SmartPRO hem eğitiyor hem iş sahibi yapıyor

Deneyimli ama genç bilişim eğitim şirketi SmartPRO, eğitim ve mesleki deneyim imkanını aynı anda sunuyor. SmartPRO’da Microsoft ve Cisco sertifika eğitimi alanlar, Probil’den burs ve ilgili projelerde çalışma hakkı kazanıyor. Sürekli gelişen bir sektör olan bilişimde var olmanın en önemli koşulu, kesintisiz eğitim. Bunu sağlayan firmalardan biri de, deneyimli kadrosuyla fark yaratan SmartPRO. Probil ile gerçekleştirdiği işbirliği sayesinde sertifika eğitimi eğitim alanlara burs ve çalışma imkanı sağlayan SmartPRO’nun kurucusu ve Genel Müdürü Önder Eker sorularımızı yanıtladı.
SmartPRO’yu ne zaman ve ne amaçla kurdunuz?
Tüm dünya, müthiş bir hızla bilgi toplumu olma yolunda ilerliyor. Bunun için bütün firmalar, organizasyonlar ve devlet kurumları, muazzam bir ivmeyle bilgi teknolojileri projeleri gerçekleştirip hayata dair ne varsa bilgisayar, İnternet ve yazılım ortamlarına aktarıyorlar. Örneğin, okuduğumuz gazete, bankamız, şirketimiz, her yer ve herkes birbirine bağlanıyor. Tüm bunların olabilmesi için, son derece uzmanlaşmış network mühendisleri, sistem mühendisleri, yazılım mühendisleri ve elektronik ticaret uzmanları gibi profesyonellere ihtiyaç duyuluyor. İşte SmartPRO, bu uzmanları yetiştiren, bireylere kariyer imkanları sunan, kurumların bilgi işlem departmanlarının en son teknolojileri uygulayabilmeleri için teknoloji eğitimleri vermek amacıyla kurulmuş bir eğitim merkezi. Yıllardır binlerce uzman yetiştirmiş, dev kurumsal firmaların bilişim projelerini yönetmiş, son derece uzman bir ekip tarafından 2004 yılı Mayıs ayında kuruldu ve Microsoft Yetkili Teknik Eğitim Merkezi olarak faaliyetlerine başladı.

Sizi SmartPRO’ya getiren profesyonel yaşamınızı anlatabilir misiniz?
1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Biltam A.Ş.’de yazılım mühendisi olarak iş hayatına başladım. 1996 yılına kadar, binlerce bilgisayarlık ağlara sahip kurumsal bilişim projelerinde proje yöneticiliği yaptım. 1996 yılında Digital Equipment Corporation’ın Türkiye ofisine geçerek network ürünlerinin yönetimini üstlendim. Türkiye’nin kalkınma sürecinde bilgi teknolojileri know-how’ının çok kritik bir alan olacağını değerlendirerek bir iş planı oluşturdum ve ortak bir girişim olan Netron Bilgi İletişim Teknolojileri A.Ş.’nin kurucularından oldum. 7 senelik genel müdür ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerinden sonra Netron’dan ayrılarak 2004 yılında, son derece uzman bir ekiple birlikte SmartPRO Bilgi Çağı Gelişim Akademisi’ni kurdum.

SmartPRO hangi alanlarda eğitimler veriyor?
Cisco network uzmanlığı, Microsoft sistemleri, Microsoft yazılım geliştirme teknolojileri, elektronik ticaret ve güvenlik gibi alanlarda eğitimler veriyoruz. İnternet’in % 85’inin Cisco network çözümleri üzerinde çalıştığını ve tüm dünyadaki kurumların neredeyse tamamının Microsoft yazılım çözümlerini kullandıklarını düşünürsek, vermiş olduğumuz eğitimler, bilgi teknolojilerinin tüm alanlarını kapsıyor.

Probil’le burs işbirliği yapma fikri nasıl doğdu?
Probil, bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda kurumların tüm çözüm ve hizmet ihtiyaçlarını tek bir kaynaktan karşılayan, Türkiye’nin önde gelen kurumlarından biri. Müşteri ilişkileri yönetimi, bilgi yönetimi, e-iş, mobil çözümler gibi özel uygulama yazılımları geliştiriyor. Ayrıca, teknoloji odaklı çözüm ve hizmetler sunarak network, güvenlik, sistem çözümleri gibi alanlarda dış kaynak kullanımı hizmetleri veriyor. Probil, iştirakleriyle birlikte, altyapı ve iş çözümlerini destekleyen 300’ün üzerinde çalışan istihdam ediyor ve son derece büyük uluslararası projelere başarıyla imza atıyor. Bu projeleri en iyi şekilde gerçekleştirebilmek için Probil sürekli yetişmiş bir uzman gücüne ihtiyaç duyuyor. Ancak, maalesef Türkiye’de böyle hazır bir işgücü pek fazla yok. Dolayısıyla, Probil’in geleceğe daha iyi hazırlanabilmesi için bir proje geliştirdik ve SmartPRO-Probil işbirliğiyle, herkese yönelik bilişim sertifikasyonları eğitimlerine başladık.

Ortak burs projenizin koşullarını anlatabilir misiniz?
Probil, SmartPRO’dan Microsoft ya da Cisco sertifikasyon eğitimleri alacak olan 120 kişiye % 50 burs imkanı sağlıyor. Başvurular, www.smartpro.com.tr adresinden alınıyor. Adaylarla bir görüşme yapılıyor. Yapılan incelemeden sonra burs almaya hak kazanan adaylara % 50 burs imkanı ile Microsoft ve Cisco sertifikasyon eğitimleri veriliyor. Eğitimlerden başarıyla mezun olan en iyi 40 kişiye Probil’de 3 ay sürecek olan gerçek bir staj imkanı sunuluyor. Bu 40 kişi, sürekli gerçek projeler içinde çalışarak müthiş bir deneyim edinecekler.

