Çalışanlarla işveren arasındaki “Psikolojik sözleşme” nedir?

Çalışanlarla işveren arasındaki yazılı sözleşmelerin dışında bir de daha duygusal nedenlere bağlı olan psikolojik bir sözleşme olduğunu düşünmüş müydünüz? İK Yönetim Sistemleri Tasarımcısı Lerzan Erkan, psikolojik sözleşmelerin önemine bakın nasıl dikkat çekiyor?

Günümüzde işçi-işveren arasındaki istihdam ilişkisi giderek değişiyor. Çalışma biçimlerinin değişmesi ise iş yerinden beklentilerin boyutunu yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini bize söylüyor.

Birkaç yıl öncesinde ilk kez “psikolojik sözleşme” tanımını duyduğumda şaşırmış ve öğrenmek için araştırmaya başlamıştım. Okuduklarım sonrasında “yazılı olmayan, konuşulmamış beklentilerin, hatta iş görüşmesi sırasındaki beden dili ve hissettirdiklerinin çok önemli” olduğunu düşünmüştüm.

En genel anlamıyla psikolojik sözleşme; çalışan ve işveren arasında karşılıklılık temeline dayanan, birbirlerinin normlarına uyacaklarını varsayan, konuşulmamış beklentilerden oluşan yazılı olmayan, örtük anlaşma olarak tanımlanabilir. Aslında bizim “gönül bağı” dediğimiz kavram olarak belirtebiliriz psikolojik sözleşmeyi.

Çalışan ve işverenin beklentileri konusundaki karşılıklı algılamaları ifade eden psikolojik sözleşmenin temeli iş sözleşmelerine dayanır. Bu sözleşmelerde var olan boşluk ve belirsizlikler, psikolojik sözleşmelerin oluşmasına zemin hazırlar. Çalışanlar, yazılı sözleşmelerde olan bu boşluk ve belirsizlikleri zamanla psikolojik sözleşmelerle doldurmakta. Çalışan ve işveren arasında güvene dayalı ilişki psikolojik sözleşmeler sayesinde kurulabiliyor.

Psikolojik sözleşmelerin genel özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkün:

  • İş sözleşmeleri gibi yazılı değil, algılara dayalıdır
  • Bireyleri bağlar ve karşılıklı beklentilere dayanır
  • Biçimsel bir yapısı yoktur, ilişkisel bir özellik taşırlar
  • Karşılıklı davranışlar sözleşmeleri zaman içerisinde değişime uğratabileceği için dinamik ve değişken bir yapıdadır
  • Taraflar hangi konularda uzlaştıklarına dair hemfikir olmayabilir
  • Tarafların duygu dünyalarında şekillenir, yani kapalıdır

Psikolojik sözleşme kavramı, çalışma hayatındaki hukuki iş sözleşmelerinin dışında olan ve aslında buz dağının görünen yüzü. Çünkü bir çalışan gitmek istiyorsa gider. Yaptırım ve zorunluluklar bir yere kadar etkilidir. En başta verilen sözlerin daha sonradan tutulmadığı, beklentilerin karşılanmadığı bir iş ilişkisinin bitme noktasına gelmesi kaçınılmazdır. Hayatımızın birçok alanına uyarlanabilen psikolojik sözleşme kavramı çalışan performansını hem koruyan hem de geliştiren niteliktedir.

Psikolojik sözleşmeler açısından tarafların sorumluluklarının anlaşılması hem çalışanların olumlu tutumlara sahip olması hem de işveren ile çalışan arasında pozitif bir ilişkinin geliştirilmesi bakımından çok önemli. Sosyoloji, örgüt kültürü ve organizasyonel gelişim alanlarında dünyanın sayılı akademisyenlerinden olan MIT Profesörü Edgar H. Schein, işverenlerin yazılı olan ve olmayan sorumluluklarını; nitelikli ücret ödeme, iş güvencesi, verimliliğe dayalı ücret artışı, terfi imkânı, sosyal sorumlulukları yerine getirme, çalışanlara eşit davranma ve eğitim-gelişim fırsatları sunma olarak tanımlamıştır. Buna ek olarak, çalışanların sorumluluklarını da nitelikli çalışma, işe devam, verimli çalışma, istenildiğinde fazla mesai yapma, işletmeye ve müşterilere karşı dürüstlük, işletmeyi sahiplenme ve bağlı olma, mesleki yeterliliklerini geliştirme olarak sıralamıştır.

Çalışanların sadece maddi araçlarla tatmin olmadıkları, sosyo-duygusal araçlarla da iş tatminine ulaştıkları yadsınmamalıdır. Birkaç gün evvel bir tanıdığımla konuşurken belirttiği cümle tam olarak bunu söylüyor bana:

“Lerzan Hanım, temmuz ayında işten ayrılma nedenlerim diye bir metin yazmaya başlamışım. Açtım tekrar okudum, içinde ücret neden olarak yok. Gelişim ve öğrenme fırsatı olmaması ilk neden.”

Yazılı sözleşmelerin çalışan bağlılığını sağlamada yetersiz kaldığı durumlarda psikolojik sözleşmenin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü bu sayede çalışanla işveren arasındaki güven sağlanabilir ve belirsizlik azaltılabilir.

Günümüz iş dünyası için şu soruların yanıtlarını aramanın gerektiğini düşünüyorum:

  • İşverenler, yazılı olduğu kadar, yazılı olmayan psikolojik sözleşmelerin farkında mı?
  • Çalışanlar, iş sözleşmelerinde yazılı olan iş tanımlarının dışında, yazılı olmayan psikolojik sözleşmelerdeki beklentilerin farkında mı?

Konuk Yazar: Lerzan Erkan

İnsan Kaynakları Yönetim Sistemleri Tasarımcısı / ISO 45001:2018 İSGYS Baş Denetçisi / Eğitmen / Bilirkişi

 

İnsan Kaynakları Yönetim Sistemleri Tasarımcısı / ISO 45001:2018 İSGYS Baş Denetçisi / Eğitmen / Bilirkişi
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.