Neden güven sorunu yaşarız?

Başkalarından aldığımız olumlu geri bildirimler güvenimizi artırır. Bunu da sosyal becerilerimiz yani ilişkileri yönetirken gösterdiğimiz beceriler sayesinde yaparız. Ancak sosyal beceri için sahip olmamız gereken bazı özellikler vardır

 

Eğitim, birçok becerimizi geliştirmemizi ve seçtiğimiz işi, hayatı yapmamızı sağlayabilir. Ama öte yandan insan sosyal bir varlıktır. Sosyal gelişimi için diğer insanlarla iletişimini düzgün sürdürecek sosyal becerilere de ihtiyaç duyar.

 

Sosyal bir ortamda olumlu tepkiler almak isteriz. Çünkü başkalarından aldığımız olumlu geri bildirimler güven hissimizi güçlendirir. Sosyal beceriler burada devreye girer. Sosyal beceriden kast edilen, ilişkileri yönetirken gösterdiğimiz becerilerdir. Sosyal beceri için sahip olmamız gereken bazı özellikler vardır. Öncelikle kendimize ve yaptıklarımıza güvenmeniz gerekir. Kendimizi, duygularımızı iyi tanımayı ve yönetmeyi, diğer insanların duygularını anlayabilmek izler. Bunlara sahip olmak zor mu? Çalışmak ve denemek birçok şeyi çözebilir.

 

Sosyal becerilerinizi geliştirin

Doğuştan sosyal becerileri olanlar, aslında doğdukları andan başlayarak ailesi, çevresi ve eğitimiyle sosyal becerileri desteklenmiş olanlardır. Çocukluğunda “Haydi merhaba desene misafirlere, şiir okusana, yaptıklarını göstersene” diye sürüp giden zorlamalar sosyal beceri gelişimine yardımcı olmadığı gibi baltalayıcı bile olabilir. Onun yerine çocuğun becerilerini geliştirmesine izin vermek, desteklemek, başarısız olduğunda yermek yerine çabasını takdir etmek sosyal becerilerin gelişimine destek olur. Büyüdüğümüz zaman sosyal beceri geliştirmek; nasıl iletişim kurduğumuz, mesajları nasıl verdiğimiz ve aldığımızın farkında olmakla başlar. Bireysel iletişim sürecine sözel iletişim gibi, sözel olmayan davranışlarımızın, ses tonumuzun oluşturduğu iletişim de katılır.

 

Sosyal beceri ne işe yarar?

Sosyal beceri, hem özel yaşamda hem de iş yaşamında önem kazanır. Sosyal becerisi olan kişiler daha çok ilişki kurar ve daha fazla arkadaşları olur. Yeni ilişkiler kurmak, hayata farklı yön vermek, iş yaşamında ilerlemek sosyal becerilerimizle bağlantılıdır.

Sosyal becerileri olmayan insanlar daha az iletişim kurma eğilimindedir. Bu nedenle yeni insanlarla tanışmaya istekli olmazlar. Tanımadıkları, yeni insanların olduğu topluluklara katılmamaya çalışırlar. Katılmadıkları için sosyal becerileri gelişmez. Oysa katıldığı toplantılarda bazı insanları tanıyor olmak kişiyi rahatlatır. Birlikte zaman geçirmek istemediği kişilerden sıyrılıp, diğerleriyle olmaya yardımcı olur.

 

İşe alımda dikkat!

İş yaşamının önemli bir kısmı diğer insanlarla ilişki kurmak ve sürdürmektir. Bunu beceremediğimiz zaman ofisimizde izole kalırız. Bir toplantıda konuşmayı başlatabilmek, tanımadığımız biri ile karşılaştığımız zaman ilk selamı vererek konuşmaya girişmek başarı kadar mutluluk da getirir. İşe alımlarda kişilerin yeterlilikleri, iş potansiyelleri kadar sosyal becerileri de değerlendirilir. Kendini tanımak ve denetleyebilmek değerlendirilmesi zor olan sosyal becerilerdir. Çeşitli yöntemlerle bu özellikler değerlendirilmeye çalışarak, sosyal becerileri gelişmiş elemanlar seçilmeye çalışılır.

Bazı kişiler sadece kendilerine ait ortamlarda sosyal beceri gösterebilir. Kültürel olarak farklı oldukları ortamlara hiç girmedikleri için bu ortamlarda becerileri işe yaramaz. Bu durum onların çevresini kısıtlar, açılımını engeller. “Benim için önemli olan bu çevre” sözleri ile kendini kandırır. Farklı ortamlarda ve kültürlerde sosyal becerileri kullanabilmek, çocukluktan başlayan yönlendirmelerle gerçekleşebilir.

Bazı insanlar ise tüm gelişimleri sırasında sosyal becerilerini geliştirecek bir özdeşim modelinden yoksun oldukları için sosyal beceri geliştiremezler. Sosyal beceri gelişimini engelleyen kimi ruhsal bozukluğu da göz ardı etmemek gerekir. Asperger sendromu gibi sosyal beceri yoksunluğu olarak tanımlanabilecek sorunlar gelişimi engeller.

Eğer sosyal becerilerimiz gelişmişse kendimizi biliyoruz demektir. Eğer sosyal becerilerimizi geliştirmeyi düşünüyorsak kendimizi çeşitli koşullarda deneme, kendi özelliklerimizi tanıma ve gerekiyorsa profesyonel destek alma zamanıdır.

 

 

Kadıköy Anadolu Lisesi’nin ardından diplomat olma hayaliyle girdiği Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde eğitimine devam ederken gazetecilik mesleğine gönlünü kaptırdı. “Türkiye’de ve Fransa’da Gazeteci Kimliği Sorunu” konulu tezini yazarken çalışmaya başladığı ajansta gazeteciliğe adım attı.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.