Nefret ettiğiniz biriyle çalışmanın bir yolu var mı?

nefret

İş yerinde sürekli dikkatinizi dağıtan ve yaratıcılığınızı kurutan biriyle mi çalışmak zorundasınız? Sürekli şikayet eden, katlanılmaz bir iş arkadaşınız varsa, performansınız olumsuz etkilenebilir. İşe odaklanmak yerine tüm enerjinizi onu idare etmekle harcamak zorunda kalabilirsiniz. Peki, böyle bir durumda nasıl verimli çalışabilirsiniz?

Eğer hiç hoşlanmadığınız biriyle çalışmak zorundaysanız, inanın yalnız değilsiniz. Uzmanlara göre birinden nefret etmek, tıpkı sevmek gibi doğal bir durum. Her zaman çevremizde anlaşmakta zorlandığımız ama bir arada çalışmak zorunda olduğumuz insanlar olabilir. Hoşlanmadığımız kişilerden kaçmak genel olarak ilk olarak başvurduğumuz ve çoğunlukla başarılı bir taktik olarak değerlendirilir. Ama ofis ortamında bunu yapmak çok da kolay değildir. Yanınızda oturan iş arkadaşınızı veya ortak yürüttüğünüz projede görev aldığınız kişiyi öldürecek duruma gelmeden bizim tavsiyelerimize kulak verin.

Tepkilerinizi yönetin

İş arkadaşınızdan duyduğunuz rahatsızlık düşmanlığa dönüşebilir.  Bunun önüne geçmek için yapılacak ilk iş, karşınızdaki insanın nasıl biri olduğu ya da sizi nasıl rahatsız ettiği yerine sizin bu duruma nasıl tepki verdiğinizi düşünmek. Otokontrolünüzü sağlamanız ve kendi davranışlarınızı kontrol altına almanız sizin işinize yarayacak. Öfkenizle baş etmeniz için her gün düzenli olarak kendinizi rahatlatacak egzersizler yapın. Böylece stresinizle baş edecek, gevşeyeceksiniz. Sizi rahatsız eden kişi artık eskisi karar gözünüze batmayacak.

Nefretinizi kendinize saklayın

Mesai saatleri boyunca nefret ettiğiniz kişi sizi ne kadar rahatsız ederse edin, diğer iş arkadaşlarınızla bu durumu paylaşmayın, onların yanında sızlanmayın. Çoğu kişi kendi düşüncelerini başkalarının da onaylamasını bekler. Bu şekilde başkalarının da bizim gibi hissetmesini isteriz. Ancak biri hakkında sürekli şikayet etmeniz, size ofis içinde kötü bir ün kazandırabilir. Eğer biriyle bu sorununuzu paylaşmak istiyorsanız, ofis dışından biri olmasına özen gösterin.

Kendinizi değerlendirin

Kendi tepkilerinizi gözden geçirirken, bu kişiyi neden sevmediğinizi gözden geçirin. Daha önce sizin nefretinizi kazanacak bir şey mi yaptı? Yoksa onun işini mi istiyorsunuz? Çoğu zaman kıskançlık ve diğer negatif duygular yanlış yargılara varmamıza ve karşımızdakini yanlış algılamamıza sebep olur. Örneğin; biri bir işi bizden daha iyi yapıyorsa onu küçümseme yoluna gideriz.  Önyargılı ve taraflı davranırız.

Birlikte vakit geçirin

Birlikte çalışabileceğiniz projelerde sorumluluklar alın. Bu size zor gelebilir ancak birlikte çalışmak, o kişiyi daha yakından tanımanızı ve empati kurmanıza yardımcı olacaktır. İrrite olmak yerine ısınmaya başladığınızı göreceksin. Ayrıca, bu kişiyi yakından tanıdıkça sizi rahatsız eden davranışlarının sebebini görebilirsiniz. Belki özel hayatındaki sorunlar, patronun yarattığı baskı ya da yorgunluk nedeniyle bu şekilde davrandığını fark edeceksiniz.

Rahatsız olduğunuz davranışlarını söyleyin

Eğer hiçbiri işe yaramazsa, iş arkadaşınızla konuşmayı deneyin. Elbette iş arkadaşınıza sizi rahatsız eden her hareketini sert eleştirilerle onu uyarmayın. Hoşlanmadığınız her hareketini yüzüne vurmak yerine, iş süreçlerinizi etkileyen ve verimliliğinizi etkileyen hareketleri konusunda onu uyarın. Uyarılarınızı ve konuşmanızı yaparken karşıdaki kişinin bunu kişisel olarak algılamamasına ve size savaş açmasına izin vermeyin.

Görmezden gelin
Konuşma ve uyarılarda karşınızdaki kişide değişiklik yaratmadıysa karşınızdaki kişi sizin ne kadar sinirinizi bozarsa bozsun, görmezden gelmeye çalışın.

Sevmediğiniz bir iş arkadaşınız varsa mesai saatleri işkenceye dönmesin

• Öncelikle kendi davranışlarınızı ve tepkilerinizi yönetin.
• Bütün problemin karşı taraftan kaynaklanmayabileceğini, sizin de hatalarınızın olabileceğini unutmayın.
• Öfkenizi ve nefretinizi kontrol altına alın.
• İş arkadaşınızla ilgili düşüncelerinizi diğerleriyle paylaşmayın.
• Nefret ettiğiniz kişiyle vakit geçirin, onu daha yakından tanımaya çalışın.
• İşinizle ilgili konularda rahatsız olduğunuz davranışlarını kendisiyle paylaşın. Ancak kişisel tartışmalardan uzak durun.

Kadıköy Anadolu Lisesi’nin ardından diplomat olma hayaliyle girdiği Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde eğitimine devam ederken gazetecilik mesleğine gönlünü kaptırdı. “Türkiye’de ve Fransa’da Gazeteci Kimliği Sorunu” konulu tezini yazarken çalışmaya başladığı ajansta gazeteciliğe adım attı.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.