Kendini başkalarıyla kıyaslamamak neden önemli?

Successful Students Studying in Class, Education, Back To School, Exam Preparations, University Campus, Studying in the Library

Eğer sınava hazırlık sürecindeysen ve bu süreci bir yarış ya da rekabet olarak değerlendirip kendini başkalarıyla karşılaştırıyorsan, bu yazı senin için faydalı olabilir.

Sınav sürecinde kaç net çıkardığın, nasıl bir sıralama yaptığın üniversiteye yerleşmende belirleyici faktörler, bunu biliyorum.Bu noktada dikkat etmen gereken nokta şu ki netlerini arttırmak için gereken motivasyonu nasıl sağlıyorsun? Eğer ki motivasyonunu sağlamanda başkalarıyla kendini kıyaslamanın etkisi büyükse, bu uzun vadede senin için yorucu bir hal alabilir. Bunun sebeplerini beraber inceleyelim.

Karşılaştırmanın doğası ve motivasyon

İnsan varoluşsal olarak belirsizlikleri yok etmeye, çevresini ve kendini anlamlandırmaya çalışan bir varlıktır. Kendini başkalarıyla kıyaslamanın temelinde yatan amaç da bununla ilişkili olarak gelişir. “Ben ne durumdayım, hangi noktadayım?” bunu anlamak adına kendini başkalarıyla kıyaslıyor olabilirsin. Ancak sınav süreci gibi uzun bir süreçte karşılaştırmalar yapman seni olumsuz yönde etkileyecektir. Bu konuyu anlamak için içsel motivasyon ve dışsal motivasyon kavramlarını anlamakta fayda var. Dışsal motivasyonda senin için önemli olan davranış değil, davranışın yarattığı sonuca ulaşmaktır. Temelinde içsel bir doyuma ulaşmak yoktur. Bir ödül kazanmak ya da ceza almamak adına sergilenen davranışlar vardır. Bunu sınav süreciyle ilgili yorumlamam gerekirse, amacın derslerine çalışıp başarını arttırmak ve bunun doyumuna ulaşmak değildir. Amacın bir başkasını geçmek olduğunda zihinsel ve duygusal olarak bu durum seni daha fazla yoracaktır. Fakat içsel bir motivasyonda hedeflediğin amaç gelişimini planlamak ve bu planını gerçekleştirdikçe motive olmak daha doğrudur.  İçsel motivasyonda kişi yaptığı işin kendisini başarmaktan ödül aldığını hissederken, dışsal motivasyonda kendi dışında belirlediği maddi ya da manevi bir ödüle ulaşmayı kişi hedeflemektedir. İnsanlık var olduğundan beri dışsal bir motivasyona ihtiyaç duymadan merak ve keşfetmenin verdiği hazla birçok başarı kazanmış ve gelişmiştir. Dolayısıyla sınava hazırlanırken odaklanman gereken, kendine içsel motivasyon kaynakları bulabilmektir. Bununla ilgili daha fazla bilgi edinmek için şu yazıya göz atabilirsin.

Dışsal motivasyonun işe yaradığı anlar da vardır. Örneğin; konumuz sınava hazırlık değil de bir boks maçı olsaydı, dışsal motivasyon boksör için iyi bir seçenek olabilirdi. Boks maçlarında üçer dakikalık üç raunt oynanır ve iki tarafın da kazanma ihtimali yüzde ellidir. Ancak her iki boksör de maça “Kazanacağım!” motivasyonuyla çıkar ve karşısındaki boksörle rekabete girer. Böylece süreçten çok sonuca odaklanır. Sanırım boksöründe dayak yediği süreçten çok kazanmaya odaklanması ona daha çok fayda sağlar. Boks maçlarının süresi oldukça kısayken, sınava hazırlık süreci neredeyse bir seneyi bulan uzun bir yolculuktur. Bu nedenle sakinlik, planlama, rutin ve içsel bir motivasyon gerektirir. Bu anlamda üniversite sınavını bir maraton koşusuna benzetebiliriz. Bir maratoncu rakibiyle ilgilenmez, önemli olan koştuğu kilometre boyunca enerjiyi korumaktır. O enerjiyi koruyarak son beş yüz metrede hızlanabilir ya da atak yapabilir. Ancak bir maratonda en önemli durum o maratonu tamamlayabilmektir. Tıpkı sınava hazırlık sürecinde olduğu gibi! Unutma ki en önemlisi bu süreci yönetebilmektir.

