Michael Page tarafından hazırlanan 2013 İK Barometresine göre, dünya genelinde şirketlerin işe alım planlarında bir aksaklık yok. Globalde 4 bin 300 İK liderinin katıldığı araştırmada Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95’i işe alım yapmaya devam edeceklerini açıklıyor.
Michael Page’in dünya genelinde 4 bin 300 İK liderleriyle görüşerek hazırladığı 2013 İK Barometresi, şirketlerin işe alım planlarıyla ilgili önemli veriler sunuyor. Araştırmaya göre 2013 yılında global şirketler ekonomik kargaşalara rağmen işe alım planlarını sürdürüyor. Dünya genelindeki şirketlerin yüzde 86’sı işe alım yapmayı planladığını belirtirken Türkiye yüzde 95’lik oranıyla işe alım planlarını sürdüren ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Araştırmada Avrupa’daki şirketlerin yüzde 76’sının işe alım yapmayı planladığı ortaya çıkıyor.
İyi bir aday bulmakta zorlanılıyor
Barometre, Avrupa’da İK liderleri için 2013 yılında, her sektörde çalışanlarla ilişkileri kapsayan, kurumsal kültür yönetimini de ele alıyor. Buna göre, yetenek avcılığıyla işe alımda Kuzey Amerika ve Avustralya birinci sırada, Asya ise ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca yetenek avcılığı dünya genelinde de İK liderleri tarafından en yaygın kullanılan işlev olarak kabul ediliyor. Michael Page Türkiye Genel Müdürü Pietro Valdes, “Bölgedeki ekonomik karışıklıklara rağmen, Avrupa şirketlerinin dörtte üçü, 2013 yılında yeni işe alımlar yapmayı ve yeniden yapılanmayı planlıyor. Bu demek oluyor ki en iyi yeteneklerin seçimi her şeye rağmen şirketler için öncelik taşıyor. Özellikle şirketlerin yetenekli ve deneyimli İK liderlerine ihtiyaçları var. Çünkü İK liderleri, şirketin diğer departmanları için de iyi yöneticiler seçmekte büyük rol oynuyor” diye konuşuyor.
Çalışanların bağlılıkları da giderek zorlaşıyor
İK Barometresi, doğru çalışan bulmak için yapılan yetenek avcılığının yanı sıra çalışan bağlılığı ile ilgili de verileri içeriyor. Çalışan bağlılğı için globalde 10 şirketten 8’i iş-yaşam dengesi seçenekleri sunuyor ve artık birçok iş teklifi sağlık ve yaşam programlarını da içeriyor. Avrupa şirketlerinde diğer bölgeler ile kıyaslandığında ise bu şartlar çalışanlara daha çok sağlanıyor. Pietro Valdes işe alımda iyi çalışanlar bulmanın ilk adım olduğunu vurgularken, “İyi çalışanları koruyabilmek ise ikinci bir adım. İş-yaşam dengesi, dünya çapında işletmelerin gündeminin en önemli parçalarından biri haline geldi. Çalışma koşulları, çalışanlar için çok önemli” diyor.
Maaş ve tazminat paketleri değişiyor 
Rapor ayrıca İK liderlerinin dünya çapındaki maaş ve tazminat paketlerindeki farklılıklar konusunda da bilgi veriyor. Buna göre, Asya şirketlerinin yüzde 40’ı ve Avrupa şirketlerinin yüzde 35’i İK Direktörlerine ve Müdürlerine yıllık 60.000 € / 75.000 $’dan az maaş paketi sunuyor. İsviçre, Almanya ve Hollanda gibi gelir düzeyi yüksek ülkeler ise Avrupa’da en yüksek maaş paketleri sunan ülkelerin başında yer alıyor. Ancak araştırma, zayıf Avrupa tazminat seviyesi, çoğunlukla Portekiz, Rusya, Polonya, Türkiye ve Fransa gibi genç çalışan nüfusunun yani genç yapının fazla olduğu ülkeler tarafından etkilendiğini gösteriyor. Avrupa’ daki İK liderlerinin sadece yüzde 9’unun yılda 150.000 € / 185.000 $ maaş paketine sahip olduğu görülüyor. Bununla birlikte Finansal hizmetler, enerji ve tüketici ürünleri sektörleri, İK liderlerine en yüksek maaş paketleri sunan sektörler arasında yer alıyor. Pietro Valdes Avrupa’daki İK liderlerinin sahip oldukları düşük maaş seviyelerinin sebebinin Güney Avrupa’da yaşanan ekonomik sıkıntılar olduğu yorumunu yapıyor.
2013 İK Barometresinden birkaç önemli başlık ise şöyle:
• 2013’te, Türkiye İK gündeminin başını çeken iki önemli konu Performans Yönetimi ve Kurumsal Kültür olarak değerlendiriliyor
• Türkiye’de ki İK liderlerinin yüzde 54’ünü kadın yöneticiler kapsıyor. Tüm Avrupa göz önüne alındığında ise Türk kadın yöneticiler yüzde 50’lik bir paya sahiptirler.
• Çalışanların şirketlerine bağlılıklarını sağlamak için şirketlerin yüzde 50’si eğitim ve gelişim programlarını kullanıyor.
• Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya’da İK liderlerinin yüzde 40’ı çok düşük tazminat oranlarına sahip. ( yüzde 5’ten daha az). Latin Amerika’da ise bu oran yüzde 20’lerin üstüne çıkabiliyor.
