YKS’ye 3,5 milyon üzerinde aday başvuruda bulunuyor. Adayların büyük bir bölümü kendine ortalama bir üniversiteye veya programa yerleşme hedefi koyarken, bazı adaylar da hedefini derece gerektirecek bir sıralamaya erişmek olarak belirliyor. Sıralama sınavlarının doğasında olan şey ise her bir adayın o sınav sonucuna göre oluşacak sıranın en iyi yerinde konumlanma isteği. Çünkü ön sıralara yaklaştıkça şansını artırıyor, sıralamanın ne kadar gerisine düşüyorsan şansını o denli azaltıyorsun.
Sınavla ilgili gereksiz bir endişeyi hatırlatarak söze başlayalım. Bu sınava katılım 3,5 milyon gibi devasa bir sayı olsa bile başarı ortalamalarının ne yazık ki yüksek olmadığı bir sınav. Örneğin 2022 TYT’de ülke ortalamasına eşit düzeyde net başarısı gösteren adaylar sıralamada 708 bininciliğe kadar yükselebildi. Özetle ülke ortalaması demek sınava başvuran aday sayısının yarısı anlamına gelmiyor. Varsa böyle bir korkun bunu baştan atmalısın.
Bu sınavlarda ilk bin, ilk 5 bin, ilk 10 bin gibi başarıları yakalayan adaylar da aynı sistemdeki okullardan mezun olmuş çocuklar. Eğer bu hedeften çok uzaksan onları senden farklı kılan en temel özellik hazırlık sürecini (hem teknik hem de psikolojik olarak) iyi yönetmeleri ve sınav disiplinine sahip olmaları.
Kendine böyle bir hedef koyduysan, ilk yapman gereken bir durum tespiti yapmak. Şu an ne düzeydesin? Nerelerde eksiğin var? Bu eksiklerini giderebilmek için hangi yöntemleri kullanabilirsin ya da gerçekten bu düzeyde bir başarıya ihtiyacın var mı? Yani hedeflediğin programın senden istediği sıralama değerleri bu derece üst düzey bir başarı gerektiriyor mu? Bu soruların baştan cevabı olmalı.
Eğer yukarıdaki sorulara makul ve yapılabilir cevaplar veriyorsan, artık esnek ve gittikçe temponu artıracak bir programın olmalı. Bu program eksiklerini tamamlayıcı, öğrendiklerini pekiştirici, test tekniğini geliştirici ve sınav tekniğini yükseltici bir program olmalı. Aralıksız çalışmaya yönelten bir programla bu başarıyı yakalayabilme olasılığın az. Zira bu program aynı zamanda kendine zaman ayırmanı, insan olma vasfını yitirmemeni, uyku, dinlenme, beslenme gibi fizyolojik gereksinimlerini de gözeten bir program olmalı.
Sınava hazırlanırken çok ve farklı kaynaklardan beslenmelisin. Kaynak zenginliğini ne ölçüde yakalar ve hepsine kendini hazır hale getirirsen, sınavın olası sürprizlerini de en aza indirgemiş olursun.
Seni yarışta tutacak arkadaşların olmalı. Bu arkadaşların rekabet için değil seni teşvik eden, hızını ayarlayabileceğin arkadaşlar olmalı. Her ne kadar sınav bireysel performans gerektiren bir uygulama olsa da hazırlık sürecini bir takım oyununa dönüştürmen seni motive edebilir. Tek başına bir atlet gibi piste çıktığında hızını ve koşudaki yerini ayarlayamazsın.
Hazırlık sürecinde karşılaşacağın zorluklar, ulaşamadığın başarı beklentileri seni hedefine ulaşma fikrinden alıkoymamalı. Her hazırlık sürecinin kırılma anları vardır. Dereceye giren adayların en önemli farkı bu kırılma anlarını iyi yönetebiliyor ve pes etmiyor olmalarıdır.
Gerçek sınav koşullarında en üst düzey başarıyı hedeflemenin en temel koşullarından biri de nihai hedefine adım adım yaklaşma fikridir. İlk günden itibaren küçük adımlarla bu hedefe varman için yapman gerekenleri ertelemeden yapmandır.
Diğer tüm rakiplerinden bireysel farklılıklarının olduğunu da unutmamalısın. Sınava hazırlanan her adayın öğrenme, anlama, problem çözme ve süreci yönetme becerisinin birbirinden farklı olduğunu bilmeli ve kendini gözlemlemeli ve kendine özgü yöntemlerden vazgeçmemelisin.
Sorunun cevabını dinlemek istersen videomuzu da izleyebilirsin.