Kendini başkalarıyla karşılaştırmanın öz saygıya etkileri

Kendini başkalarıyla kıyaslamanın uzun vadede motivasyonunu düşürdüğünden bahsetmiştim. Aynı zamanda karşılaştırma yapmak senin sınava yönelik stresini de arttıracaktır. “Şu arkadaşım bu kadar konu bitirmiş ama ben daha gerideyim.” diye düşünmenin bu süreçte sana olumlu bir katkısı olabilir mi? Muhtemelen hayır. Bir başkasına yetişmek kaygısıyla ders çalışmaya oturduğunda bu konsantrasyonunu, öğrenme sürecini ve kendi hedeflerine ulaşmanı negatif etkileyecektir. Örneğin; bir çitayı düşünün, çitalar kara yaşamının en hızlı canlılardandır. Sıfırdan 108 km/saat hıza 3,1 saniye içerisinde erişebilir. Bu sayede kolayca avlanabilir. Ancak eğer çitayı iyi yüzebilmek konusunda bir yunusla karşılaştırırsak tabi ki yunus çitadan daha iyi bir yüzücüdür. Ancak bu çitanın güçsüz ve zayıf bir hayvan olduğu anlamına gelmez. Bu örnekte olduğu gibi yaptığın karşılaştırmalar sana her zaman doğru sonuçlar vermez. Kendine karşı eleştirel olmana ve adaletsiz yorumlar yapmana sebep olabilir. Tüm bu yanlış yorumlamalar ve eleştiriler sonucunda benliğine yönelik olumsuz bir bakış açısı geliştirebilirsin. Bu yüzden her şeyden önce kendi iyi olduğun yanlarını keşfetmen önemlidir. Çok iyi yüzemiyor olabilirsin, ama belki de sen çita gibi çok iyi bir koşucusundur! Güçlü olduğun alanları fark etmek öz saygının gelişmesine katkı sağlayacaktır, zayıf ya da yetersiz gördüğün taraflarını keşfetmen de kendini geliştirebilmen için bir fırsattır. Tüm bu farkındalıklara sahip olman öz saygını arttıracağından sınav gibi bir durumla başa çıkabileceğine dair inancın da yükselecektir. Yüksek öz saygı kendi disiplinini sağlamak ve motive etmek konusunda bir avantajdır. Bu avantaj hedefine doğru ilerlemen konusunda sana yardımcı olur.

