Küresel Çeşitlilik etkinliği kapsamında Türkiye’ye gelen Siemens Chief Diversity Officer’ı Denice Kronau, günümüzde liderlerin sadece kendine benzeyen çalışanları yönetemeyeceğini söylüyor. Kronau, değişen iş gücünün doğru yönetiminin ancak çeşitlilik kavramına önem vermekle sağlanabileceğini vurguluyor.
Siemens’in dokuz ülkede gerçekleştirdiği 3. Küresel Çeşitlilik Etkinliğinin bir durağı da İstanbul’du. İsviçre’nin Zug’ kentinden başlayarak gerçekleştirilen tur boyunca Siemens Chief Diversity Officer’ı Denice Kronau, Çeşitlilik Komisyonu bulunan dokuz ülkeyi gezdi. Türkiye’deki ziyareti sırasında görüştüğümüz Kronau, çeşitlilik kavramının her ülkenin yapısına ve ihtiyaçlarına göre ele alındığını, global prensiplerle local uygulamalar gerçekleştirdiklerini kaydediyor. Kronou ile çeşitlilik kavramının Türkiye’deki ihtiyaçlarını ve yurt dışındaki örneklerini konuştuk.
“Çeşitliliğin öncelikli amacı liderliktir”
Büyük kurumsal yapıların çeşitlilik kavramına önem vermesinin ilk amacının liderlik olduğunu belirten Kronou, büyük bir hızla değişen dünyanın ve işgücünün bu durumun ana nedeni olduğunu kaydediyor. Kronou, liderlerin sadece kendisine benzeyen insanları yönetmesinin geçerli olamayacağını, farklı alanlardan gelen insanların iş dünyasının içinde yer aldığını hatırlatıyor ve ekliyor: “Çünkü dünya çok büyük bir hızla değişiyor. Aynı şekilde iş gücü de değişiyor, insanların bakış açıları da değişiyor, çalışma ortamları da değişiyor. O yüzden de liderler herkesin içindeki en iyi özellikleri bulup, ortaya çıkarmakla yükümlüler. Sadece kendilerine benzeyen insanları yanlarına almakla yetinemezler.”
Her ülkede farklı değerler öne çıkıyor
Kronou, Siemens’in 190 ülkede faaliyetlerini yürüten bir şirket olarak çeşitlilikle ilgili çok uzun bir geçmişi olduğunu, bu yüzden de global CEO’ları Peter Lösher’in 2008 yılında bu anlayışın daha da ön plana çıkması ve vurgulanması için bir girişim başlattığını aktarıyor. Geniş bir çeşitlilik kavramıyla yola çıktıklarını belirten Kronou, “Kavramın içerisine düşünceyi, deneyimi, geçmişi de ekledikten sonra işin local boyutunu da kattık. Çünkü farklı ülkelerde farklı kavramlar ön plana çıkıyor. Örneğin Güney Afrika’da daha ziyade siyah-beyaz ırk ön plana çıkarken Almanya’da ve Batı Avrupa’da cinsiyetler arası eşitlik ön plana çıkıyor. ABD’de ise daha ziyade odak noktasında savaş gazileri var. Sonuç olarak prensipler global ama uygulamalar local” diye konuşuyor.
Türkiye’nin enerjisi çok yüksek
Siemens Türkiye’de bulunan komisyonun çalışmalarından çok etkilendiğini ifade eden Kronou, “Keşke burada gördüğüm enerjiyi bir şişeye hapsedip beraberinde götürebilseydim” diyor. Komisyonda çalışan insanların ne kadar büyük bir şevkle çalıştığını görünce çok mutlu olduğunu vurgulayan Kronou, yapılan işleri ise “harika ve dokunaklı” olarak nitelendiriyor. Kronou, komisyonun şu anda Türkiye’de odaklanması gereken noktayı bulmaya çalıştığını ve bunun sonucunda kadın meselesine, gelecek nesillere ve Y nesline odaklanmaya karar verdiklerini açıklıyor.
Gelecek yıl başarı hikayeleri bekliyor
Kronou, Türkiye ile ilgili gözlemlediği kavramın tutku olduğunu, komisyonun kadın ve gençlerden başlama fikrinin de çok yerinde olduğunu belirtiyor. “ Ben de Türkiye’de olsam aynı yerden başlardım. Çünkü çok fazla potansiyel var ve aynı zamanda çalışanların da profilini yansıtıyor. Zaten tarihi olarak bakıldığında Siemens’te kendi kendine örgütlenen bu tipteki çalışmalarda hep bu iki konunun ön plana çıktığını görüyoruz. Bilinen bir yol olduğu için buradan başlatmak çok doğru. Kolay bir yol değil ama yine de bilinen bir yol” diyor. Kronou komisyonun ilk çalışmalarıyla ilgili olarak ise, “Tıpkı bir kurumsal şirketin yapacağı gibi kendilerine bir vizyon ve misyon belirlemişler. Genelde kurumsal şirketlerin misyonları ve vizyonları vardır, bana sıra dışı geldi. Çalışmalarıyla güçlü bir şekilde diğer çalışanlara ilham veriyorlar. Yaptıkları anketin sonuçlarını aldıklarında çalışmalarına başlayacaklar ve ben de gelecek yıl geldiğimde canlı ve enerji dolu kadın network’ü ve yeni nesiller networ’kü göreceğimi umuyorum. Başlatılacak mentorluk ya da gelişim programlarıyla yeniden geldiğimde birçok kişi başarı hikayesini anlatacak” diye konuşuyor.
Yorum yapmak ister misin?