Mesajınızı karşı tarafa ulaştırmak için onların etkin bir şekilde sizi dinlemesini sağlamalısınız. Gerçekten dinleyen insanların nasıl durduğunu hiç gözlemlediniz mi? Öne eğilir, gözler konuşmacıya kilitlenir, beden dilleriyle onaylayıp söylenenlere tepki verir. Peki ya gözleyemediğiniz kısım?
Dinleyiciler söylediklerinizi sizin konuştuğunuzdan daha hızı işlemden geçirirler. Araştırmalar gösteriyor ki çoğu insan konuşurken 1 dakikada 135 ila 150 kelime kullanırken, 400 ya da daha fazla kelime dinleyip bilgiyi işlemden geçirebilirler. Bazı uzmanlar bu rakamın 1000 kelimeye kadar varabileceğini savunuyor. Buna duyduklarımızın sadece yüzde 25’ini akılda tuttuğumuz ve yüzde 75’ini kaybettiğimiz gerçeği de eklenirse, vermeye çalıştığınız mesajı ciddi bir şekilde etkileyebilecek bir iletişim dar boğazından bahsediyoruz demektir.
Kariyer stratejisti Mariette Edwards’a göre, siz konuşurken dinleyicileriniz farklı durumlar yaşıyorlar. İşte bu durumlardan bazıları.
Dinlemek isteyip istemediklerine karar veriyorlar. Fiziksel görüntünüz, sunum materyalleriniz ve zamanlamanızla, hedef kitlenizin dikkatini yükseltmesine çalışın. Kafalarını karıştıracak nedenler yaratmaktan kaçının.
Dikkatlerinin dağılmaması için savaşıyorlar ya da yenik düştüler bile. Her iyi dinleyicinin bile kafası zaman zaman karışıp yoldan çıkabilir. Araştırmalar gösteriyor ki dinleyicilerin konuya ilgisini korumak için, konuşmacı her 5-7 saniyede bir onların dikkatini toparlayacak bir şey yapmalıdır.
Sizi takip ediyorlar ya da kayboldular. Dinleyicilerinizin sizi anlamasını ve takip etmesini kolaylaştırmak için, konuşmanızı başlıklar, önemli noktalar ve fikirler şeklinde organize edin. Her bölümü bitirdikten sonra başlıkları tekrarlayın ve birkaç iyi soruyla karşınızdakilerin sizi anlayıp anlamadıklarını sınayın.
Duygusal tepkiler veriyorlar; iyi, kötü, nötr. Etkili imajlar ve hikayeler, dinleyicilerinizin modunu istediğiniz yöne çekecektir.
Hüküm veriyorlar. Hepimiz yapıyoruz. Her bilgi kırıntısı ve küçük işaretlere göre yargılama yapıyoruz. Sunumunuzun en ince ayrıntısı bile dinleyicilerinizin siz ve söyledikleriniz hakkında vereceği hükmü etkileyecektir.
Kafalarındaki sorular dikkatlerini dağıtıyor. Konuşmanız, dinleyicilerin kafasında oluşan sorularla bölünüyor. Bu sorulmayan soruları önceden tahmin ederek yanıtlamaya çalışın.
Mesajlarınıza açık ya da kapalılar. Beden dillerini izleyin. Size onlarla iyi bir bağlantı kurup kuramadığınız konusunda bilgi verecektir.
Ne kadar dinlemeleri gerektiği ve ne kadar dinlemek zorunda olduklarını ölçüyorlar. Dinlemeniz gerektiğinde, ne söylendiği daha fazla önem kazanır. Hedef kitlenizin dinleme ihtiyacını arttırmak için, mesajınızı kişiye özel ve hayati önem taşıyan bir hale getirin. Dinleyicilerinizin istek ve ihtiyaçlarını ortaya çıkaracak sorular sorun ve o noktalara çalışın.
Sonucu oluşturuyorlar. Belki de sonuca ulaşmaları için onlara verdiğiniz sunumdan çok önce sonuca varmış olabilirler. Sizin istediğiniz sonuca varmaları için onlara yardımcı olun.
Bilgi güçtür. İnsanların nasıl dinlediği hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça, konuşmalarınızda daha başarılı olacaksınız.
Yorum yapmak ister misin?