Protel Genel Müdürü Serhat Araşan

Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi mezunu olan Serhat Araşan, 1989 yılında işi gereği İstanbul’a taşınmış. Özel şirketlerde çalışma hayatına başlayan Serhat Araşan’ı yeterli bilgi, deneyime sahip olmayan yöneticiler hayal kurmaya zorlamış, bu sayede kendi işinin sahibi olmuş. Kendi şirketini kuran Araşan, patron gibi değil profesyonel bir yönetici gibi yönetmiş şirketini. Araşan, profesyonel yöneticiliğin bildiği ve sevdiği bir şey olduğunu en büyük hedefinin Protel yönetimine ve çalışanlarına katkı sağlamak için elimden geleni yapacağını söylüyor. Serhat Araşan yöneticilik anlayışını ve yeni görevi hakkındaki projelerini anlattı.

 

Protel’e Kasım ayında Genel Müdür olarak atandınız. Yeni görevinizde öncelikle nelere öncelik vereceksiniz?

Protel son yıllarda hızlı bir büyüme içinde. Bu büyüme doğal olarak çalışanların sayısının artması ve şirket içi fonksiyonlarının çeşitlenmesi, buna bağlı olarak da bu değişimin yönetilmesi ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Diğer taraftan içinde bulunduğumuz ekonomik ortam şirketlerin müşteri memnuniyetine her zamankinden daha fazla önem vermesini zorunlu kılıyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak sadece şirketin iyi niyetine değil, iyi yönetilmesine ve müşteri memnuniyetine yönelik mekanizmaların geliştirilmesine de bağlı. Dolayısıyla benim de önceliğim müşteri memnuniyetini sağlamak. Bu önceliğim, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, benim de uzun süredir yakın dostum olan Metin Arghan’ın ortaya koymuş olduğu şirket vizyonuna da uygun. Metin Arghan “Biz müşterinin hizmetçisi olmak istiyoruz” der sık sık. Benim de görevim bunun başarılmasını sağlamak.

 

Kriz söylemleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Protel’de ne gibi önlemler alınacak bahseder misiniz?

Genel kabul gören düşünce, dünyada krizden kaçış olmadığı yolunda. Krizin etkilerinin ne derece yıkıcı olacağı konusunda tahminde bulunmayı ciddi iktisatçılar pek tercih etmiyor. Ancak en azından şunu söylemek mümkün; tüm ekonomik karar birimleri ayağını yorganına göre hatta yorgan boyundan da daha kısa uzatacak. Bu da şirketler açısından en azından büyümenin durması, çoğu zaman da daralma demek. Sektörde bu daralma bir ölçüde hissedilmeye başlandı diyebilirim. Protel bir hizmet firması olarak bu dönemi, müşterileriyle olan bağlarını daha güçlü hale getirmek ve müşteri odaklı çözümleri üretmek için daha çok çalışarak geçirecek. Müşterilerimizin bize olan güvenine, bizi tercih etmeye devam etmelerine ve bizim hizmetimizden memnun kalmalarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu nedenle sürekli olarak yaptıklarımızı sorgulayıp daha iyisini yapmak için çaba göstereceğiz. Önlem olarak yapmayı planladığımız en önemli iş bu diyebilirim.

 

Kişisel ve Protel için yakın dönemdeki hedefleriniz neler?

Tüm düşüncem şirket, şirket çalışanları ve şirketin hizmetlerinden faydalanan müşterilerin başarısı, iş tatmini ve memnuniyeti. 2009 yılı sonunda bu yolda elle tutulur sonuçlar elde edebilirsek kendimi hedefime ulaşmış sayacağım.

 

Çocukken ne olmak isterdiniz?

Çocukken sokakta top oynamak isterdim, gelecekte ne olurum diye de hiç düşünmezdim. Hırslı bir insan değilim veya öyle olmadığımı zannediyorum. Özel şirketlerde çalışmaya başladıktan sonra diyebilirim ki yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan yöneticiler beni hayal kurmaya zorladı ve iş sahibi yaptı. Kendi şirketimi kurmak istedim. Kurunca da şirketimi bir patron gibi değil bir profesyonel yönetici gibi yönettim veya en azından bütün çabalarımı bu yönde yoğunlaştırdım. Başka bir deyişle çocukluk hayallerim değil de daha önce ücretli çalıştığım işlerde yeterince iyi yönetilmemek beni iş kurmaya ve iyi yönetme hayali kurmaya zorladı.

 

Üst düzey yöneticilik kariyerini yapmasaydınız ne yapardınız?

Kendi yaptıklarımı kariyer olarak adlandıramıyorum. Bu yolda bilinçli bir plan yapmış da değilim. Hayatın akışı beni şu anda yaptığım işi yapar hale getirdi. Bundan kısa bir süre önce müzik yapımcılığı yapıyordum. İki müzik topluluğu kurdum.

 

İş hayatında başarılı olmak için siz neler yaptınız ve sizce neler yapılmalı?

