Birbirine benzer klişe tavsiyelerden sıkıldınız mı? Tüm bu tavsiyeler ileriyi görmenize yardımcı olmuyor mu? Yeni ve de gerçekçi sözler duymaya ihtiyacım var mı diyorsunuz? O halde daha önce muhtemelen kimsenin vermediği birkaç tavsiyeye kulak verme zamanınız gelmiş.
Öğrencilik hayatımız boyunca, üniversite hayatı başta olmak üzere sürekli etrafımızdan çeşitli tavsiyeler duyarız. Bu klişe tavsiyelerin elbette doğruluk payı vardır. Ama motive etme ve gündemi takip etme noktasında yetersiz kalırlar. Gerçekçilik payı yüksek ama ilham veren, uygulaması kolay tavsiyeler her zaman daha çok işimize yarar.
İşte mezunlara özel yaratıcı tavsiyeler:
Önce güzel bir tatil yap
Mezun olur olmaz hemen iş araması gerektiğini düşünen yeni mezun aslında acele ediyor. Uzun ve keyifli bir tatil kafayı boşaltmak için şart. Dinlenen, eğlenen, kendisini okulu bitirdiği için tebrik etmeyi ve ödüllendirmeyi unutmayan mezunun tatili aynı zamanda son derece verimli bir süreç. Geleceğe yönelik kaygıları olan, ne yapması gerektiği noktasında kararsızlık yaşayan mezunun sürece stres yapmadan, enerji dolu başlaması önemli.
Planlarından çok insan ilişkilerine odaklan
İş dünyasında insan ilişkileri her anlamda tüm süreçlerin sağlıklı yürümesini sağlayan en güçlü araç. Sosyal ilişkilerin gücünün pek çok kapıyı açabileceğini, fırsatlar yaratabileceğini asla unutmamak gerekiyor. Evet, plan yapmak önemli. Ama iletişime açık olmak, ilgi duyduğunuz alanlarda deneyimli insanlarla iletişimde bulunmak hepsinden önemli.
Her ay bir müzik listesi yap, bol bol fotoğraf çek
Genellikle üniversite hayatın en güzel dönemi olarak hatırlanır. Sorumluluk azdır, zaman boldur. Yapılacak çok şey vardır ve en önemlisi enerji hep çok yüksektir. Bu dönemin tam anlamıyla tadına varmak gerekiyor. İş hayatına girmeden önce her ay bir müzik listesi yapıp bol bol fotoğraf çekmek, ileride bu günleri anmak ve iş hayatı başlamadan önce motivasyonu artırmak açısından güzel bir yöntem.
Endişeli olmanın normal olduğunu unutma
Hayatta her duygu durumu biz insanlar için. “Üniversite bitti, şimdi ne yapacağım?” sorusunu hemen hemen herkesin sorduğunu ve bunun ciddi bir endişe yarattığını kabul etmek gerekiyor. Endişeli ya da üzgün olmak çok doğal. Aksini hissetmek için kendini zorlamak yerine bu durumun geçici olduğunu bilmek ve ilgi alanlarına odaklanarak süreci verimli geçirmek daha anlamlı.
Televizyon izleme
Bugün televizyon ağırlıklı olarak popüler kültür taşıyıcısı durumunda. İzlediğimizde bizi tatmin edecek yapım sayısı oldukça az. Saatlerce televizyon izleyip boşa zaman geçirmekten kaçınmak gerekiyor. Televizyonun gerçekçi olmayan boş dünyasında vakit harcamak yerine farklı hobiler edinmeli ve gelecekte neyi keyifle yaparak para kazanabilirim sorusuna odaklanmalı.
CV’den önce kendini inşa et
Pek çok yeni mezun potansiyel işverenini etkilemek için okul esnasında ve sonrasında onlarca kursa katılıyor, liderlik eğitimleri alıyor, sertifika ve eğitimlere boğuluyor. Bunlar elbette kişisel gelişimde etkili araçlar. Ama bunlardan önce kişinin kendisini sosyal anlamda geliştirmesi çok daha önemli. Dünyadaki tüm sertifikaları almış olabilirsiniz. Ama eğer iletişim sıkıntılarınız varsa, problem çözmede sorunlar yaşıyorsanız emin olun ki yerinize hiçbir eğitimi olmayan ama kendini iletişim anlamında kanıtlamış bir adayın alınması çok daha olası.
İstediklerini anlamak için üniversite sonrasını bekleme
Üniversite biter bitmez sudan çıkmış balığa dönmemek için okurken kişinin kendisini keşfetmeye başlaması gerekiyor. “Nasıl olsa eninde sonunda çalışmak zorunda kalacağım, şimdi düşünmeme gerek yok” algısı yıllarca mutsuz bir çalışana dönüşmenize neden olabilir. Şimdiden kişinin yeteneklerini, ilgi alanlarını, yapmaktan keyif alacağı işi bulması çok önemli.
Yorum yapmak ister misin?