DeFacto İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Yeşim Çokeker; şirketin işe alım süreçlerini, yeni dönemdeki İK uygulamalarını, çalışan bağlılığı çalışmalarını ve daha pek çok merak edilen konuyu İK Blog okurları için anlattı.
Yapılanmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Şu an bünyenizde kaç kişi çalışıyor?
Hazır giyim sektörünün öncü markalarından DeFacto olarak online dahil 90’ı aşkın ülkede 500’den fazla mağazamızla 14 bin kişilik çok kültürlü geniş bir aileden oluşan bir yapılanmamız var. 2003 yılında faaliyetlerine başlayan şirketimiz, perakende sektörüne getirdiği yeniliklerle yalnızca bir moda markası olmanın ötesinde bir teknoloji şirketi olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Yaklaşık 250 kişilik güçlü mühendis kadromuzla, ihtiyaç duyduğumuz teknolojiyi DeFacto Teknoloji şirketimizle kendi bünyemizde üreterek katma değer yaratıyoruz. Bu, sektörümüz açısından hem vizyoner bir yaklaşımı hem de moda ile teknolojiyi birbirine entegre edebilen bir insan kaynakları anlayışını temsil ediyor.
Firmanızdaki İK departmanı hangi süreçleri yönetiyor?
Günümüzde biliyorsunuz artık insan kaynakları fonksiyonu sadece bir destek fonksiyonu olmaktan ziyade, doğrudan şirketin stratejilerini belirleyen, bu stratejilere etki eden, şekillendiren bir konumda…
DeFacto İnsan Kaynakları olarak doğrudan CEO’ya bağlı bir başkanlık olarak konumlanıyoruz. Bizim organizasyondaki bu konumlanmamız da doğrudan İK olarak organizasyondaki stratejik önemimizi gösteriyor aslında.
İnsan Kaynakları olarak mevcut yapılanmamızda Yetenek Kazanımı, İK İş Ortaklığı, Akademi ve Yetenek Yönetimi, Performans Yönetimi, Organizasyonel Gelişim, Bordro ve Özlük İşleri, Mutluluk ve İç İletişim, İK Projeleri, İdari İşler ve İş Sağlığı ve Güvenliği birimleri yer alıyor.
Sektörünüze özel adayları seçerken hangi niteliklere önem veriyorsunuz?
Bildiğiniz gibi perakende sektörü inanılmaz bir dinamizm ve hareket içeriyor. Her şeyden ve tüm yetkinliklerden önce perakendenin bu dinamizmine ayak uydurabilecek, DeFacto kültürüne ve kurumsal değerlerine adaptasyon anlamında sorun yaşamayacak adayları bünyemize katmayı önemsiyoruz. Bunun için adaylarımıza uyguladığımız envanter ve mülakatlarda kültürel uyum bizler için önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Yetkinliklerimizde de öğrenme çevikliği, duygusal zeka ve problem çözme öne çıkan yetkinliklerimiz diyebiliriz.
Çalışanlarınıza yönelik motivasyon uygulamalarınızı anlatır mısınız? Özellikle pandemi döneminde çalışan bağlılığını arttırmak adına hangi uygulamaları hayata geçirdiniz?
Şirketimizde pek çok yenilikçi insan kaynakları uygulamaları ve programları olduğundan söz etmiştim. Bunlardan ilki DeFacto’da mutluluğa verilen öneminin altının çizildiği, 2011 yılında kurulan “Mutluluk Müdürlüğü”. Mutluluk Müdürlüğü altında “Mutluluk Bize Yakışır Programı”nı hayata geçirdik. Mutluluk Bize Yakışır Programı ile amacımız; aşağıdaki konularda yaratıcı, çalışanlara “Wow” dedirtecek, şirket iklimini ve kültürünü olumlu anlamda destekleyecek, en önemlisi çalışanların gülümsemesine ve mutlu olmasına olanak sağlayacak faaliyetleri hayata geçirmek. Bu uygulamalarımızı ödüllerle de taçlandırdık ve “Great Place to Work”ün En iyi İşverenler araştırmasında, “Türkiye’nin 2016 yılındaki En İyi İşvereni” seçildik. Ayrıca sağlıklı yaşam uygulamalarımızla “Çalışan Sağlığı ve İş Güvenliği Özel Ödülü”ne layık görülerek iki ödül birden aldık. Dünyanın en önemli danışmanlık şirketlerinden biri olan Brandon Hall tarafından düzenlenen İnsan Kaynakları Mükemmellik Ödülleri’nde 2016 yılında “Mutluluk Bize Yakışır” programımızla sektörde bu ödülü alan ilk firma olduk.
Pandemi dönemi hepimiz için getirdiği belirsizlik ve endişeler sebebiyle zorlu başladı. “Mutluluk Bize Yakışır” programımızı özellikle bu dönemde de devam ettirmeye özen gösterdik. Özellikle pandemi döneminin ilk başlarında ve sonrasında çalışanlarımıza destek olmak, bu dönemi psikolojik olarak rahat geçirmelerini sağlamak amacıyla Yılmazlık, Duygusal Sağlamlık ve Esneklik, Belirsizlikleri Yönetmek, Stres Yönetimi, Mindfulness, Sanal Platformlarda Dinleme ve Odaklanma, Şefkat ve Özşefkat vb. birçok webinar düzenledik, aileleriyle birlikte katılabilecekleri Doğal Cilt Bakım Atölyesi, Kahve Atölyesi, Aromaterapi, Yemek Yapımı, Yaşamımızı Güzelleştirmek gibi birçok farklı konuda atölyeler düzenledik. Ayrıca birbirimizden ayrı kaldığımız bu dönemde ekip etkileşimi kaybetmemek için daha önce yüz yüze gerçekleştirdiğimiz oyun yarışmalarını, gezilerimizi, sosyal sorumluluk projelerimizi online olarak gerçekleştirmeye devam ettik.
