Tercih süreci genelde tek başına yürütmekte zorlanacağın hem aile hem de öğretmen ve arkadaşlarının dahil olmak isteyebileceği bir süreçtir. Eğer kendini, akademik meslekleri ve kariyer alanlarını tanıyor ve sürece hakimsen elbette özgür iradenle bu süreçte karar alma konusunda en geçerli oy senin oyundur. Bir bölüme başkası için yerleşmeyeceğin gibi başkası istedi diye onların isteklerini yerine getirmek ve okumak zorunda da değilsin.
Bu süreçte ailelerin kararlara müdahil olmasının makul gerekçeleri olabilir. Zira eğitim bir bilişsel süreç olduğu gibi aynı zamanda belli bir bütçe gerektiren finansal bir süreçtir de. Doğal olarak öğrencilikte temel gereksinimlerini ailenin karşılaması ve bunu planlarken kendi bütçe ve fikirlerini beyan etmelerini olumsuz karşılamaman gerekir. Aksine tercih listesi hazırlarken bu süreçlerin hiç konuşmamanız sonrasında daha büyük sorunları da beraberinde getirebilir. Bu, eğitim hayatının yarıda kesilmesi gibi sorunları yaşamana da yol açabilir.
Aile sadece eğitimin ekonomisi üzerinden değil alacağın kararlarda da sana müdahil olmak isteyebilir. Seçmek istediğin bölümün geleceği, istihdam olanakları, iş ve kariyer koşulları, çalışma alanı gibi daha onlarca hususta onların da fikri olabilir. Ailen senden daha eğitimsiz olsa bile yaşam deneyimi ve tanıdıkları insan profili bakımından senden daha deneyimli olabilir. Bu nedenle onların senin kararına ne kadar saygı duymalarını bekliyorsan, senin de onların bu süreçte fikir beyan etme haklarına saygı duyman gerekir. Hiçbir aile çocuğunun zor ve kötü koşullarda yaşamasını, mutsuz bir okul ve iş hayatı olmasını arzu etmez. Bu tür bir yönlendirmede onların da beklentilerine kulak tıkamamalı, varsa makul gerekçelerinle onları ikna etmeyi denemelisin.
Bir tercih listesini oluştururken sen nasıl ki ailenin kararlarını ve beklentilerini önemsiyorsan, onların da sana anlayışla yaklaşması ve senin özgür iradenle alacağın kararlarına saygı duyması gerekir.
Ailenin bu süreçte dirençli ve baskın karakteri seni en çok yoracak olandır. Kendileri için kurdukları hayalleri kendileri gerçekleştiremeyince bunu senin üzerinden gerçekleştirme yolunu denemek isteyebilirler. Senin fikrine hiç başvurmadan kendi gerçekleri ile senin geleceğini planlamaya çalışabilirler. Hatta senin yerine tercih listesini oluşturup, bunları ÖSYM sistemine girebilirler. Böyle bir durumda senin de bir birey olduğunu ve kendi kararlarını verebilecek yaş ve olgunlukta olduğunu bir çatışma ortamına girmeden makul bir dille anlatman önemlidir.
Tercih sürecinin bu krizini çözebilecek en önemli anahtar sağlıklı ve doğru iletişimdir. Tüm bu sorunları kaçarak, tepki göstererek, inatlaşarak değil konuşarak ve anlayışla halledebilirsin. Bu süreçte hem senin hem de aile bireylerinin empati yapabilmesi de son derece önemlidir. Kendine “Beni ne mutlu eder ve bunu nasıl sağlayabilirim?” sorularını sorman ve kendi makul cevaplarına ulaşman ikna konusunda da şansını yükseltir.
Bu süreç bilen ya da bilmeyen herkesin müdahil olmak istediği bir süreçtir. Kimsenin senin adına karar alma ve senin geleceğini planlama gibi bir rolü ve görevi yoktur. Bu konuda sana dayatılan tüm fikirlere sorgulayıcı yaklaşman, eğer ikna olduysan eleştirel değil olumlu bakman gerekebilir. Yine de uzman olmayan kişilerden alacağın öğüt ve fikirler her zaman bir soru işareti barındırıyor olmalıdır ve daha temkinli yaklaşman işine yarayabilir.
Hayat senin hayatın, kararlar senin kararın olmalı; ama çevrende senin iyiliğini isteyen insanlarla da iletişim kanallarını asla kapamamalısın.