2024 İK trendleri! Önümüzdeki bir yıl İK’nın gündeminde neler olacak?

Hızla gelişen iş dünyasında 2024 yılı özellikle İK alanında dönüştürücü etkilere hazır olunması gereken bir yıl olarak duruyor. Teknoloji gelişmeye devam ediyor ve İK liderlerinin rekabetçi olabilmek için sürece uyum sağlamaları gerekiyor. Peki, rekabette geride kalmamak için 2024 yılında hangi konuları gündeme almak önemli olacak?

Değişen iş hayatı, çalışan profili, beklentiler ile 2024 yılında insan kaynakları alanında hangi uygulamalara öncelik verileceği de şekilleniyor. Geçtiğimiz yıllarda değişim yönünde adım atılan esnek çalışma düzenlemeleri, çalışan sağlığı programları gibi çalışanların zihinsel ve fiziksel sağlığını destekleyen girişimlere odaklanmanın 2024’te de devam edeceği söylenebilir. Pek tabii yeni yılda öncelik verilecek farklı gündem maddeleri de bulunuyor. Tüm bu süreçte beklentiyi anlayan ve ihtiyacı öngören uygulamaları hayata geçirenler geleceğe daha sağlam adımlarla ilerleyecekler gibi görünüyor.

İşte, 2024’te İK’nın gündeminde olacak konular!

Çalışan bağlılığının gücünden yararlanma

Önümüzdeki dönemde “çalışan bağlılığı” önemini koruyor, hatta artırıyor diyebiliriz. Tükenmişlik hissini, sessiz istifa oranını vb. olumsuz etmenleri azaltmak için İK profesyonellerinin belki de her zamankinden daha fazla çalışan bağlılığı konularına odaklanmaları gerekecek.

Çalışan bağlılığı yüksek olduğunda, stres ve işi bırakma isteği gibi duyguların ortaya çıkma olasılığının azaldığı biliniyor. Bu noktada ilk olarak sessiz istifa sürecine girdiği gözlenen çalışanları kazanmaya zaman ayırmak önemli. Bu çalışanlara ulaşmada yöneticiler en önemli kişiler. Bu nedenle öncelikle yönetici seviyesindeki çalışanların herhangi bir olumsuz duygu taşımadığından emin olmak gerekiyor.

Beceri geliştirme

İşe alım, İK açısından her zaman öne çıkan bir görev olabilir. Hatta Udemy’nin 2023 İş Yeri Öğrenme Trendleri Raporu‘na göre de iş yeri ve insan kaynakları açısından en çok öne çıkan 7 becerinin başında “işe alım” geliyor. Ancak günümüzde global düzeyde yetenek sıkıntısı yaşandığını düşünürsek, sadece işe alıma odaklanmanın pek uygun olmayacağı da söylenebilir. Beceri eksikliği; müşteri taleplerini karşılamayı, stratejileri uygulamayı, hedeflere ulaşmak için gerekli çalışmaları tamamlamayı zorlaştırıyor. Bu nedenle bu konuya öncelik vermenin de önemi büyük.

Yetenek savaşını kazanmak için zaman alan ve ciddi bütçeler gerektiren uygulamaları planlama zorunluluğu yok. İlk etapta önemli olan, çalışanların öne çıkan becerileri en kısa sürede geliştirmelerine yardımcı olmak.

Artık işe alım süreçlerinde;

  • Yeni rol ve sorumluluklara uyum sağlama yeteneği,
  • Öğrenme becerileri,
  • Esneklik vb. özellikler değerlendirmede öne çıkacak gibi görünüyor.

Ulaşılabilir liderler, düzenli geri bildirim ve iletişim

Çalışanlar kariyer hayatlarında belirsizlik olduğunu düşündüklerinde bu birçok olumsuz durumu da beraberinde getiriyor. Yetenek Araştırması’na göre şirketlerin %78’i “büyüme fırsatlarının eksikliği” nedeniyle yeteneklerini kaybediyor. Bunu önlemek için öncelikle liderlerin daha ulaşılabilir olmasını teşvik etmek, ulaşılabilirliği destekleyecek uygulamaları hayata geçirmek gerekiyor. Daha sonra kariyer görüşmelerinin belli bir planda ilerlemesi, çalışanlara düzenli geri bildirimlerde bulunulması için daha fazla efor harcamak gerekiyor.

Glassdoor’un yaptığı araştırmaya göre çalışanların %45’i, iş tatminsizliğinin en önemli nedeninin, büyüme fırsatlarının olmaması olduğunu söylüyor.

Performans yönetim sistemlerinde dönüşüm

2023 Küresel İK Araştırma Raporu Performans Etkinleştirmenin Durumu Araştırması’na göre 3 çalışandan yalnızca 1’i performans yönetimi sürecinin performansını iyileştirdiğini söylüyor… Aynı araştırmaya göre çalışanların %37’si şirketlerindeki performans yönetiminin verimli olmadığını; %64’ü ise süreci zaman kaybı olarak gördüğünü belirtiyor.

