Pazarlama ve Pazarlama İletişimi sektörünün sesi Mediacat, Türk yayıncılık tarihinde çok özel bir yere sahip. Arkasında büyük bir holding olmaksızın 13 yıldır yayın hayatına devam ediyor. Üstelik yayınladığı kitaplar ve ses getiren workshop’larıyla Mediacat markasını sürekli genişleterek…
Pazarlama İletişimi ya da yaygın adıyla Reklamcılık, Türkiye’de yeni sayılabilecek sektörlerden. Buna rağmen bu sektör Türkiye’nin en uzun soluklu ve en başarılı sektörel dergilerinden birine sahip. Üstelik bu dergi 13 yıllık yayın yaşamının sonunda artık “içinden kitap çıkan dergi” haline gelmiş. Kapital Medya çatısı altında yayınlanan Mediacat; yarı akademik dergisi pi, workshopları, sayıları 200’e yaklaşan kitapları, günlük haber sitesi www.mediacatonline.com sitesiyle adeta reklam sektörünün bilgi havuzu. Bütün bu başarının arkasında Mediacat’in Genel Yayın Yönetmeni ve Kapital Medya A.Ş.’nin genel müdürü Pelin Özkan bulunuyor. ODTÜ Fizik Bölümü’nü bitirdikten sonra reklamcılığa adım atan ve daha sonra da Medicat’i yayınlamaya başlayan Özkan, başarılarının anahtarının MediaCat’in misyonuna uygun yayıncılık yapmakta olduğunu söylüyor. Özkan ile Mediacat’in faaliyetlerini ve gelecek için hedeflerini konuştuk…
Mediacat yayın hayatına nasıl başladı?
Sektörün merkezi İstanbul olmasına rağmen Mediacat Ankara’da yayınlanmaya başladı. Ve ilginçtir; ilk sayısı toplatıldı. Benetton’ın o dönemlerde yaptığı bir insanların cinsel organlarını kullandığı bir reklamı vardı. Bu reklamı bir tek Fransa’dan Le Monde basmayı kabul etmiş, ki onlar da okuyucularından çok büyük tepki adıkları için tekrar basmamışlardı. Biz de mesleki bir yayın olduğumuz bu reklamla ilgili bir haber-yorum yazısıyla birlikte reklamı da bastık. Nasıl ki tıp dergilerinde her tür fotoğraf basılabiliyor, biz de aynı mantıkla hareket ettik. Dergi müstehcenlik suçlamasıyla toplatıldı. Sonra mahkemede beraat ettik ama Mediacat yayın hayatına toplatılarak başlayan ilk dergi olarak tarihe geçti.
Mediacat kaç yıldır yayınlanıyor?
Mediacat 13. yılına girdi. Türkiye’de süreli yayın kelimesi biraz ironik bir anlama sahip. Çoğu süreli yayın gerçekten de bir süre yayınlanıp kapatılıyorlar. Hele bağımsız bir kuruluşsanız, arkanızda büyük bir medya holdingi yoksa sektörel bir derginin ayakta durması çok zor. Ama biz bu dergiyi 13 yıldır marka genişleterek ayakta tutabiliyorsak, bir şeyleri doğru yaptığımızı gösteriyor bu. İki nokta önemli: Marka yönetimiyle ilgili doğrularımızdan ve yayıncılıkla ilgili doğrularımızdan vazgeçmiyoruz.
Mediacat’in başarısının arkasındaki doğrular neler?
Öncelikle Mediacat bağımsız. Çok küçük bir sektör içindeyiz ve etik değerlere önem veriyoruz. Örneğin herkes reçetesiz ilaç reklamlarının ve sigara reklamlarının serbest olmasını savunurken biz bunun karşısında durduk çünkü Türk toplumu için bunun uygun olmadığını düşündük. Toplumun çıkarlarını sektörün çıkarlarından önde tutuyoruz her zaman. Bazen bazı çevrelerle çatışma noktasına geliyoruz ama zararı yok.
Ekip olarak yeni şeyler yapmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyoruz. Toplantılarımızı genellikle “evet, bu konuyu yapalım, biz de ne olduğunu öğrenelim” diye bitiririz. Sürekli sektörel yenilikleri takip ederek öğreniyoruz ve bu bizi çok heyecanlandırıyor. İçerik, format ve tasarım anlamında sürekli yenilikçi bir çizgi içindeyiz.
Marka yönetiminde de doğru adımlar attığımızı düşünüyorum. Odaklanmak ve sürekli o alanda birtakım açılımlar yaratmak… Mediacat’in misyonu, Pazarlama ve pazarlama İletişimi sektörüne rafine; teoride güçlü, pratikte de işe yarayan bilgi sunmak. Sektörde bir bilgi havuzu oluşturmak. Mediacat markasını genişletirken de bunlara dikkat ediyoruz.
Mediacat’in kapakları büyük ilgi topluyor. Kapak tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz?
