ÖSYM kılavuzunda 127 devlet, 74 Vakıf, 19 Kıbrıs ve 9 yabancı üniversite olmak üzere toplamda 229 üniversite ile 4 Vakıf meslek yüksekokulu programları bulunmaktadır. Devlet ve vakıf üniversiteleri ile vakıf meslek yüksekokulları Türkiye sınırları içinde, Kıbrıs üniversiteleri KKTC’de yabancı üniversiteler ise genellikle Asya kıtasındaki Türk cumhuriyetleri ile bazı Balkan ülkelerinde yer almaktadır.
2022 yılında 835 bin 349 kontenjan devlet üniversitelerine, 169 bin 694 kontenjan vakıf üniversitelerine, 16 bin 190 kontenjan Kıbrıs üniversitelerine ve 850 kontenjan da yabancı üniversitelere ayrılmıştı. 2023’te de küçük değişikliklerle benzer kontenjanlarla bu üniversitelere öğrenci alınmaya devam edilecek.
Bir üniversitenin devlet mi yoksa vakıf mı olduğunun alınan eğitim ve mezuniyet sonrası kazanılan haklar bakımından hiçbir farklılığı yoktur. Ülkemizdeki tüm üniversiteler Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK’ün) denetimine tabidir ve tüm üniversiteler YÖK’ün belirlediği standartları sağlamadan eğitim öğretime başlayamazlar.
Vakıf üniversitelerini devlet üniversitelerinden ayıran en temel fark bu üniversitelerde eğitimin burslu programlar dışında ya kısmi ya da tamamen ücretli oluşudur. Bu ücretler de üniversiteden üniversiteye, hatta aynı üniversite içinde bölümden bölüme farklılıklar gösterebilir.
Vakıf üniversitelerinin bir diğer farkı eğitimin ücretli olması nedeni ile nispeten puanı daha düşük öğrencileri de içinde barındırıyor olmasıdır. Bir devlet üniversitesine yerleşen en üst ve en alt başarı düzeyindeki öğrenciler arasındaki fark daha minimum düzeydeyken, vakıf üniversitelerinde bu fark daha geniş olabilir. Bu genişliğin oluşmasında aynı programa hem burslu olarak tamamen ücretsiz yerleşen adaylar ile tamamen ücretli yerleşen adayların aynı sınıfta eğitim görmesinin payı vardır.
Yukarıda belirttiğim iki fark vakıf üniversitelerinin negatif yönleri olarak nitelenebilir; ancak vakıf üniversitelerini pozitif kılan bazı özellikler de mevcuttur. Örneğin; Vakıf üniversitelerinde güncel, ilgi duyulan programlar daha fazla bulunur. Bunun yanında öğrenci sayısının devlet üniversitelerinden daha az olması ve öğrenciye bire bir ilginin yüksekliği de vakıf üniversitelerinin bir diğer artısıdır. Öte yandan çoğu vakıf üniversitesi metropol ve öğrenci dostu kentlerde olduğu ve iş yaşamının içinde bulunduğu için öğrenciye erişim ve yaşam bakımından daha geniş bir hareket alanı sağlar. Laboratuvar, atölye, kütüphane ve teknolojik olanakları daha kolay kullanabileceğin okullardır. Pek çoğu sadece eğitim süresince değil mezuniyet sonrası kariyer merkezleri ile de işe yerleşme sürecine rehberlik eder.
Vakıf üniversitelerinin bir diğer avantajı akademik kadrolarının popüler akademisyenlerden ve bilim insanlarından oluşmasıdır. Geçmişte devlet üniversitelerinde çalışan ve marka değeri yüksek çoğu akademisyen son yıllarda vakıf üniversitelerinde eğitim hizmeti vermektedir.
Yukarıda saydığım artı değerlere tüm vakıf üniversiteleri sahip midir? Elbette tamamı bu standartlardadır diyemeyiz. Tüm bu artıları ve eksileri dikkate alarak yapacağın tercihlerle nerede okuyacağını belirleyebilirsin. “Nispeten daha düşük bir başarı elde ettiğim için Anadolu’nun ücra bir kentinde devlet üniversitesinde mi yoksa bir metropoldeki vakıf üniversitesinde mi okumam gerekir?” sorusunun cevabı elbette vakıf üniversitesidir. Uzak bir kentte eğitim ücreti vermesen de barınma, beslenme ve yol gibi temel giderler yaşadığın kentteki bir vakıf üniversitesinin ücretine denk bir bütçe karşına çıkarabilir.
Son tahlilde bir vakıf üniversitesini seçmek için bakman gereken üç temel kriter, üniversitenin niteliği, seçeceğin programın ilgi ve yeteneklerine uygunluğu ve eğitim ücretlerinin bütçene denkliği olmalıdır.
Sorunun cevabını dinlemek istersen videomuzu izleyebilirsin.