik” anılarınızı anlatırsınız…
Peki ne yapacağız?
– Her şeyden önce iş yerindeki ilk gününüzün sizde yarattığı gerginliği iş arkadaşlarınızdan saklayamayacağınız gerçeğini kabul etmelisiniz. Çünkü herkes o yollardan geçti. İlk gün yaşanan tüm aksilikler sizin kişiliğinizle alakalı değil, olayın doğası ile alakalı. O yüzden endişelenmeyi bırakın, yaşadıklarınız sizi tanımlamayacak, onlar sadece ilk gün yaşananlar olarak hatıralarınız arasındaki yerlerini alacaklar, o kadar.
– Korkunuzu kabullenin. İlk gün, yeni bir ortam ve evet yeni bir hayat… O yüzden korkmanız normal. Annenizin güvenli kucağından ineli çok oldu ama isterdiniz ki güven veren bir şeyler yanınızda olsun, onun orada olduğunu bilmek sizi rahatlatsın. Neden çantanıza ya da cebinize size güven veren insanların resmini koymuyorsunuz. Orada yanınızda olduklarını bilmek içinizdeki korkuyu rahatlatmak için size yardımcı olacaktır. Hepimiz insanız ve insana en büyük güveni sevgi verir. Sevdiğiniz şeylerin size güven veren sıcaklığını hissetmek için yanınızda olmalarına gerek bile yok aslında, kalbinizde olmaları yeterlidir…
– Bırakın yeni iş arkadaşlarınız size yardım etsin. Hele hele şirketiniz sizin gibi yeni çalışanları için oryantasyon programı varsa, yaşadınız. Onlar her şeyi düşünmüş ve size yardımcı olmaya çalışıyorlarsa ne güzel işte. Bırakın kendinizi iş yerinizin kollarına, onlar size her şeyi göstersinler, anlatsınlar ve hayatınızı kolaylaştırsınlar.
– Staj yaptığınız günlere dair anılar, üniversitede üyesi olduğunuz topluluğun organizasyonlarında aldığınız görevler, okuldaki proje çalışmaları ve sunumlar. Tüm bunlar beyninizde size iş yerindeki ilk günü güvenli bir şekilde tamamlamak için bilgi sunacak anılar. Ve anılarımızdaki olumlu verileri düşünmek ve daha önce başardıklarınızı hatırlamak kendinize güveninizi arttıracaktır.
– Ve en önemlisi kendiniz olun, farklı gözükmeye çalışırsanız insanların sizi yanlış tanımalarına yol açabilirsiniz, kendiniz olun yeter, çünkü o noktaya kadar gelen sizsiniz. Artık iş sahibi bir yetişkin olarak yeni bir hayata başlıyorsunuz, emeklerinizin karşılığını almış olmanın keyfini çıkartın…
Yorum yapmak ister misin?