Hatalardan ders çıkarabilmek çok önemli

Pronet Genel Müdürü Metin Kastro yaklaşık 20 yıldır iş hayatının içinde olan, genç ama deneyimli bir yönetici. Metin Kastro, “Birçok profesyonel eğitim aldım ama en önemli bilgileri hatalarımdan öğrendim” diyor. Kağıt kalem kullanmayı seven, sporla yakından ilgilenen Kastro için yönetici, işi hayata geçiren değil, hayata geçirenleri yöneten kişi.

Pronet Genel Müdürü Metin Kastro, Kadıköy Anadolu Lisesi ve Marmara Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirir. Ardından henüz üniversitede okurken sağlık sektöründe yarı zamanlı satın alma uzmanı olarak çalışmaya başlar. Mezun olduktan sonra da aynı şirkette çeşitli pozisyonlarda görev alır. İş geliştirme müdürü olarak çalışmaya devam ederken şirketi, Tyco Healthcare tarafından satın alınır. Yaklaşık 8 sene de Tyco Healthcare’de pazarlama müdürü, yoğun bakım bölüm direktörü olarak görev yapar. Ancak yaratıcılığının azaldığını hissetmeye başladığında, 18 yıllık sektör deneyimini geride bırakarak güvenlik sektörüne geçmekte tereddüt etmez. Temmuz 2007’den bu yana Pronet Genel Müdürü görevini yürüten Metin Kastro ile kariyeri ve hedefleri üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Pronet’te çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Pronet’in CEO’su ve ortaklarından Alp Saul, 2007’de Pronet’te genel müdürlük görevini yürütüyordu. Kendisi çocukluk arkadaşımdır, kahve sohbetlerimiz sırasında bana Pronet genel müdürlük görevini teklif etti. Bir önceki şirketim çok büyük, katı kuralları olan ve kuralları giderek ağırlaşan bir şirketti. Böyle ortamlarda yaratıcılık ve iş geliştirme isteği biraz köreliyor. Bir risk aldım ve Alp Saul’un teklifini kabul ettim. İyi ki de etmişim, Pronet’te bir şeyleri değiştireceğine inandığımız kararları birkaç dakikada alıp, uygulamaya koymaya başlayabiliyoruz.

Pronet’te göreve başladığınızda nelere öncelik verdiniz?

Pronet’te bire bir son kullanıcımız, müşterilerimizle temas içindeyiz. Bu açıdan Pronet benim için farklı bir deneyim. Son kullanıcıya direk satış yapan bir firmaya geçmenin farkını gördüm. Ayrıca tüketiciye ürün ve hizmet sunan diğer şirketlere göre Pronet’te çok fazla süreç var. Öncelikle ilk birkaç ay şirketi öğrendim, çalışanları tanımam epey zamanımı aldı. Değişik departmanlardan, seviyeden çalışanlarla sabah kahvaltıları yaptım, bu uygulama çalışanları ve şirketi tanımamda epey yararlı oldu.

Çalışma isteğinizi, motivasyonunuzu nasıl hep yüksek tuttunuz?

İç motivasyon olayına pek inanmıyorum. En iyi İK uygulamalarının yapıldığı yerlerde bile kimse her zaman yüksek motivasyona sahip olamaz. Yapılan iş ne kadar fazla çeşitlilik gösterirse motivasyon o kadar yüksek tutuluyor. Hayat motivasyonunu da biraz yüksek tutmak lazım, özel hayatta monotonluktan kurtulmak da motivasyona faydalı oluyor. Hobi sahibi olmak, hobilere zaman ayırmak önemli, bu sayede motivasyonu ve iş yapma enerjimi koruduğumu düşünüyorum.

Her başarılı yöneticinin hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Sizin hayatınızdaki bu dönüm noktaları neler?

Eski şirketimin üretim yapan tesisinde zor bir dönem yaşanıyordu. Sabah 6’dan gece 11’e kadar çalışmak zorunda kalmıştım üç ay boyunca. Ve o zamanlar 20’li yaşlarımın sonundaydım. Yeni fabrika müdürü gelene kadar o işin altından kalkmıştım. Oldukça genç yaşta aldığım bu zor görev benim için dönüm noktasıydı. Sorunlu bir grup insanı motive edip çalıştırmak zor bir iş. İnsan yönetimi, insanların nasıl harekete geçirileceği konusunda birçok şey öğrendim. Öğrendiğim en önemli şeyse insanların nasıl harekete geçirileceği oldu. Çözümü bulup bu yapılsın dendiği zaman olmuyor, çözümü çalışanlar kendileri üretince, çözüme katkıda bulununca sorunu da olması gerektiği gibi çözüyorlar. İkinci dönüm noktamsa Pronet’te çalışmaya başlamaktı. 18 yıl çalıştığım, her aşaması hakkında bilgi sahibi olduğum bir sektörü bırakıp, sıfırdan yeni şeyler öğrendim.

