Üniversiteye hazırlık döneminin önemli son adımı olan tercih süreci, birçok konuda dikkat ve özen gerektiriyor. Peki, doğru bir tercih listesi hazırlamanın incelikleri neler? Psikolog ve Eğitim Uzmanı Salim Ünsal, bu soruyu senin için yazımızda cevaplıyor!
Öncelikle ne olmak istediğini değil ne yapmak istediğini bilmen önemli. Bazen olmak istediğin
şey aslında yapmak istediğin şey olmayabiliyor. Bu nedenle öncelikle gelecekte ne yapmak istediğine karar vermen gerekiyor. Toplumsal trendlerin etkisinde kalarak karar vermemeli, kendi gerçekliğini mutlaka masaya yatırarak seçimini yapmalısın. Bunu yaparken de doğru tercih listenin bilgi, beceri ve yetenekler bakımından birbiriyle uyumlu olması gerektiğini sakın unutma…
Yapman gereken en temel iş, tercih yelpazeni geniş tutmak
Üniversite tercihlerini belirleyip ÖSYM’nin Aday İşlemleri Sistemi’ne girmeden önce yapman gereken en temel iş, tercih listeni geniş bir program gamı içinden hazırlaman. Böylece kapsamlı bir liste hazırladığında tercihlerini doğru yapmış olursun.
Meslek alanı çok ama karar vermek yorucu!
Akademik programlar lisanslardan (4, 5 ve 6 yıllıklardan) ve ön lisanslardan (2 yıllıklardan) oluşuyor. Geçen yıl ülkemizdeki üniversitelerin birbirinden az ya da çok farklı 366 lisans, 232 ön lisans ve 118 özel yetenek programına öğrenci alındı. Akademik ve mesleki programların çeşitliliğine baktığında, Türkiye’deki üniversitelerde 716 farklı program olduğunu görebilirsin. Gelişmiş ülkelerde bu çeşitliliğin 2 binli rakamların üstünde olduğu ekleyelim… Çeşitlilik ve farklılık bu kadar çok olunca bunlar arasından kendi ilgi, yetenek ve başarı beklentine uygun birini ya da birkaçını seçmek hem yorucu hem de heyecan ve kaygı verici bir süreç haline geliyor.
Her 4 adaydan biri sınava neden yeniden giriyor?
Her yıl üniversite sınavına başvuran her 4 adaydan 1’inin daha önceden bir üniversiteye yerleşmiş, halihazırda bir üniversitede okuyan hatta üniversite mezunu olan kitlelerden oluşması doğru tercih kavramının önemini bir kat daha arttırıyor. Tercihlerine gereken önemi vermediğin ve üstün körü seçimler yaptığın taktirde hem yanlış bir programa yerleşebilir hem de onca emek ve zamanını boşa harcayabilirsin. Üstelik senin sonradan vazgeçtiğin bir program, başka bir öğrencinin hayallerini süslüyor olabilir ve sen istemeden de olsa onun hakkına girmiş olabilirsin. Bu nedenle doğru tercih listesi hazırlaman en az sınava hazırlanman kadar önemli.
“Puanım ve sıram ziyan olmasın” derken düşebileceğin tuzaklar
Ülkemizde doğru tercih kavramı son yıllarda hep puan-sıra eksenine hapsolmuş durumda. Puanın ya da sıranın yettiği yerlerin hayal ettiğin yerler olduğunu düşünmek, yanılgıların en başında geliyor. Aldığın puan veya sıranın ziyan olmaması için yaptığın tercihler, seni bazen doğru adreslere ulaştırmayabilir. Öncelikle ne olmak istediğini değil ne yapmak istediğini bilmen önemli. Bazen olmak istediğin şey aslında yapmak istediğin şey olmayabiliyor. Bu nedenle öncelikle gelecekte ne yapmak istediğine karar vermen gerekiyor. Yapmak istediğin şey için doğru karar verdiğinde olmak istediğin de kendiliğinden oluyor.
