Her geçen yıl İK’nın iş hayatındaki rolü, daha fazla değişiyor. İş gücü profili, şirket kültürü, çalışma biçimi vb. noktalarda yaşanan dönüşümle birlikte, ortaya yeni beklentiler çıkıyor. İK profesyonellerinin başarılı olmak için değişime uygun ilerlemenin yanında, “değişimi öngörme” kabiliyetini de geliştirmesi gerekiyor. Peki, 2025 yılında İK’nın gündeminde hangi konular olacak?
Öncelikle 2025 yılı, çalışma dünyasında köklü değişikliklerin yaşandığı bir dönem olacak gibi görünüyor. Teknolojik yenilikler, esnek çalışma modelleri ve yetenek yönetimindeki değişimler, İK stratejilerinin yeniden şekillendirilmesini gerekli kılıyor. Önceki yıllarda izlenen trendleri geliştirmenin yanında, 2025 yılında ayrıca odaklanılması gereken konular da gündemde olacak. İşte, 2025 yılında İK çalışmalarını şekillendirecek trendler!
Yapay zeka ve otomasyonun yaygınlaşması
Yapay zeka; işe alım, performans yönetimi, çalışan bağlılığı uygulamaları gibi İK’nın birçok yönünü şimdiden dönüştürüyor. 2025 yılında da AI teknolojisi, İK süreçlerinin merkezinde yer alacak. İşe alım, eğitim ve performans değerlendirme gibi rutin İK işlevleri, daha fazla otomasyona tabi tutulacak. Yapay zeka destekli araçlar, aday seçim sürecini hızlandırırken, çalışanların yetenek ve performansını daha doğru bir şekilde analiz edebilme imkanı sunacak. Bu da İK profesyonellerinin daha stratejik işlere odaklanmalarına olanak tanıyacak.
İK profesyonellerinin %77’si, yapay zekanın tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek ve değerli içgörüler sunarak süreçleri iyileştirmeye yardımcı olacağına inanıyor.
İnsanı merkeze alma
Otomasyon ve dijital dönüşüm çağında, insan yaratıcılığının, empatinin ve iş birliğinin yeri doldurulamaz değeri daha da belirgin hale geldi. Bunu fark eden şirketler, “insan faktörüne” değer veren bir kültüre yatırım yapıyor ve yalnızca şirketin büyümesi için değil, aynı zamanda bireylerin gerçekten değerli ve motive hissettiği bir çalışma alanı sağlamak için çalışıyor.
Tatmin edici ücret ve iş sunma
Günümüzde adil ücret politikası, anlamlı iş, şirket kültürü vb. kavramlar, çalışma hayatında sıkça gündeme gelen konulardan. Öyle ki bu faktörler toplu olarak çalışan memnuniyetini, üretkenliğini ve sadakatini de etkiliyor. Pek çok çalışan, ücretin yanında değerleriyle uyumlu bir şirkette çalışma ve anlamlı bir iş yaptığına dair bütünsel tatmin arıyor. Bu durumda, çalışanların iş hayatından maddiyatın dışındaki konularda da önemli beklentileri olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
2025 yılında şirketlerin, bu beklentiye uygun kararlar almasının bir tercih olmaktan çok stratejik bir zorunluluk haline geleceği söylenebilir.
Daha fazla veriden yararlanma
Veri analitiği, İK departmanlarının stratejik kararlarını yönlendiren temel araçlardan biri. 2025 yılında da çalışan memnuniyeti, yetenek yönetimi ve iş gücü performansını ölçmek için kullanılan veriler, şirketlerin İK stratejilerini daha etkili hale getirecek. Büyük veri analizi, İK ekiplerine daha bilinçli ve geleceğe yönelik kararlar alma olanağı sunacak.
İK ekiplerinin veri okuryazarlığı becerilerini geliştirmeleri ve çalışan verilerini toplamak, analiz etmek ve yorumlamak için analitik araçlara ve platformlara yatırım yapmaları gerekecek. Bu veriler; çalışan katılımı, üretkenlik ve işten ayrılma gibi konulardaki eğilimleri/nedenleri belirlemek, hedef odaklı kararlar almak için kullanılabilir.
Deloitte tarafından yapılan bir araştırma, gelişmiş insan analitiği yeteneklerine sahip şirketlerin, rakiplerine göre 4,3 kat daha fazla performans gösterme olasılığı olduğunu ortaya koyuyor.
Esnek çalışmanın kalıcı hale gelmesi
Son yıllarda birçok şirket, uzaktan ve hibrit çalışma modellerini kalıcı hale getirdi. Bu durum, İK departmanlarının uzaktan ekip yönetimi, çalışan bağlılığını artırma ve dijital platformlar üzerinden çalışan deneyimini iyileştirme konularında yeni stratejiler geliştirmesini zorunlu kıldı. Önümüzdeki dönem, bu konularla ilgili geliştirilmesi gereken süreçlere odaklanmak gerekecek.