Global düzeyde yapılan bir araştırmadaki bu sonuçlara baktığımızda, mevcut tablonun genel olarak iyi olmadığı söylenebilir. Bu nedenle 2024 yılında İK alanındaki profesyonellerin belki de en fazla odaklanacağı konulardan birinin performans yönetimiyle ilgili olması bekleniyor.

Zorlu ekonomik şartlarda çalışanları olabildiğince destekleme

Doğal felaketler, salgınlar, kriz ortamları, artan yaşam maliyetleri derken yerel ve küresel düzeyde yaşanan her olumsuz durum; çalışanların iş hayatlarını, performanslarını, şirketlerine bakış açılarını doğrudan etkiliyor. Var olan sorunların bir anda çözülmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle çalışanların mücadele ettiği ve desteğe ihtiyaç duyduğu alanların neler olduğunu anlamaya çalışmak iyi olabilir. Böylece neler yapılabileceğiyle ilgili ön bir fikir edinilebilir. Örneğin, beklentiye göre şu uygulamalar yapılabilir;

  • Ofis günleri ve saatlerinde esneklik sağlama,
  • Ebeveyn olan çalışanları gerekli durumlarda maddi ve manevi destekleme,
  • Sosyal yardım paketini gözden geçirme,
  • Ruh sağlığını destekleyecek eğitimler sunma.

Fijital (Phygital ) deneyimi benimseme

Fijital ; konumuza uyarlayabileceğimiz haliyle fiziksel ve dijital deneyimleri birleştirerek İK süreçlerine entegre yaklaşım sunan bir kavram olarak tanımlanabilir.

Genel olarak ifade etmek gerekirse; “Dijitalleşme İK alanında bir devrim yaratabilir, ancak insan faktörü önemini korumaya devam etmektedir.” görüşünü savunur. Bu görüşe göre, şirketlerin çalışan deneyimini geliştirmek için her iki dünyanın da en iyilerini birleştirmesine olanak tanıyan fijital çözümler sunması gerekiyor. Aslında Covid-19 salgını, uzaktan çalışmanın yükselişi ve gerçek zamanlı iş birliği ihtiyacı, fiziksel ve dijital çalışma ortamlarının entegrasyonunu hızlandırdı. Şirketler çeviklik, dayanıklılık ve çalışanların katılımı için çabalarken, fijital yaklaşımı benimsemek bir seçenekten çok bir zorunluluk gibi göründü. 2024 yılında da bu yaklaşımın etkisinin daha fazla görüleceği ifade ediliyor. Örnek alanları aşağıdaki tablodan inceleyebilirsiniz.

İnsanlar ve robotlardan oluşan yeni bir karma işgücüne geçiş

ChatGPT gibi üretken yapay zekanın hızlı büyümesi, 2023’te işgücünü derinden etkiledi. Şirketler, ChatGPT’nin dönüştürücü potansiyelini fark etmeye devam ettikçe, 2024 yılında yapay zeka teknolojisinin kullanım alanının da genişleyeceği düşünülüyor.

Yapay zeka konusunda son dönemde gelinen nokta, AI teknolojisinin iş hayatında artık daha geniş bir alanda kullanılacağını gösteriyor. İnsanların ve robotların iş birliği içinde birlikte çalıştığı karma düzen hızla yaygınlaştığında, daha iyi sonuçlar alınabileceği düşünülüyor. Bunun nedeni verimlilik! Şöyle ki botlar, tekrarlanan görevleri benzersiz bir hız ve doğrulukla yerine getirebiliyor. Böylece insanlar katma değer üretebilecekleri işlere daha fazla yoğunlaşabilir.

Tüm bu görüşleri özetlediğimizde; 2024 yılında İK’nın, acil kurumsal ihtiyaçları karşılamanın çok ötesinde sürdürülebilir bir geleceğin temellerini atacağı düşünülüyor.

Kaynaklar: 123

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Özden, Bilgi Üniversitesi’nde İnteraktif Pazarlama alanında yüksek lisans yapmıştır. Lisans öğreniminin ilk yıllarında TRT Haber’de asistan muhabirlik yaparak meslek hayatına başlamıştır. Mezun olduktan sonra farklı dönemlerde TV8 Haber ve Cem TV’de; yapımcı, yönetmen ve editör olarak görev almıştır. Dijital dünyadaki gelişmelerle birlikte editoryal deneyimini online platformlara taşımış, Markafoni’de ve Mudo’da içerik editörlüğü yapmıştır. Kurumsal markalar için freelance SEO editörlüğü de yapan Özden, 2018 yılı itibarıyla kariyerine, Kariyer.net içerik editörü olarak devam etmekte ve online/offline içerik üretmektedir.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.