Tercih listendeki çeşitlilik kararsızlığının göstergesi
Sistem seni aslında puan türleri ile belli bir kulvara yöneltiyor. Sayısal ağırlıklı bir meslekte mi ilerlemek istiyorsun, yoksa sözel ağırlıklı bir akademik alana mı yöneleceksin? Az çok bununla ilgili bir zihni hazırlıkla sınava giriyor ve oradaki performansına göre bunlardan biri veya birkaçına yöneliyorsun. Ancak aynı puan türü içindeki bazı meslekler ve akademik programlar da birbirinden çok farklı yetenekler ve özellikler gerektiriyor. Örneğin, sayısal ağırlıklı bir öğrenciysen matematik, geometri ve sanatsal beceriler gerektiren bir ‘Mimarlık’ programı da seçim alanında; biyoloji, fizyoloji, anatomi, sosyal yardım ve iletişim becerileri gerektiren bir hemşirelik de seçim alanında. O halde doğru tercih listenin bilgi, beceri ve gerektirdiği yetenekler bakımından birbiri ile uyumlu olması gerektiğini unutmamalısın. Listende hem ekonometri hem de psikoloji varsa bu işte bir terslik olduğunu baştan bilmende yarar var. Böyle bir durumda kararını bir kez daha gözden geçirmelisin.
Devlet üniversitesi mi özel üniversite mi kararını vermeli
Doğru tercih listesi hazırlamanın ikinci aşaması hangi tür üniversitede okumak istediğine karar vermen. Devlet üniversitelerini mi seçeceksin yoksa ekonomik olarak ayrıca bir bütçe gerektiren vakıf üniversiteleri de o listede olabilir mi? Buna da karar vermen gerekiyor. Temelde üniversitenin hangi türde olduğunun mezuniyet ve kazanılan haklar bakımından bir farkı yok, ama yine de eğitim hayatının sorunsuz ilerlemesi için bu seçenekteki kararın da oldukça önemli.
Üniversite seçimin bir süre yaşayacağın yer olduğunu da düşün
Doğru tercihe hazırlığın üçüncü parametresi nasıl bir kentte eğitim hayatını sürdürmek isteyeceğin. Üniversitelerimizdeki fakülte ve yüksekokulların bazıları büyük metropollerde yer alırken, bazıları küçük kentlerde hatta kasabalarda bulunuyor. Kentin ekonomik, ticari, sınai, kültürel ve sosyal dokusunun senin akademik gelişimine katkısının olup olmadığı da önemli. Öte yandan kentte barınma sorununun olup olmaması da belki meslek seçimi açısından değil ama o meslekte eğitim ve yetişme dönemi açısından karar sürecini etkileyecek bir parametre. Metropolde doğmuş büyümüş biriysen, küçük bir kasabada eğitim hayatını sürdürmen ne kadar zor ise geçmişten bugüne kasabadan dışarı hiç çıkmamış biriysen metropoldeki yaşama adapte olabilmen de çok kolay olmayacaktır.
Trendlerin büyüsüne kapılarak meslek seçenler bazen aradıklarını bulamıyor
Doğru tercih listesi hazırlarken yapılan hatalardan biri de toplum tarafından mutlak kabul gören bazı mesleklerin senin için de uygun olacağı düşüncesi. Eğer o meslek senin ilgi, yetenek, beklenti ve başarına uygun değilse toplumsal olarak ne kadar talep olsa da ilgi duymayacağın bir meslekte başarılı olmakta zorlanacaksın. Bu nedenle toplumsal trendlerin etkisinde kalarak karar vermemeli, kendi gerçekliğini mutlaka masaya yatırarak seçimlerini yapmalısın.
