Ekip liderine yapıcı dille itiraz etmenin 4 yolu

Yöneticine itiraz etmek istediğinde, farklı bir görüş iletmek istediğinde veya tamamen yaratıcı bir şekilde kendi bakış açını paylaşmak istediğinde neler oluyor? Yapıcı bir dille itiraz etmenin püf noktalarını Çalışan Bağlılığı Danışmanı Bertay Fişekçi senin için paylaştı.

Girişte sorduğumuz sorunun cevabı yöneticinin genel tavrı, becerileri ve seninle olan ilişkisine göre değişebilir. Peki herhangi bir konuda itiraz etmek isteyip de sonunda tepki gördüğün durumlar oluyor mu, böyle anlarda nasıl hissediyorsun? Acaba karşındaki kişiyi kızdırmayacak, objektif, nazik, eyleme ve hedefe odaklanmış bir biçimde fikrini iletebilseydin nasıl olurdu, daha iyiye gider miydi ilişkiniz?

Ekip liderleri için de şu notu iletmek isterim; bir ekip arkadaşınız size kendi bakış açısını, kendi fikrini iletmek istediğinde lütfen onun sesini çeşitli mazeretler ile boğmayın. Bunu tekrarlarsanız, çok fayda görebileceğiniz bir zamanda bile ekip arkadaşınızın ses çıkarmadığını görebilirsiniz.

Peki, yöneticinle farklı düşündüğün anlarda fikrini iletmek için nasıl bir yaklaşım benimsemelisin?

İşte, örnek ifadeler!

Bu konuda sanırım farklı bir yerden bakıyorum, kendi bakış açımı paylaşabilir miyim?

Bu soruyla aslında ortada gidip gelen konuyla ilgili daha önce iletilmemiş, büyük ihtimalle müdürünün düşünmediği bir bakış açısına sahip olduğunu belirtiyor ve dikkat edersen izin istiyorsun… İzin istediğinde aslında diyaloğu nazikçe açmış oluyorsun. Böyle bir izin karşısında olumsuz yaklaşacak müdür sayısının çok az olduğunu düşünüyorum.

Bu dediğinizi uyguladığımız senaryo ile ilgili benim şöyle endişelerim var…

Burada da müdürünün istediği veya dikte ettiği yoldan gidildiğinde “kendi” endişelerini seslendirmek istiyorsun. Burada subjektif yaklaşım ve sorumluluk alan bir cümle var. Bazı müdürler bu cümleden sonra seni dinleyip, “Tamam bunu not aldım” deyip kendi bildiğini okuyabilir; bazıları da senin vereceğin yeni fikir ve masaya getirdiğin endişeleri de dikkate alarak yönünü değiştirebilir. Her iki durumda da sen öznel görüşünü ve endişelerini, tehdit etmeden bu cümleyle ifade etmiş oluyorsun.

Bu konuda benim algıladığım biraz farklı, bence….

Bu senaryoda da yine “ben” dilini kullanarak, kendi algının farklı olduğunu belirtiyorsun. Kendi görüşünü müdürünün görüşünü çöpe atmadan ve küçümsemeden ifade ediyorsun. Kendi algının farklı olduğunu belirttiğinde aslında doğru/yanlış tartışması da olmuyor, farklı algılar ifade edilmiş oluyor. Bu şekilde yaklaştığında müdürünün seni dinleme olasılığını da artırmış oluyorsun.

Ben bu resmi şöyle görüyorum… Sizce ortada buluşmanın mümkün olabileceği bir durum olabilir mi?

Burada aslında bir müzakere becerisi sergiliyorsun. Müdürünün istediği senaryoya karşılık kendi görüşünü ve yolunu paylaşıp, “Ortada buluşabilir miyiz?” diyorsun… Burada müdürün bunu büyük ihtimalle bir iğneleme veya tehdit olarak algılamayacak, belki uçta olan bir görüşünün yumuşaması, daha gerçekçi olması ve ortalanması gibi değerlendirecektir.

Bu yaklaşımlar ile hem müdürünle ilişkini daha iyi hale getirecek hem seni dinlemesini sağlayacak hem de fikrinin uygulanma ihtimalini artıracaksın.

Bertay Fişekçi, 23 yıllık kurumsal hayatının ardından çalışan bağlılığı, kültür dönüşümü, orta kademe yöneticilerin beceri gelişimi alanlarına odaklanmıştır ve bu konularda şirketlere profesyonel destek vermektedir. İnsan odaklı organizasyonların daha da geliştirici, kârlı ve çekici olduğu inancıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Fişekçi; yüz yüze seminerler, online etkinler, podcast yayınlarıyla bilgilerini aktarmanın yanında; kişisel blogunda ve Kariyer.net bloglarında yayınlanan içerikleriyle de okuyucularla buluşmaktadır.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.