Her sabah işe gitmek için alarm sesiyle uyanmak ve hayatının sonuna kadar aynı durumun devam edeceğini düşünmek… Zaman zaman çalışanların en çok hissettiği motivasyon düşürücü tekrarlardan biri. Bunun yanı sıra özellikle uzun zamandır aynı işi yapan, aynı çalışma ortamında bulunan kişilerin görevlerinin sürekli tekrar etmesi de önemli bir mutsuzluk kaynağı. Peki bu mutsuzluktan kurtulmak için en etkili çözüm gerçekten ‘işi bırakmak” olabilir mi?
Beyond The Job Description kitabının yazarı Jesse Sostrin, “İşinizi sevmek zorunda değilsiniz fakat o işi yapma düşüncesine aşık olmalısınız” sözüyle bu algının ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyuyor. İşte işinizi tekrar sevmenize yardımcı olacak beş madde…
1. Bir adım geri atın
Yıllar önce, Siemens’te önemli görevlerde bulunan Denice Kronau artık tam anlamıyla tükendiğini ve işi bırakırsa daha rahat bir hayat süreceğini düşünüyordu. Çalışma hayatı boyunca gerçekleştirdiği yurt dışı seyahatleri artık ona zor geliyor ve seyahatte geçirdiği zamanları daha verimli şekilde değerlendirebileceğini düşünüyordu. Tam da işinden ayrılmayı planladığı anda şirketi tarafından altı aylık bir inziva süreci için ikna edildi. Bu süreç Kronau’ya iş hayatına dışardan bakması ve düşünmesi için güzel bir fırsat oldu. Bu örnekte olduğu gibi siz de yaptığınız işten yorulduysanız ve ayrılmayı planlıyorsanız, altı aylık bir inziva olmasa bile hafta sonu tatillerinizi, öğle aralarınızı bir kafede oturarak kendinizi dinleyerek, geleceğinizi planlayarak geçirebilirsiniz. Kendinize düşünmek için zaman ayırın.
2. Mutlu olduğunuz zamanları düşünün
İşteyken en son ne zaman mutlu olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Bundan sonraki zamanınızı ve yaşamınızı nasıl geçirmek istersiniz? Eğer cevabınız katiyen şu anki işiniz değilse ki bu olabilir, bunu asla sorun olarak görmemelisiniz. Kronau, 46 yaşındayken emekli olup bir köşeye çekilmenin onun için olmadığını fark etti. Hayatını ticaret yaparak ya da çiftçi olarak geçiremezdi. “Çalışmadığım süre boyunca, daha önce yaptığım işi ne kadar sevdiğimi fark ettim. Sadece o işi yapış şeklimi sevmiyordum” diyen Kronau, altı aylık süreç sonrasında tekrar Siemens bünyesine katıldı ve başarısına başarı kattı. Eğer ne yapmak istediğinizi tam olarak bilemiyor ve karar veremiyorsanız, ne yapmak istemediğinize karar vermeniz de işinizi kolaylaştıracaktır. Kronau, “İnsanlar sevdikleri şeylerdense nefret ettiği şeyleri daha kolay bir şekilde söyleyebiliyorlar. Nefret ettiğiniz şey hoşlanacağınız şeyin tam olarak zıttı olmayabilir ama bu size bir ipucu verebilir” diyor.
3. İsteklerinizi belirtmekten çekinmeyin
İşvereninize, aklınızdakileri söylemek için çıkış mülakatlarını beklemek zorunda değilsiniz. Birçok insan patronlarının her şeyin farkında olduğunu ve olayları farkındalık çerçevesinde reddettiğini varsayar. İşin aslı şudur ki, herkes kendi dünyası içinde kaybolmuştur. Bu sebeple hayalinizdeki projeyi yöneticilerinizle paylaşın, onların sizi fark etmesini ve size sorumluluklar vermesini sağlayın. Fikirlerinizi gerçekleştirmek için daha fazla maaş beklentiniz var ise bunu istemekten de çekinmeyin. Beklemediğiniz şekilde tepki aldığınızdaki alternatif çözümünüz işten ayrılmak ise ne kaybedebilirsiniz ki?
4. Önce asıl işlerinizi yapın
İşinizin en sevdiğiniz kısımlarını yapmak için kendinize bir takvim oluşturun. Eğer bunu mesai saatleriniz içinde yapamıyorsanız, bu işleri yapmak için başka zamanlar oluşturun. Toplantıları, e-mailleri bir kenara bırakırsak hepimiz işlerimize asıl görevlerimizi yapmak için gidiyoruz. Asıl görevlerimizin haricindekiler işimizin sadece bir parçası olarak karşımıza çıkıyor, asıl işimiz değil. Gözünüzü hedefinizden ayırmayın. Los Angeles’da bir yapımcı ve aynı zamanda One Big Thing kitabının yazarı olan Phil Cooke, “Günümün çok büyük bir bölümü araştırmayla, yazmayla ve seyahatle geçiyor. Fakat gerçek şu ki, insanların hayatlarını etkileyecek belgeselleri de üretmem gerekiyor. Günden güne asıl amacımı unutuyorum” diyor. Siz de asıl amacınız için yeterli vakti ayırmıyorsanız, birkaç saat boyunca e-maillerinizi cevaplamamayı deneyin ve nelerin değiştiğini bir görün.
5. Kontrolünüzde olan şeyleri değiştirin
Gülümseyin, insanlara teşekkür edin. Kendi duygularınızı hiçe sayarak insanlara bir şeyler aktarmaktan vazgeçin. Bilinçli bir şekilde her gün başınıza gelen güzel şeylerden bir liste oluşturun. Phil Cooke, “Bu işe başlarken amacınız neydi, bunu bir düşünün. Öncelikle şirketinizin büyük resimde ne yaptığını anlamaya çalışın sonra size ait bölümü anlayın. Konumunuz zannettiğinizden daha kritik bir işin parçasını oluşturuyor olabilir” diyerek çalışma hayatında kontrolünüzde nelerin olduğunu anlamanız gerektiğini ve bunlara yön verebileceğinizi ifade ediyor.
Yorum yapmak ister misin?