Kapaklarımız bizim için çok önemli, başından beri bu konuya çok büyük özen gösteriyoruz. 10. yılımızda kapaklarımızla ilgili bir yenilik yapmak istedik ve 12 ay boyunca her sayımızın kapağını bir reklam ustasının hazırlamasına karar verdik. Bu o kadar ilgi gördü ki, ertesi yıl kapakları reklam fotoğrafçılarına yaptırdık. Bu yıl da karikatüristlere yaptırıyoruz. Burada iki amacımız var: o çevrelerin ilgisini sektöre yoğunlaştırmak ve sektöre katkıda bulundukları için onlara bu yolla teşekkür etmek.
Mediacat kitapları ve workshopları ne zaman başladı?
İlk Mediacat kitabı 1998 yılında yayınlandı. “Reklamcı” diye bir reklam romanıdır, 1970’li yıllarda Haluk Mecsi bunu okumuş ve o kadar sevmiş ki hemen çevirmiş. Biz bu kitabı yayınladığımızda üniversitelerde ve iş yaşamında en önemli sorun kaynak eksikliğiydi. Hocalar için reklam, pazarlama, PR, medya konuları henüz çok yeniydi. Bu sektörlerde çalışan öncü kişiler de o kadar meşgullerdi ki durup üniversite için yazı yazmaya, seminerler vermeye fırsatları olmuyordu. Bu eksikliği görerek kitaplarımızı yayınlamaya başladık.
Sonra workshoplar devreye girdi. MediaCat Communication Institute ( MCI ) markası altında bu eğitimleri misyonumuza uygun olarak bir laboratuar gibi konumlandırıyoruz. Teknolojinin de ilerlemesiyle artık çok fazla bilgi var, örneğin Google’a girdiğinizde neredeyse sınırsız bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Ancak doğru bilgiyi ayıklamak çok zaman alıyor. Bizim amacımız dergiyle bu bilgi ihtiyacını karşılamak, workshoplarla bir laboratuar ortamı hazırlamak ve orada bilgiye ihtiyacı olan kişilerle bilgi kaynaklarını bir araya getirmek.
Mediacat Forum ise önem verdiğimiz bir başka etkinlik. Bu yıl ikincisini yaptık, büyük bir şölendi diyebilirim. Uluslararası ölçekte sektörün en iyileri geliyor ve bilgilerini ve son yenilikleri paylaşıyorlar. Ayrıca Pi diye de bir dergimiz var; bir makale dergisi, burada da akademiyle uygulama arasında bir köprü oluşturmayı umuyoruz. Ne yazık ki bu iki alan birbirinden kopuk iki dünya. Ama üniversitelerde okuyan çocuklar bu sektörde çalışmak durumunda. Bu yüzden bu konuya büyük önem veriyoruz. Web sitemiz www.mediacatonline.com sektörün iletişim platformu. En taze, en güncel haberleri bulabiliyorsunuz ve bu platformda insanlar fikirlerini tartışıyor, bilgilerini paylaşıyorlar.
Yayınladığınız kitapları nasıl, hangi kriterlere göre seçiyorsunuz?
Dünyayı takip ediyoruz, fuarlara gidiyoruz, yurtdışındaki bu konuda yayın yapan yayınevleriyle görüşüyoruz ve dışarıda çıkan en yeni kitapları aynı anda Türkiye’de de yayınlayabiliyoruz. 200’e yakın kitabımız var ancak baktığımızda bunların birçoğunun yabancı olduğunu, hep Türkiye dışındaki örnek olayları kullandıklarını gördük. Satış ve pazarlama bilgilerini yurtdışından alabilirsiniz ama bunları ancak yerelleştirerek kullanabilirsiniz. Başka türlü işe yaramaz. Bu noktada Türk uzmanları, akademisyenleri kitap yazmaları için cesaretlendirmeye başladık. Böylece bir denge yakalamaya çalışıyoruz.
Türkiye’de internetin pazarlamada kullanılması ne boyutlarda?
İnternette daha yaratıcı çalışmalarla tüketiciyi yakalayabilirsiniz, o yüzden çok önemli bir mecra olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de internet reklamına geçen sene ayrılan bütçe sadece 2-3 milyon dolar. Türkiye’nin genel durumundan farklı değil. İnternet şu anda Türkiye’de ölçümlenemiyor. Kullanım oranı da düşük olduğu için pazarlama da çok yaygın kullanılıyor diyemeyiz. Ancak gelecekte bu durumun değişebileceğini düşünüyorum.
Mediacat’in gelecek için hedefleri neler?
Mediacat’in çok daha uzun yıllar yaşamasını hedefliyoruz ve bütün planlarımızı bunun üzerine yapıyoruz. Sektörel yayıncılığın geleceğinin çok iyi olacağını düşünüyoruz ve Kapital’i bu çizgide tutacağız. İnsanlar kendi meslekleriyle ilgili bilgilere güvenilir kaynaklardan ulaşmak isteyecekler ve sektörel dergiler bu anlamda çok etkili. Ayrıca workshop’ları daha özel konulara çekmeye başlayacağız. Örneğin ilaç, otomotiv ve finans sektörlerine yönelik pazarlama eğitimleri planlıyoruz. Ayrıca yöneticilere hitap eden daha özel eğitimler düşünüyoruz.
Yorum yapmak ister misin?