Bu burs programı katılımcılara ne gibi avantajlar sağlıyor?
Öncelikle katılımcılar, son derece uzman bir kadrodan 2005 yılının teknolojilerini öğrenerek kariyerleri açısından müthiş rekabetçi bir hale geliyorlar. Tüm bu eğitim imkanlarına % 50 daha az maliyetle ulaşabiliyorlar. Sertifikasyonlara sahip olduktan sonra, gerçek projelerde yer alıp işin pratiğine de çok iyi hakim olabilme şansına sahip olabiliyorlar. Ayrıca, SmartPRO veritabanına girdikleri için, yüzlerce kurumsal firmanın eleman arayışında ön sıralarda yer alıyorlar.

Günümüzde IT sertifikalarının önemi artıyor, bunu neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle bu sertifikalar, uluslararası geçerliliğe sahip ve tüm dünya çapındaki bilgi işlem yöneticileri tarafından tanınıyor. İkincisi, sertifikasyonlara sahipseniz, Microsoft ve Cisco gibi üreticilerin teknolojilerini ne kadar iyi bildiğinizi kanıtlama şansına sahipsiniz demektir. Yukarıdaki iki basit sebepten dolayı, insan kaynakları ve bilgi işlem yöneticileri, bilişim uzmanı aradıklarında sertifikasyonlara sahip uzmanları tercih ediyorlar.

Genel olarak eğitim sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teknoloji eğitimleri sektöründe çok kurum var; ancak, iyi eğitim veren ve kendini kanıtlamış firma sayısı maalesef çok az. Biraz daha derinlemesine uzmanlığa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. SmartPRO açısından değerlendirdiğimizde, uzmanlık açısından Türkiye’nin önde gelen kurumlarından biri haline geldik. Bilgi teknolojileri henüz piyasaya sürülmeden know-how’ını Türkiye’ye getiriyoruz. Örneğin bugün SmartPRO’da 2005 yılı yaşanıyor; yani bir sene sonranın teknolojileri üzerinde çalışıyoruz. Bunun kurumsal firmalara muazzam faydası var; çünkü daha hızlı, daha rekabetçi, daha kârlı çalışabilmeleri için en son teknolojileri kullanabilmelerini; önlerindeki tüm bariyerleri birer birer kaldırabilmelerini sağlıyoruz. O yüzden, dev kurumsal firmalar ile yakın temastayız; sürekli know-how transferi yapıyoruz.

Sizce gelecekte bilişim sektörünün neler bekliyor? Bu gelecek için sizin planlarınız neler?
Bilgi teknolojileri son derece dinamik; sürekli değişen, gelişen bir sektör. Örneğin, hiçbirimiz cep telefonsuz nasıl yaşadığımızı hatırlamıyoruz; cep telefonsuz bir hayatı hayal bile edemiyoruz. İnternet de öyle oldu. Milyonlarca insan e-posta olmasa ne yapacağını bilemez halde yaşıyor. Ben şahsen İnternet bankacılığı olmasa ne yapardım bilemiyorum. Önümüzdeki en sıcak gelişmeler de mobil teknolojiler alanında yaşanacak. Göreceksiniz; herkes giyilebilir bilgisayarlar ile işe gidip gelecek. Yazılım, hayatın her yerine girecek. Böyle bir dünyada, ya bu gelişmenin takipçisi olup ekonomik krizler, sıkıntılar, problemler ile yaşayacağız ya da buna bir dur deyip önde olacağız; teknoloji üretmeye ve pazarlamaya odaklanacağız. Bunun için de bilgi teknolojileri uzmanları son derece önemli. İyi bir gelecek, tüm dünya çapında kariyer olanakları, bir araya gelindiğinde dünyanın çehresini değiştirecek yeni bir teknoloji geliştirmenin heyecanını ve sürekli gelişen bir sektör düşünün. Ve daha, tüm dünya çapında milyonlarca uzmana ihtiyaç var. Tüm kurumların ve bireylerin bu bilinçle kendilerine yatırımlar yapmalarını, uzmanlaşarak projelerde görev almalarını, yeni projeler geliştirip ilerlemeye katkıda bulunmalarını diliyoruz. Hem bireylerin, hem kurumların, hem de ülke olarak tüm Türkiye’nin geleceğinin teknoloji üretimi ve ihracatında olduğunu düşünüyoruz. Ülke olarak milyarlarca dolarlık muazzam bir potansiyelin üzerinde oturuyoruz; ancak, bu enerjiyi bir türlü faydaya dönüştüremiyoruz. En büyük arzumuz, yetiştirdiğimiz uzmanların uluslararası projelerde yer alarak Türkiye’ye döviz kazandırmaları ve tüm ülkenin refahına katkıda bulunmaları. Tüm çalışmalarımız bu yönde şekilleniyor. Bunun için, teknoloji çözümleri üreten tüm kurumlarla işbirliği içindeyiz. Hem Türkiye içinde, hem de yurtdışında her türlü işbirliğini geliştirerek uluslararası bilgi teknolojileri projelerinin gelişimine katkıda bulunabilmek istiyoruz. En büyük hayalimiz ise yurtdışında ofisler açarak Türkiye’den dışarıya know-how ihraç etmek.
 

**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.