Adrenalinin ülkemizdeki temsilcisi Kutlu Torunlar

Kutlu Torunlar Barcelona ve Atlanta Olimpiyatları’nda ülkemizi rüzgar sörfü dalında temsil etti, 2000 yılında Türkiye Enduro Motosiklet Şampiyonu oldu. 2007’de ünlü motor yarışı Dakar’a katılan Torunlar’ın neredeyse adının geçmediği spor dalı yok. Sporu hayat biçimine dönüştüren ödüllü sporcu, profesyonel iş hayatını spor üzerine kurup adrenalinin peşinden gitmeye devam ediyor.
Kalamış Koyu’nda yelken yaparken rüzgar sörfüne merak saran Kutlu Torunlar, kısa sürede kendini olimpiyatlara katılacak kadar kendini geliştirir. Ülkemizi rüzgar sörfünde 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda temsil eder. Marmara Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi alan Torunlar, olimpiyat oyunlarının ardından en sevdiği şey olan sporu işe dönüştürmeye karar vererek sportif pazarlama üzerine Sportworks’ü kurar. Kendi organizasyonlarıyla uğraştığı dönemde şans eseri motosiklet yarışına katılan Torunlar, 2000 yılında Türkiye Motosiklet şampiyonu olur. Ardından kendine prestijli yol dışı dayanıklıklık yarışı Dakar’ı hedef koyar ve 2007 yılında Dakar’a katılarak yarışı tamamlamayı başarır. Sportsworks’le iş hayatına çalışmaya devam eden Torunlar, dünya çapında iş dünyası olimpiyatı olarak anılan Corporate Games’i Türkiye’de 8 yıldır organize ediyor. Rüzgar sörfü organizasyonlarına yelken şenliğini de eklemeye hazırlanan Torunlar, sorularımızı yanıtladı.Rüzgar sörfü yapmaya nasıl başladınız? Olimpiyatlara katılmaya ne zaman karar verdiniz? 
Çok değer verdiğim insanlardan olan Muzaffer Karacehennem, Galatasaray Spor Kulübü’nde yelken yöneticisiydi ve antrenörlük yapıyordu. Ben de Kalamış’ta yelkenden sonra çok amatörce rüzgar sörfüyle ilgilenmeye başladım. Muzaffer Hocam, sörfe başladığımın 3.ayında bana hedef koydu; “Olimpiyatlara gideceksin” dedi. Bana çok enteresan geldi tabii… Bırakın yarışmayı düşünmeyi, sörfün üstünde zor durduğum zamanlardı. Günde 8 saat antrenman yapmaya başladım, sabah 10.00’da atlıyordum sörfe, arada bir tost yiyip akşam hava kararana kadar çalışıyordum. Öyle bir hedef koymuştu ki bana Muzaffer Hocam, gerçekten çok iyi motive olmuştum. Yaz – kış yoğun tempoda çalışıp, 1992 olimpiyatına a gitmeyi başardım.

Neler hissetmiştiniz olimpiyatlardayken?
Olimpiyatlara gitmek benim için başarıydı, oraya gidince ilk beşe girebilmek için tek iş olarak olimpiyatlara hazırlanmak gerektiğini anladım. 1992 olimpiyatlarından sonra 1996 Atlanta Olimpiyatı için öyle bir tempoyla hazırlanmaya başladım ama hayat şartları buna müsaade etmedi. Bazen zamanım olmadı bazen de maddi desteği yakalayamadım. 1996 yılında bilinçli bir şekilde yarışmaya katıldım yapabileceğimin en iyisini yaptım. 45 ülkenin katıldığı rüzgar sörfü kategorisinde 22. oldum.  Ardından yeterli sponsoru bulamadığımdan, sponsorsuz olimpiyat sürecine 4 yıl boyunca tam anlamıyla hazırlanamayacağımdan ticari hayatı tercih ettim. Sporla yakın ilişkim sonucunda sporu aynı zamanda mesleğim haline getirmek istedim ve sporla ilgili neler yapabileceğimin peşine düştüm. Spor odaklı pazarlama iletişimiyle ilgili çalışmaların ülkemizde olmadığı dönemde bu alanda çalışmaya karar verdim.