“FlexJobs tarafından 2023’te yapılan ankete göre, çalışanların %65‘i tam zamanlı uzaktan çalışmak isterken, %31‘i hibrit çalışmayı tercih ediyor.”
Esnek çalışmaya eğilimin fazla olması nedeniyle; İK ekiplerinin güçlü uzaktan çalışma politikaları geliştirmesi, fonksiyonel dijital araçlarla iş süreçlerini desteklemesi, uzaktan çalışanların ofisteki çalışanlarla aynı kaynaklara ve fırsatlara erişebilmelerini sağlaması gerekiyor. Ayrıca işe alım, oryantasyon vb. süreçlerin de ihtiyaca göre geliştirilmesi şart.
Kariyer.net olarak yakın zaman önce yaptığımız “Türkiye’de Kariyer ile Yeteneğin 25 Yılı ve Geleceği” araştırmasına katılan genç çalışanların %38’i, tecrübeli çalışanların ise %28’i, daha düşük bir ücret karşılığında esnek çalışmayı tercih edebileceklerini ifade ediyor.
Bu veri, gençlerin esnekliğe ne kadar önem verdiğini ve iş-yaşam dengesi için ücret konusunda esneklik gösterebileceklerini ortaya koyuyor.
Çalışan deneyimi ve refahının ön plana çıkması
Çalışan deneyimini iyileştirmek son birkaç yılın önemli gündemlerinden ve 2025’teki İK stratejilerinin odak noktalarından biri yine çalışan refahı/mutluluğu olacak. Fiziksel, zihinsel ve duygusal refah, şirketlerin çalışanlarına sunduğu hizmetlerin önemli bir parçası haline geliyor. Sağlık ve refah uygulamaları, iş-özel hayat dengesi politikaları, mental sağlık desteği gibi konular, çalışanların iş performansını ve şirket bağlılığını artırmak için daha fazla yatırım yapılması gereken alanlardan.
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın (DEI) güçlenmesi
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) politikalarının, 2025 yılında daha da güçlenerek öne çıkması öngörülüyor. Şirketler, sadece cinsiyet, ırk veya yaş gibi temel unsurlar üzerine değil, aynı zamanda düşünce çeşitliliği ve kapsayıcı kültür yaratma üzerine de yoğunlaşacak. Bu, çalışanların potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koyabildiği, farklı bakış açılarını teşvik eden bir iş ortamı anlamına gelecek.
Doğru yetenek yönetimi
Teknolojik dönüşümler, iş dünyasında başarılı olmak için gerekli olan becerilerin sürekli değişmesine neden oluyor. 2025’te İK departmanları, çalışanların mevcut becerilerini geliştirmeye yönelik daha fazla eğitim ve gelişim programı sunmak zorunda kalacak. Upskilling (beceri geliştirme) ve reskilling (beceri kazanma) programları, çalışanları geleceğin iş gücüne hazırlamak için kritik bir önem taşıyacak.
Dünya Ekonomik Forumu’na göre, tüm çalışanların %50‘sinin yeni teknolojilerin benimsenmesi nedeniyle 2025’e kadar yeniden beceri kazanması gerekecek.
İşin doğası evrim geçirmeye devam ettikçe, birçok iş giderek daha fazla otomatikleşecek. Bu durum aynı zamanda farklı beceri ve yeterlilik gerektiren yeni işlerin ortaya çıkmasını sağlayacak. Değişen iş ortamında rekabetçi kalabilmek için şirketlerin çalışanlarının becerilerini geliştirmeye ve yeniden eğitmeye yatırım yapması gerekecek.
Esnek iş gücü ve GİG ekonomisinin yükselişi
Freelancerlar, proje bazlı çalışanlar ve kısa süreli iş gücü, 2025’te daha fazla önem kazanacak. Gig ekonomisinin yükselişi ile birlikte, şirketler esnek iş gücünü daha fazla kullanacak ve bu da İK’nın iş gücü planlaması konusunda daha dinamik ve esnek stratejiler geliştirmesini gerektirecek.
2025 yılı, İK dünyasında teknolojik ve kültürel dönüşümlerin hız kazandığı bir yıl olacak. Yapay zeka ve otomasyon, uzaktan çalışma, çalışan refahı, çeşitlilik ve yetenek gelişimi gibi konular, geleceğin iş dünyasında şekillendirecek. Başarılı olmak için şirketlerin bu trendleri takip ederek, rekabet gücünü artırması ve çalışanlarına daha güçlü bir deneyim sunması gerekecek.