Hangi işi yaparsak yapalım sınırlarımızı kendimiz çiziyoruz. Bazen kendi koyduğumuz engelleri farkına varmadan, neden başarılı olamadığımızı sorgulayabiliyoruz. Aslında yapılması gereken basit. Ne yapmak istediğine karar vermek ve fırsatları değerlendirmek. Girişimci, Yazar Perçin İmrek’in yerelden globale uzanacak bir kariyer rotası için sana önerileri var.
Kurumsal bir firmada da çalışsanız, girişimci de olsanız ya da farklı bir iş de yapsanız, kendinize şu soruyu sormanızı rica ediyorum:
Yaptığınız işi kaç kişiye ulaştırıyorsunuz?
Belki sadece mahallenize, şehrinize ya da ülkenize servisinizi sunuyorsunuz? Peki, hiç tüm Avrupa kıtasına erişmeyi düşündünüz mü? Peki, tüm dünyaya?
Bir arkadaşımla bu konuyu konuştuğumda şu yorumu yaptı:
“Mesela bir diş hekimi olduğunu düşün. O zaman ‘global’ düşünmeye ne gerek var?’’
Ben de şu cevabı verdim:
İstanbul’da birçok yabancı yaşıyor. İngilizceyi de çat pat konuşuyorsun. Onların da diş hekimi ihtiyacı oluyor. Onlara yönelik reklamlar yapsan, İstanbul’da yaşayan ‘’expat’’ çevre ile tanışsan, İngilizce bir web sitesi tasarlatsan, sosyal medya hesabı açsan vs. nasıl olur?
Arkadaşım birkaç saniye durduktan sonra sadece kafasını onaylar şekilde sallayarak “Hımm” dedi…
Ne iş yaparsak yapalım, global düşünmemiz mümkün. Ben de bir eğitmen olarak hep bu vizyonla işimi yapmaya çalıştım, çalışıyorum. 7+ milyar kişiye ulaşmayı hedefleyerek. Sadece İstanbul’da, Türkiye’de hatta Avrupa’da değil. Brezilya’da da, ABD’de de, Çin’de de, Gana’da da vs. Çünkü biliyorum ki herkes eğitime ulaşmayı hak ediyor, herkes eğitime ulaşmayı istiyor.
Peki, ben işimi nasıl global yapıyorum, onu detaylı bir şekilde anlatmak isterim:
En başta, İngilizceye önem vermek ve iyi bir seviyeye gelmek çok büyük bir avantaj oldu benim için. İngilizceyle kendimi ifade etmemde, bir dünya vatandaşı olmamda da büyük rol oynadı. Yaşadığım şehir olan İstanbul’da, yabancıların sık sık ziyaret ettiği Toastmasters gibi toplulukların bir parçası olmam burada yaşayan yabancılarla bir arada olmamı ve seyahat etmemi gerektirmeksizin, beynelmilel bir hayat yaşamama vesile oldu. Tabii bu seyahat etmediğim anlamına gelmiyor. Şu ana kadar 83 ülkeye gittim, kâh iş için kâh safi seyahat etmek için (çoğu zaman her ikisi için). Gittiğim yerlerde de bir ‘’turist’’ gibi gezmektense bir gezgin gibi, yerel kültürü tanıyarak, anlayarak gezmeye özen gösterdim.
Diş hekimi örneğinde anlattığım gibi, yaptığım işi uluslararası topluluğa hitap edecek şekilde tasarladım. Web sitemi hem Türkçe hem de İngilizce, sosyal medyadaki paylaşımlarımı da aynı şekilde iki dilde de yaptım. Böyle olunca, yaptıklarım insanların kulağına gitmeye başladı ve önce buraya gelen yabancı firmalara eğitim vererek başlayan kariyer hayatım, şimdi dünyanın dört bir yanında eğitim vererek devam ediyor. Her yere yetişemediğimden ekipleşmeye, daha da kolay erişmek için işimin büyük bir kısmını online’a taşımaya başladım.
Tüm bunlarla beraber eğitim vermem için İstanbul’daki ya da Türkiye’deki firmalardan nasıl davet alıyorsam, Tayland’daki, Özbekistan’daki, İsviçre’deki, Arjantin’deki firmalardan da teklif almaya başladım. Bazen o konuyu anlatacak yerli bir eğitmen bulamadıklarından, bazen de sadece benimle çalışmak istediklerinden.
Yani özet olarak, kendine gerekli yatırımı yaptığında ve vizyonunu o yönde ilerlettiğinde, benim de naçizane yapmaya çalıştığım gibi işini 7+ milyar kişiye taşıyabiliyorsun.
Şimdi sen bir düşünün bakalım, hizmetini/ürününü tüm dünyaya nasıl sunabilirsin?
Konuk Yazar: Perçin İmrek / Girişimci, Yazar ve Konuşmacı
Yazara ait diğer yazıları okuma için hemen tıkla!
Yorum yapmak ister misin?