İşinizin en büyük zorluğu sizce ne?

Doğru sayıda insan ve yatırımla doğru sonuçları getirmek. Finansmanı çok önemli bu işin, bu aşama işimizin karışık olan kısmı. Şirketlerde büyüme ve duraklama dönemleri vardır. Pronet’te duraklama dönemi olmuyor. Sürekli büyüme var ve bu yüzden kaynak yönetimi çok önemli.

Başarıya şansın etkisi sizce ne kadar? Gençler neler yapmalılar başarıyı yakalamak için?

Şans sadece bir faktör, tek başına asla yetmez. Kendi şansınızı kendiniz yaratırsınız lafına da yarı yarıya inanıyorum. Eğer çok çalışıyor ve bir şeyleri başarmak, daha iyisini yapmak istiyorsanız eninde sonunda bir şeyler başarırsınız. Doğru zamanda doğru yerde doğru şeyi yapmak, önüne çıkan fırsatları değerlendirmek önemli. Bir noktadan sonra bir adım öteye gitmek veya hızlı gitmek için şans devreye giriyor.

Güvenlik sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Rekabet olduğu zaman, her gün işe geldiğinizde rakibinizden daha iyisini yapıyor olmanın baskısı olur. Küçük işyeri ve evlere yönelik güvenlik sistemlerinde bu boyutta bir rekabet yok. En yakın rakibimiz bizim yaptığımızın yüzde 5’i civaı abonelik alıyor. Bizi kovalayan rakip şirketler olmadığından şirkette büyüme dürtüsünü sürekli kılmak zor olabiliyor. Zaten başarılı bir ekipten daha da fazla başarı istemek zorlaşıyor. Doğru modelle doğru hizmeti veren şirket az olduğundan sektör yavaş büyüyor. Biz de rakip istiyoruz, çünkü o alanda ne kadar ses çıkaran şirket olursa sektör de o kadar hızlı büyür.

Gençlere ne gibi iş fırsatları sunuyor güvenlik sektörü?

Elektronik güvenlik alanı yine en çok kariyer olanağı sağlayan alan. Pronet’in kariyer süreçleri olarak bakarsak satışçı olarak işe başlanınca 2-2.5 yıl içinde satış yöneticisi olunabiliyor ve yükseliş devam ediyor. Şirket çok hızlı büyüyünce çalışanlara kariyer imkanı, planı sunulabiliyor. Kariyer yapmayı isteyenlere tavsiyem, büyümekte olan sektörlerde, büyümekte olan şirketlerde çalışsınlar. Böylelikle hedeflerine daha hızlı ulaşırlar.

Yönetici olmanın bir başarı sırrı var mı?

Doğru insanları çalıştırmak. Yönetici, işi hayata geçiren kişi değildir, hayata geçirenleri yönetendir. Çalışanlara adil davranmalısınız, eşit değil adil. Bu şirkette öğrendiğimiz bir laf var; ‘İnsanlara eşit davranmak yapabileceğiniz en büyük adaletsizliktir.’ Daha fazla çalışan ve iş yapan, daha başarılı insanlar, daha fazla kazanmalıdır. Hatalardan ders çıkarabilmek de çok önemli. Birçok profesyonel eğitim aldım ama hayattaki en önemli ve en pahalı eğitimlerim başarısızlıklarım ve hatalarımoldu.

Birlikte çalışacağınız yöneticilerinizi seçerken nelere dikkat edersiniz?

Onlara hem benimle çalışacak yöneticiler hem de onların altında olan, birlikte çalışacakları yöneticiler hakkında fikir veririm. Sadece doğru işe doğru insan yerleştirilmesi değil, birlikte çalışacak insanların uyumu da önemli. Doğru şekilde iletişim kuramayan insanların bir arada çalıştığı bir ortamda verim olmuyor.

İş ve günlük yaşamınızda olmazsa olmazlarınız neler?

Not almayı, yazmayı severim. Bir rapor gelince ekranda okuyamıyorum, illa çıktı almam gerekiyor. Doğaya saygılı olmak için de arkalı önlü, müsvette tüm kağıtları değerlendiriyorum. Özel hayatımda hobilerime zaman ayırırım. Eşim ve çocuklarımı da dahil ediyorum hobilerime. Ailemle birlikte keyifli zaman geçirirken günün yorgunluğunu ardımda bırakırım.