Mesleklerin çok hızlı değişip, dönüştüğünü bil
Doğru tercihin bir diğer anahtarı ise yeryüzündeki değişime ne kadar ayak uydurup uyduramayacağınla ilgili. Günümüzde akademik programlar ve meslekler hiç olmadığı kadar hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Şu an popüler olarak düşündüğün bazı mesleklerin belki 5-10 yıl sonra nesnel bir karşılığı kalmayacağını da unutmaman gerekiyor. Bu nedenle klasikleşmiş eski mesleklerle sınırlı kalmayıp, yeni ve güncel meslekler hakkında da ayrıntılı bilgiler edinmen, kendin için bir gelecek vizyonuna sahip olman gerekiyor.
Günümüzde doğru bilgiye erişebilmek çok kolay!
Günümüzde meslek çeşitliliği ne kadar fazla olsa da bu mesleklere ilişkin eğitim, statü, çalışma koşulları, istihdam ve gelir düzeyi ile ilgili birçok veriye ulaşabilmen mümkün. Kariyer.net veri tabanı ülkemizde bu anlamda ufuk açan güncel verilerle bu süreci kolaylaştırmak için her türlü akademik ve bilimsel çalışmanın sonuçlarını sana ücretsiz olarak sunuyor. Öte yandan bilgiye erişimin çok kolay olduğu bir dönemde yaşıyorsun. Önemli olan doğru bilgiye ulaşabilecek aygıtları kullanman. Bu nedenle sınav bitip tercih süreci başlayıncaya kadar geçen boş zamanını özellikle geleceğin ile ilgili meslekleri ve çalışma alanlarını tanımaya ayırmanı önerebilirim. Bunların ne kadarının beklentine uygun olup olmadığını araştırarak işe başlayabilirsin. Bu eylem, en az sınava hazırlık yapmak için çalıştığın matematik ve fizik testleri kadar önemli ve değerli.
Memnuniyetin kişiden kişiye değişebileceğini unutma
Doğru tercih listesi oluşturabilmen için o mesleği icra edenlerle kuracağın iletişim ve onları çalışma ortamında ziyaret etmen de önemli. Belki “olumlu bir geri bildirim alacağım” beklentisi ile gidip olumsuz bir duygu ile dönme riski var, ama bunu bilerek adımını atabilirsin. Çalışma hayatında işini severek yapanların sayısı ne kadar çoksa, aynı oranda sevmediği halde mecbur kaldığı için o işi yapanlar da var. Birinin memnuniyeti seni memnun etmeye yetmeyebilir, birinin memnuniyetsizliği de senin memnuniyetsiz olacağın anlamına gelmeyebilir. Karar aşamasında bu hususu göz önünde bulundurmanı tavsiye ederim.
Bir son olmadığını kendine hatırlat
Özetle hayatının bundan sonrası için önemli bir virajın hemen başındasın. Bugün alacağın doğru kararlar bundan sonraki hayatını, yolunu ve yönünü belirleyecek. Ancak bu hayati karar süreci gözünü de korkutmasın. Günümüzde birçok mesleğin 5-10 yıl sonra geçerliliğini yitirdiğini göz ardı etme lütfen. Her ne kadar akademik eğitim bu sürecin önemli mihenk taşlarından biri olsa da çalışma hayatına atıldığında önüne pek çok fırsatlar geleceğini ve mesleki gelişiminin yaşam boyu süreceği gerçeğini de sakın unutma. Bu süreç, geri dönüşü olmayan bir yol değil. Kendini geliştirmeye ve kendine yatırım yapmaya devam ettikçe pek çok farklı alternatifle de karşılaşabileceksin. Akademik hayat işin teorik kısmını halletmen için bir gereklilik, ancak yaşam pratikleri de okuldan sonra tamamen kesintiye uğramıyor. Pek çok meslek erbabı işin gerektirdiği birçok güncel beceriyi de çalışma hayatının içinde öğrenmeye devam ediyor.
Doğru kararlar alman ve keyifli bir gelecek planlaman dileğiyle…