Sınav kaygısı hem hazırlık sürecinin hem de gerçek sınav koşullarının daha sağlıklı ve verimli yürütülmesi için kontrol edilmesi gereken bir kaygı türüdür. Bu kaygıyı salt sınavın kendisi değil sonuçları ile ilgili duygu ve düşünceler tetikler. Olası hedeften uzaklaşmalar ve bu yıl da olamayacak gibi düşünceler kaygının daha da artmasına yol açar.
Kaygıyı, başa çıkmakta zorlanacağın bir durum karşısında kendini yetersiz, değersiz ve eksik hissetmen şeklinde tanımlamamız yanlış olmaz. Kaygı aynı zamanda davranışlarını ve sosyal hayatını kısıtlayabilir, stres ve gerilim yaratabilir ve huzursuzluk hissetmene yol açabilir. Kaygı genelde yaşamını ve geleceğini tehdit eden bir durumla karşılaştığını hissettiğin an ortaya çıkar. Ayrıca kaygıda olumsuz yaşantılarından kaynaklanan abartılı düşüncelerinin de payı olabilir.
Sınava hazırlanan bir adayın ne yüksek düzeyde bir kaygı yaşamasını ne de tamamen kaygısız olmasını isteriz. Kaygının az ve kontrol edilebilir düzeyi aslında motive olmana ve süreçte canlı ve diri olmana da katkı sağlar. Ancak kaygının etkisi arttıkça hem fiziksel hem psikolojik reaksiyonlar göstermeye başladığın an durum kontrolden çıkma eğilimine girer. İşte bu andan itibaren ya bunu yönetebilmen ya da destek alman gerekebilir.
Sınav kaygısını yenmek ya da daha makul ve başarını etkilemeyecek düzeyde yaşamak için sürecin başından itibaren doğru hedefler belirlemen ve alternatiflerini çoğaltman gerekir. Hazırlık sürecinde olası bir plan değişikliğine karşı yeni ve farklı hedeflerin devreye giriyorsa, bu senin kaygı düzeyini kontrol edilebilir seviyede tutabilir.
Sende sınav kaygısı yaratan bütün sebepler doğrudan senden de kaynaklanmıyor da olabilir. Aile ve çevrenin beklentileri, kendini onların bu beklentilerine cevap vermek zorunda hissetmen, başkaları ile kıyaslanman, zamanı verimsiz geçirdiğinle ilgili duygu ve düşüncelerin, kendini eksik hissetmen gibi daha birçok içsel ve dışsal sebepler bu kaygıyı artırır.
Sınav kaygısını azaltmanın yollarından biri de bu sınava gereğinden fazla anlam yüklememen ve önem atfetmemendir. Bunu bir hayat memat meselesi haline getirdiğin andan itibaren yaşayacağın her olumsuzluk bu kaygıyı tetikler ve daha dayanılmaz hale getirebilir.
Tüm kaygılardan kurtulmanın yegane yolu kaygı yaratan durumları görmezden gelmek ve hem zihnini hem de bedenini bundan kaçırmak değil aksine tam üstüne gidebilmek ve rasyonel çözümler geliştirebilmektir. Korkuyu ve kaygıyı besleyen unsurlar birbiri ile ilişkilidir. Biri arttıkça diğeri de onu izler ve artmaya devam eder. Bu kısır döngüyü durdurmanın yolu sende korku yaratan duyguların üzerine gidebilme azim ve cesaretidir.
Üniversite sınavlarının aynı zamanda telafisi olan sınavlar olduğunu bilmen de kaygıyı bir miktar azaltabilir. Öte yandan ülkemizdeki üniversitelerin programlarının her başarı düzeyinde bir karşılığı vardır. Açıkta kalma fikri yerine başarına uygun doğru ve yeni hedefler belirleme konusunda direnç göstermemelisin. Kendini ve üniversiteleri tanıdığın ve bu iki parametreyi eşleştirdiğin andan itibaren sendeki kaygı kaynağının belini kırmış, yeni yolları ve arayışları da geliştirmiş olursun.