Üretkenlik dediğimizde genel olarak aklımıza gelen ilk şey çok çalışmak, disiplinli olmak ve sürekli üretme halinde olmak oluyor. Bu parametreler belli bir yere kadar geçerli olsa da üretken olmanın çok önemli başka bir unsuru daha var!
Öz şefkat, tevekkül etmek ve esnek olmak üretken olmanın en önemli parametrelerinden.
Örgün eğitim sistemimizde ya da “başarı” konusunda konuşan konuşmacıların içeriklerinde, “üretken” olmamızı bize öğreten her yerde sürekli başarılı olmamızın ve sürekli kendimizi geliştirmenin ne kadar önemli olduğu bize pompalanıyor. Şunu bilmeliyiz ki hayatımızda dengeyi kurmadığımız takdirde üretken olma çabası bizi uzun vadede yıkıma götürebilir.
Tam tersine, kendini tanımak, sınırlarını bilmek, hayatta bize neyin keyif ve ilham verip vermediğini anlamak, yapmak istediğimiz şeyleri kendimiz istediğimiz için mi yoksa başkaları istediği için mi yaptığımızı anlamak gibi yetiler, bizi uzun vadede motive ve üretken kılacaktır.
Bu yetileri nasıl mı ediniriz?
Öncelikle farkındalıkla. Farkındalığı kendi öz yansımamızı yaparak, güvendiğimiz kişilerden geri bildirim alarak ve bu konularda bilgimizi genişleterek arttırabiliriz. Sonrasında da tıpkı spor yapar gibi bu farkına vardıklarımızı günbegün bir kas gibi geliştirebiliriz. Bu ”kaslarımızla” ne zaman üretken olma zamanı, ne zaman dinlenme zamanı çok daha iyi kavrayabilir ve ritmimizi buna göre oluşturabiliriz.
Elbette yapacağımız işleri doğru kişilere delege ederek ve sistemleştirerek, her şeyi her an kendimiz yapma yükümlülüğünden kurtuluruz. Bu konuda sayfalarca konuşabiliriz, fakat bu anlattıklarımız disiplin ve öz şefkat dengesi için iyi bir başlangıç olacaktır.
Konuk yazar: Perçin İmrek / Girişimci, Yazar ve Konuşmacı