Rüzgar sörfüyle ilgili ülkemizde ne gibi çalışmalar yaptınız?
Spor odaklı pazarlama iletişimi yapmak üzere Sportswork’ü kurdum. Rüzgar sörfü organizasyonları yaparak başladım işe, rüzgar sörfü Türkiye turlarının iletişimi, organizasyonu yürüttük. Markalar, federasyon ve medya arasında köprü oluşturduk. Hem rüzgar sörfü sporunu kalkındırmak hem de marka olmayı hedefledik.  5 yıldır Alaçatı’da rüzgar sörfü kupasını organize ediyoruz, Alaçatı bizim organizasyonlarımız sayesinde sörf cenneti olarak anılmaya başladı.

Motosiklet yarışlarına katılmaya nasıl başladınız? 
Spor organizasyonlarımızın biri 1998’de Büyükçekmece Gölü yakınındaydı. Tesadüf eseri aynı yerde bizden sonraki hafta da motosiklet şampiyonası vardı. Kendi organizasyonumuz için gidip gelirken göz ucuyla onlara bakıyordum ve içlerinde birkaç arkadaşıma rastladım. Yanlarına gittim bana motor ve kıyafet verdiler, kendimi pistte buldum. Turlamaya başladım, motosiklet kullanmak bana yakın geldi ve bir hafta içerisinde o yarışa girmeye karar verdim.

Daha önce motor kullanmış mıydınız? Normal sosyal yaşantımın içerisinde motosiklet kullanmıştım ama yarışlara katılmak gibi bir teşebbüsüm olmamıştı.

Katıldığınız ilk motor yarışından sonra neler yaptınız? 
Yarıştan sonra her hafta sonu Belgrad Ormanı’na veya herhangi bir parkura gidip sabahtan akşama kadar motora binmeye başladım. Türkiye şampiyonalarına katıldım, ilk kez 2000’de Enduro Türkiye şampiyonu oldum. Türkiye şampiyonluğundan sonra Dakar yarışı hayalim oldu, televizyondan ve dergilerden takip ediyordum. 15 gün süren Dakar’ın enerjisi beni dürtmeye başladı, hep kafamın bir köşesindeydi. 2007’de bunu bir proje haline getirdik, Dakar’a giden ilk Türk olan Kemal Mert ile Dakar serüveni şekillendi. 3 sene arka arkaya Dakar’a katıldım. İlk sene başarı elde edince oradaki hayalim de gerçekleşmiş oldu. İyi anlaştığım hayatımın paralel olduğu insanlar ile aynı sporları yapmak bana çok büyük haz veriyor.

Favori motosikletiniz hangisi? 
Favori motosikletim KRM. KRM’ler performansa yönelik Avusturya yapımı motosikletler,  fabrikadan çıktığı anda çok beğenilen bir donanıma sahip.

Corporate Games’i Türkiye’ye getirmeye nasıl karar verdiniz?

Ana amacımız spor kültürünü yerleştirmek. Bu yüzden hem sporla alakalı hem de yenilikçi ve faydalı neler yapılabileceğimizin peşindeydik. Şirket olarak esas kanalize olduğumuz yol kendi organizasyonlarımıza sahip olmak, onları istediğimiz gibi şekillendirmekti. Yılda bir kez, 3 gün süren spor karşılaşmalarıyla şirket olimpiyatı gibi olan Corporate Games tam bize göreydi, bu yüzden bu yarışmanın Türkiye etabını düzenlemeyi üstlendik. İş dünyasında zamanında sporla yakından ilgilenen birçok kişi var. Ancak zaman darlığından artık sadece hafta sonu veya hafta içi işten vakit bulursa sporlar ilgilenmeye çalışıyorlar. Onlara işleriyle ilgilenirken aynı zamanda Corporate Games için takım oluşturup, hedefe yönelik istedikleri sporları yapmalarını istedik. Gerçekten de Corporate Games, ilk senesinden itibaren ilgi gördü, 1700 kişi ile başladık 4500 kişiye ulaştık.

Corporate Games hangi ülkelerde var?18 ülkede gerçekleşiyor. İngiltere, Dubai, Papua Yeni Gine, Barbaros adaları, Japonya…

Corporate Games’te firmaların bu organizasyona katılarak en büyük kazanımları ne oluyor?

Corporate Games, sporu iş yaşamı ve eğlenceyle birleştiren bir şehir organizasyonu. Bireylere spor yapma alışkanlığı kazandırarak spor kültürünü yaygınlaştırma amacını taşırken, takım ruhu ve kurum kültürü aşılamak, rekabet motivasyonlarını geliştirmek gibi misyonlarını üstleniyor. Yarışmacılar takımlar oluşturarak farklı departmanlarda hatta şehirlerde çalışan iş arkadaşlarıyla kaynaşıyorlar. Sağlık açısından bakıldığında katılanlar planlı ve programlı spor yapıp daha sağlıklı bireyler haline geliyorlar. Şirket adına yarıştıkları için şirkete bağlılıklarının artması da önemli bir husus. Uluslararası bir boyutu da olduğu için farklı ülkelerden kişiler tanışarak yeni iş olanakları geliştiriyorlar.