İşveren markamızı güçlendirmek, organizasyonumuzun ve en büyük zenginliğimiz olarak gördüğümüz insan kaynağımızın yeni dünya düzeninin gerekliliklerine hızlı adaptasyonunu sağlamak, gelişimi desteklemek ve sektöre nitelikli insan kaynağı yetiştirmek amacıyla kurduğumuz DeFacto Business Academy’de bugüne dek yaklaşık 195 bin programda 90 bin saate yakın eğitim gerçekleştirdik. DeFacto Business Academy çatısı altında eğitimi teşvik etmek ve motivasyonu artırmak için de bir ödül programı oluşturduk. Çalışma arkadaşlarımız eğitimleri tamamladıkça puan ve rozet kazanıyorlar ve onları yıl sonunda sürpriz hediyeler bekliyor.
Çalışanlarımızın bir diğer motivasyon kaynağı başkalarını mutlu etmek ve iyi hissettirmek diyebilirim. Tüm sosyal sorumluluk projelerimizi yürüttüğümüz Mutluluk Elçilerimiz ile bu dönemde de çalışmalarımızı online olarak devam ettirdik. Son dönem çalışmalarımızdan özellikle beni çok etkileyen bir projemizi aktarmak istiyorum. Bir dernekle ortaklaşa yürüttüğümüz, yaklaşık 350 Mutluluk Elçimizin seslendirdiği hikaye kayıtlarını uzun süredir hastanelerde tedavi gören çocuklarla buluşturduk. Çocuklardan gelen teşekkür mesajlarından öte bir motivasyon olamazdı sanırım.
Pandemi süreci İK uygulamalarınızı nasıl şekillendirdi?
Pandemi, en derin etkilerini şüphesiz çalışma düzeni üzerinde bıraktı. Son yıllarda insan kaynakları alanının gündeminde olan evden çalışma ve hibrit çalışmayı bu dönemde test etme imkanı bulduk. DeFacto olarak pandemi sürecinde biz de dijital yetkinliklerimiz sayesinde işlerimizi yeniden tasarladık. Hibrit çalışma düzenimizi kurduk, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına en etkin şekilde uyarak, düzenli ofis buluşmaları gerçekleştirdik. Online toplantılar, online etkinlikler ve eğitimlerle iletişimi sürekli kıldık. Bu dönemde motivasyon kaybı yaşamadığımız gibi pek çok başarılı projeye imza attık. Bugün geldiğimiz noktada evden çalışmaya elverişli rollerdeki çalışma arkadaşlarımız hibrit düzende çalışmaya devam ediyor. Mağazalarımız ise tüketicilerimizle buluşma noktamız olarak yasal düzenlemelerle belirlenen saatler arasında hizmete açık.
Yeni mezun programlarınız var mı, genç yetenekleri şirketinize katmak için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?
Talent Up Management Trainee Programımız ile merkez ofis pozisyonlarında “Uzman kadro” yetiştirmek üzere üniversiteden yeni mezun olan yetenekler için yıl içerisinde belirlenen dönemlerde Ideathon/Hackathon/ Datathon gibi işe alım süreçleri ile yetenekleri şirketimize kazandırıyor ve onları 1 yıl süren çok kapsamlı bir eğitim ve gelişim programına dahil ediyoruz. Adayların lisans mezunu olması ve ileri seviyede İngilizce dil bilgisine sahip olması bu program için ön şart olarak belirlendi. DeFacto’da staj olanakları da mevcut her ne kadar pandemi itibarıyla bu süreci uygulayamamış olsak da önümüzdeki dönemde devam edeceğiz.
Markamızın sağlam adımlarla ilerlediği global yolculuğunda hem teknolojik altyapısını destekleyecek hem mevcut e-ticaret dinamikleriyle daha da güçlendirecek yetenek kazanımı projelerimizi iş dünyası ve üniversitelerle hayata geçirmek önümüzdeki dönemde önemli bir odağımız olacak.
Gelecek dönemdeki projeleriniz arasında neler var?
Pandemi döneminde değişime eskisinden çok daha hızlı bir şekilde adapte olmayı öğrendik. İşe alım görüşmelerinden strateji toplantılarına, eğitimlerden iç iletişim etkinliklerine birçok insan kaynakları sürecimizin tamamını çok hızlı bir şekilde hem online platforma taşıdık hem de süreçlerini dijitalleştirdik. Teknolojik altyapı çalışmalarımızı hızlandırdık, yatırımlarımızı bu yönde arttırdık. Bu süreç gelecek dönemde de tam hız devam edecek diyebilirim. Teknoloji çatısında çalışmaya devam ettiğimiz dashboard tasarımları, robotik süreç otomasyonları, chatbot gibi çok önemli projeler gündemimizde. Yapılan bu teknolojik geliştirmeler ve yatırımlar akabinde insan ve kültür değişimi de beraberinde getiriyor. Bu bağlamda liderlik kültürü, agile dönüşüm ve veri odaklı kültür dönüşümü önemli odak alanlarımız. Genç yetenek kazanımları projelerimiz, İK analitiği ve mutluluk yönetimi ile ilgili çalışmalarımız da derinleşmeye devam edecek.