Hangi hobilerle ilgileniyorsunuz?

Küçük yaşlardan beri piyano, perküsyon çalarım. Ancak son zamanlarda spor daha ağırlık kazandı hayatımda. Kendimi bildim bileli dağcılıkla ilgileniyorum, son 5 yıldır da off-road yapıyorum. 7 yaşında bir oğlum, 5 yaşında bir kızım var. Kızım daha çok tırmanma oğlumsa daha çok off-road’dan hoşlanıyor. Hafta sonları özellikle bu hobilerime zaman harcıyorum. Çocuklarımla hobilerimi paylaşmak beni çok mutlu ediyor.

Bu alanda bir kariyer yapmasaydınız ne yapardınız?

Dağcılığı meslek olarak yapabilirdim. Bu meslek para kazandıran bir meslek değil ama kesin yapardım.

Kendinize kariyer planı yapar, hedefler koyar mısınız?

Hedefler zamanla yön değiştiriyor elbette, özellikle evlenince hedefleriniz biraz değişebiliyor. Eğer gerçekten ailenize değer veriyorsanız hedeflerinizi törpüleyebiliyorsunuz. İş hayatına başladığımda koyduğum hedeflerle bugünkü hedeflerim tamamen farklı. Benim öncelikli hedefim çocuklarımın hayatlarında iyi bir şeyler yapmak. Hayatta bir hedefe kitlenirseniz bazı şeyleri göz ardı etmeniz lazım. Kendime, ailemi geri planda bırakan hedefler koymuyorum mesela. Hafta sonları genellikle çalışmam. Hafta içi ofise 8.30 gibi ofise gelmeye çalışıyorum, akşam da 18.30 gibi özel bir durum yoksa işim bitmiş oluyor. Çalışma süremi verimli kullandığımı düşünüyorum.

Kendinizi eleştirdiğiniz bir yönünüz var mı?

Yönetim kurulu üyeleri ve benim ortak özelliğimiz sabırsızlık. Biz birbirimize uyum sağlıyoruz ancak diğer kademelerde biraz baskı yaratabiliyor bu durum. Bir de çalışanları daha fazla takdir etmeyi istiyorum. Türk kültürü biraz daha eleştiri ağırlıklı; bunun da etkisi var mutlaka üstümde. Benim de iş hayatım boyunca ‘iyi iş yapmışsın’ diyen patron sayım çok azdır. Takdir etme davranışı, insanları motive ve mutlu eden, işini iyi yaptığını hissettiren önemli bir davranış. Bunu daha fazla yapmak istiyorum. Pronet’te başarılar hep alkışlanır ama ben biraz daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum.

Pronet için yakın dönem hedefleriniz neler?

2012 yılında 200 bin aboneyi geçmeyi hedefliyoruz. Bu çok sayısal bir hedef, tüm şirket buna kitlenmiş durumdayız. Bu sadece yeni abone edinelim anlamına gelmiyor, abonelerimizi de elimizde tutmak demek. Müşteriyi daha nasıl memnun eder, işimizi nasıl daha iyi yapabiliriz düşüncesiyle birçok proje yapıyoruz. 2012-2015 tarihleri arasında şirketi Türkiye’nin ilk 100 şirketi arasına sokmayı planlıyoruz. Fırsat buldukça satışçılarla satışa gidiyorum, müşteriyi de daha iyi anlama fırsatım oluyor. Teknik ekiple de çok çıkmak istedim ama henüz fırsat yaratamadım, umarım bu isteğimi de gerçekleştireceğim.

Kişisel hedefleriniz neler?

Profesyonel anlamda hedeflerim var elbette, bu işimden sonra birkaç tane yönetim danışma kurulunda çalışmayı hedefliyorum. Danışmanlığın ötesinde hem ne yapılması hem de nasıl yapılması gerektiğini ortaya koyan, işi bu olan kuruluşlarda çalışmak isterim. Emekli olmayı hiç düşünmüyorum, sağlığım elverdikçe çalışacağım.
 

Kısa Kısa Sorular

En sık ziyaret ettiğiniz siteler?

Her sabah hurriyet.com.tr

En son okuduğunuz kitap?

Adam Fawer’dan Olasılıksız

En son izlediğiniz film?

Ice Age 3

En sevdiğiniz yemek?

Her çeşit makarna, et yemekleri

Favori tatil mekanınız?

Çeşme
 
 
Gazeteci olmak için yola çıkarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Basın Yayın eğitimi aldı. Sektörel yayınlarda tecrübe kazanan, 2007 yılında Kariyer’de Editör olarak çalışmaya başlayan Nogay, 2011’den bu yana Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapıyor.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.