Spora yönelik, farklı projeleriniz var mı?Yeni hedefimiz yelken ve deniz kültürünü aşılamak. Bu yıl İstanbul’da boğazda bu projemizi hayata geçiriyoruz, umarım onlarca yıl devam edecek. Yelken şenliği düzenliyoruz, amaç bir yarış değil. Boğazın kuzeyinden başlayacak yelkenliler, Bebek Koyu’na kadar boğazdan geçiş yapacaklar. Herkesin zevk alabileceği gerek profesyonel gerek amatör herkes katılabilecek. Boğaz’da yelken geçişi tamamlandıktan sonra Bebek Parkı’nda gün boyu süren aktiviteler olacak. Türk yelkenciliğini anlatacak duayenler ile söyleşiler yapılacak. Bu etkinliğimizin de ilerde uluslararası bir organizasyon olmasını hedefliyoruz. Gerek komşu ülkelerden gerek uzak ülkelerden gelenler, iki kıta arasında yelken yapma ayrıcalığını yaşayacak.

Son zamanlarda hangi sporla yakından ilgileniyorsunuz?
Hem profesyonel hayatımı hem de sportif hayatımı ahenk içerisinde yürütmeye çalışıyorum. Yine de zaman zaman biri daha ön plana çıkıyor. Bundan sonra yelkenle devam edeceğim, ilk göz ağrım yelkenle… Yelken sağlıklı olunduğu sürece yapabilecek bir spor.

Unutulmayan anılar…

• 1993 senesinde Windsurf Avrupa Şampiyonası’nda Manş Denizi’nde akıntılar ters ve dalgalar büyük olduğu için devrildim ve o sırada ne olduysa hafızamı kaybettim.  Birkaç gün sürdü hafıza kaybım, değişik bir tecrübeydi.
• 1997’de Sultanahmet’te hem organizasyon sahibi hem de sporcu olarak katıldığım Snowboard Freestyle Dünya Kupası vardı. Ayasofya ve Sultanahmet Camii arasına devasa bir rampaya yapay kar yağdırdık. Sultanahmet’te yaklaşık 6000 kişi toplanmıştı, seyirciye alışkın değilim. Rampadan yukarı çıktım, gürültü ve kalabalığı görünce çok heyecanlanmıştım, farklı bir duyguydu benim için.

Corporate Games 2010’a katılacaklara neler önerirsiniz?

Sadece Corporate Games’e katılmasılar sporu hayatlarının merkezine oturtsunlar
Başka organizasyonlara katılıp bu sporu devam ettirsinler
Sporu 365 güne yaysınlar

BİYOGRAFİ
KUTLU TORUNLAR2010 Dakar Rallisi 690 cc
2009 Dakar Rallisi 530 cc
2008 Central Europe Rallisi 450 cc (Dakar Series)
2007 Redbull Aqua Batle 1.
2007 Dakar Rallisi 450 cc 2.
2005 Enduro Türkiye Şampiyonası, 450cc 1.
2005 Enduro Türkiye Şampiyonası Genel Klasman 1.
2004 Rallye D’orient Kapadokya
2004 Enduro Türkiye Şampiyonası, 450 cc 3.
2004 Enduro Türkiye Şampiyonası, 450 cc 2.
2003 Rallye D’orient Kapadokya
2001 UAE Desert Challange
2000 Master Rallye Paris İstanbul
2000 Enduro Türkiye Şampiyonası, Genel Klasman 2.
2000 Enduro Türkiye Şampiyonası, 450cc 1.
1998 Camel Trophy
1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları Türk Milli Takımı Windsurf sporcusu
1992 Barcelona Olimpiyat  Oyunları Türk Milli Takımı Windsurf sporcusu
Snowboard Balkan Şampiyonluğu

Gazeteci olmak için yola çıkarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Basın Yayın eğitimi aldı. Sektörel yayınlarda tecrübe kazanan, 2007 yılında Kariyer’de Editör olarak çalışmaya başlayan Nogay, 2011’den bu yana Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapıyor.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.