Tabii ki yöneticilik yapmak, iş hayatında başarılı olmakla eşdeğer anlamda değil. Yöneticilik yapmadan da başarılı olmak elbette mümkün. Ama ben bu sorunuza yöneticilik yapmanın iş hayatında başarılı olmak anlamına geldiği “varsayımı” ile cevap vereyim. Sanıyorum yöneticilik yapmak biraz da kişilik meselesi. Örnek vereyim; bir süredir 13 yaşındaki kızımı gözlüyorum, sürekli arkadaşları ile birtakım programlar organize ediyor, yapacağı şeyleri unutmamak için cep telefonuna uyarı kaydediyor, bir ay sonra birlikte yapacağımız bir iş için benim vaktimi şimdiden bloke etmemi istiyor, bir ay içinde de birkaç kez hatırlatıyor, gideceği yere hiç geç kalmıyor. Ben, kızımın başarılı bir yönetici olacağını tahmin ediyorum. Bundan 14 yıl önce yöneticiliğini de yürüttüğüm şirketimi satmaya ve bir süre de başka bir iş yapmamaya karar verdiğimde, bir çalışanım bana şimdi ne yapacağımı sormuştu. “Bir süre boğazda balık tutacağım” diye cevap verdiğimde bana; “Siz şimdi boğazdaki balıkçıları da hizaya getirirsiniz.” demişti. Benim düşüncem, okulda alınan eğitimin bir ölçüde iş yaşamında başarıya etki ettiğidir. Bundan sonrası kişinin sorumluluk duygusuna, iş takibine, dürüstlüğüne, sorun çözme becerisine, pratikliğine, kendisini geliştirme isteğine bağlıdır.

 

Sizce nasıl bir yöneticisiniz?

Uslup olarak sakinim. Bana bağlı kişilerin sorumluluklarına ek olarak gerçek anlamda yetkilerinin de olması gerektiğine inanırım. Biliyorsunuz yöneticinin günü iş yaparak değil iş yaptırarak ve sürekli irili ufaklı kararlar vererek geçer. Bana göre karar almak kolaydır ama doğru kararı vermek dinlemeyi ve öğrenmeyi gerektirir. O nedenle karara katılımı sağlamaya çalışırım. Verilen kararları da sonuna kadar takip edip uygulanmasını isterim.

 

İş hayatınızdaki olmazsa olmazlarınız neler?

İşyeri her yönüyle dürüst olmalı (müşteriye, çalışanına, devlete). “Böyle bir işyeri var mıdır?” diyeceksiniz. Protel böyle bir şirket. Tümüyle Metin Arghan’ın işe ve hayata bakışı sayesinde.

Şirket ayrıca ülkesine bir şeyler katmalı. Kuşkusuz her üretim ülke açısından bir artı değeri en azından istihdama katkıyı içerir. Ancak şirket sahibi ve yönetiminin idealleri kapkaç zihniyetinin dışında ben ülkem için ne katıyorum’a da odaklı olmalı.

 

Liderlik sizce hangi anlama geliyor?

Liderlik, sizi isteyerek ve gönüllü olarak takip edenlerin olması bu güveni ve inancı yaratmak anlamına geliyor.

 

Haftada yaklaşık kaç saat çalışıyorsunuz?

60 saat çalışıyorum.

 

İş- özel yaşam arasında denge kurabildiğinize inanıyor musunuz?

Tam olarak değil. İşe zorunlu olarak daha fazla zaman ayırıyorum. Bir süre daha böyle olması gerekiyor.

 

 

Çalışan seçiminizde ne gibi kriterlere önem veriyorsunuz? Çalışanlarınızdan beklentileriniz neler?

Şirket olarak en önemli değerimiz çalışanlarımızın bilgi birikimi. Protel’in şirket olarak yıllardır en büyük yatırımı bu. Teknoloji firması olduğumuz için de hizmetini verdiğimiz tüm yazılım ve donanımların firmamız dışında eğer varsa hazır eğitim olanakları bizim için her zaman yeterli değil. Çoğu zaman çalışanlarımıza bilgiye ulaşma yolunu gösterip kendi kendilerini geliştirmelerini istiyor ve bekliyoruz. Bu nedenle çalışan seçiminde en önemli kriterimiz kişinin kendisini geliştirmeye açık ve istekli olması. Zaman içinde bunu gözlüyor ve bu yönde gayreti olan arkadaşlarımızı destekliyoruz.

 

 

İşinizin en sevdiğiniz özelliği ne?

Zeki, birikimli ve çalıştığı şirkete katkı yapmak isteyen bir ekiple birlikte çalışıyor olmak. Geldiğimde ilk başta böyle olumlu bir gözlemim oldu.

 

 

Hobileriniz neler?

Daha önce Klasik Türk Müziği ile işim gereği ilgileniyordum. Şimdi artık Klasik Türk Müziği konserlerinin, eski kayıtların ve yeni yorumların peşindeyim. Bu yönde bazı çalışmalara da yardımcı oluyorum. Ayrıca kitap okurum. Küçük bahçemde hemen her çeşit meyve ağacı var, bunlarla ilgilenirim.

 

Hangi sporlarla ilgileniyorsunuz?

Gençliğimde 5 ayrı kulüpte basketbol oynadım. Bir süre basketbol antrenörlüğü de yaptım. Ayrıca hanım okuyucular sinirlenecek ama hiçbir futbol maçını da kaçırmam.

 

 

Kısa Kısa

 

Hangi takım taraftarısınız?

Galatasaray

 

En son hangi filmi izlediniz?

AROG

 

En son okuduğunuz kitap?

“Seven Sisters” AnThony Sampson

 

En sevdiğiniz yemek?

Yönetim Kurulu Başkanımız Metin Arghan’ın annesinin tarifi “Papaz Yahnisi”

 

Favori tatil mekanınız?

Datça

Gazeteci olmak için yola çıkarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Basın Yayın eğitimi aldı. Sektörel yayınlarda tecrübe kazanan, 2007 yılında Kariyer’de Editör olarak çalışmaya başlayan Nogay, 2011’den bu yana Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapıyor.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.