Kıyaslamalardan doğan mükemmeliyetçilik ve sınav kaygısı

Hataya karşı tahammülsüzsen ve kendini tam olarak belirlemediğin standartlarla sürekli eksik hissediyorsan, mükemmeliyetçi bir kişilik yapısına sahip olabilirsin. Mükemmeliyetçi kişiler belirledikleri yüksek standartlara ulaşmaya adeta kendini adar ve elde ettiği başarılar ya da başarısızlıklar üzerinden kendine bir değer biçerler. Bu durum da yukarıda bahsettiğim öz saygının düşmesine yol açar: “Başarılıysam değerliyim, başaramazsam değersizim.” algısıyla hareket eden bir kişinin gerilimi de artacaktır. Mükemmeliyetçilik aynı zamanda kişinin elde ettiği başarılarından doyum almasını engeller. Birey işini özenli yapmaktan ziyade hatasız olmaktan motivasyon duyar. Böylece ya çok yoğun bir çaba içerisine girer ince eleyip sık dokur ya da hata yapma ihtimalinden dolayı yapacağı işten kaçınır. “Ya hep ya hiç.” gibi bir algıyla hareket eder ve bir şeyi en iyi şekilde yapamayacağını düşünüyorsa hiç yapmamayı seçer. Başkalarına kendini kabul ettirebilmek sebebiyle mükemmel olma zorunluluğu hisseden insan için bu duygu içsel bir tehdit oluşturur. Bir tehditle karşı karşıya olduğunu düşünen insan bu durumda panikler ve kaygı üretir. Kaçınma davranışları sergileyerek kendine hata yapma şansı sunmayan kişiler bir yandan kendini geliştirme fırsatını da geri teper. Sınavla ilgili yapılan denemeleri düşün. Bu denemelerin amacı eksiklerini önceden görmen ve bunlar üzerine yoğunlaşmanı sağlamaktır. Denemeler yaptığın hatayı sınavda yapmaman adına bir fırsat yaratır. Ancak sahip olduğun mükemmel olma arzusu bu tip denemelerden yeterli verimi alamamana neden olabilir. Başkalarıyla yapılan kıyaslamalardan ya da mükemmeliyetçi düşünce sisteminden yola çıkarak elde edilen verilerin çarpıtılmış veriler olduğundan bahsettik. Peki ne yapmalısın?  Kendine bilişsel esneklik kazandırmanın yollarını deneyebilirsin. Mükemmeliyetçilikte kişinin çok katı sınırları varken bilişsel esneklik kişinin farklı durumlarla başa çıkabilecek alternatif yollar bulabilmesini, yeni durumlara uyum sağlayabilmesini ifade eden bir kavramdır. Bilişsel esnekliğe sahip olduğunda hataları bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirip, kendine karşı daha anlayışlı olabilirsin. Bu değişime nereden başlayacağını bilmiyorsan, hangi düşüncelerinin altında bu mükemmeliyetçilik duygusunun yattığını fark etmekle başlayabilirsin. Bu düşünceler zihninde belirdiği anda kendini şunu hatırlatmanda fayda var: “Kimse mükemmel, kusursuz, hatasız değildir.”

Eminim ki bu zamana kadar başardığın pek çok şey olmuştur. Bunları başarırken geçirdiğin süreci anımsamak sana güç verecektir. Hata yapmama çabası detaylarda boğulmana yol açıyor olabilir, o yüzden bu anlarda büyük resme odaklanmaya çalış. Takıldığın detay gerçekten bu kadar önemli mi? Bundan bir sene sonra da önemli olmaya devam edecek mi? Bunu başaramadığını farz et en kötü ne olabilir? Hata yaptıktan sonra etrafına bir bak, bu hatanın ne gibi bir olumsuzluklara yol açtını gözlemle. Hata yaptığın anlarda bunu kabul ederek bu duyguyla kalabilmeyi dene ve bunu yaptığın anlarda kendine küçük ödüller vermeyi dene. Bu seni motive edecektir.

Kendine hedef belirlemek

Karşılaştırma yapmak senin gerçekte ne istediğini keşfetmenin de önüne geçiyor olabilir. Sınava hazırlık bir deniz yolculuğuysa, sen de bu geminin kaptanısın. Gemi sen hangi yöne gidersen oraya gidecek. Bu yüzden bir rotaya ihtiyacın var. Hedefini belirledikten sonra kendine bir planlama yapman ve rutin oluşturman önemli. Hedeflerine ulaşmaya çalışırken amacın, kendini geliştirmek olmalı. Kendine “Nasıl bir öncekinden daha iyi olabilirim?” diye sorarsan bu potansiyelinin tamamını ortaya koymana destek olur. Öncekinden daha iyi olabilmek için eksiklerini fark etmen bunların üzerine gitmen gerekir. Yeni bir şey öğrenmek ve keşfetmek arzunu bu şekilde pekiştirebilirsin.

Unutma ki ne sınav bir yarış ne de sen diğerleriyle savaşması gereken bir dövüşçüsün. Bu bir süreç ve sen de bu süreci kendi öğrenme yollarını keşfederek atlatacaksın!

Konuk Yazar: Dr. Ayfer Summermatter

Psikolojik Danışman

Yazara ait tüm yazıları okumak için buraya tıklayabilirsin.