Ekibinizin size saygı duyduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda gözlemleriniz çok değerli… Bir toplantı düzenlediğinizde, bir konuda cevap istediğinizde, bir işin bitirilmesi ile ilgili bir son tarih koyduğunuzda ekibiniz nasıl davranıyor?
Eğer yeteri kadar saygı görmediğinizi düşünüyorsanız, bunun neredeyse tamamen sizinle ilgili bir konu olduğunu müjdelemek isterim. Kendinize saygınız yoksa, kendi liderliğinize saygınız yoksa, sizin eylem ve yaklaşımlarınıza saygı da beklemeniz anlamlı olmayabilir. Bir önceki cümlede “müjdelemek” dedim, zira bu konuda yapabilecekleriniz var. Ekibimizin saygısını kazandığımızda, geri kalanı (teslim tarihlerine uymak, KPI toplantıları vb.) kolay hale gelir.
Bu yazıda ekibinizle güven inşa etmenin ve saygı uyandırmanın dört yolunu paylaşmak istiyorum.
Bunları bu hafta yapabileceğiniz süper basit eylemlere dönüştürmeye çalıştım.
Onlardan geri bildirim isteyin
Kulağa ilk anda kolay gibi gelebilir, ancak ekibinizdeki arkadaşların söylemekten çekinecekleri, ifade etmekte zorlandıkları korkuları, endişeleri, sıkıntıları olması çok olasıdır. Bu konulardan bazıları doğrudan sizinle ilgili olabilir. Ekibinizdeki arkadaşlar bu sorunları dile getirmekten çekinirlerse siz doğrudan istemedikçe bunları ifade etmeyeceklerdir. Burada sizin kendi kör noktalarınızla karşılaşma cesaretini toplayabilmeniz ve adım atmanız değerlidir.
Geri besleme isteyip aldığınızda ekip üyelerinin size daha fazla saygı göstermeye başladıklarını da hissedeceksiniz. Sadece bu da değil, büyümek ve gelişmek için kendi kör noktalarınızı da öğrenebilirsiniz.
Tüm ekibinize tek tek şu 2 soruyu sorun…
- “Seni yönetme şeklimle ilgili asla değiştirmemem gerektiğini düşündüğün şey nedir?”
- “Seni yönetme şeklimle ilgili değiştirebileceğin bir şey olsaydı, bu ne olurdu?”
Önümüzdeki hafta içinde sizinle 10 dakikalık bir görüşmeye zaman ayırmalarını ve bu soruların yanıtlarını sizinle paylaşmalarını isteyin.
Beklemediğiniz tepkiler alabilirsiniz, hiç düşünmediğiniz konularla ilgili eleştiri alabilirsiniz, bu eleştirileri karşılama şekliniz de saygınlığınızı etkileyecektir.
Gerçekten dinleyin (3 hakkınız var)
Çok sayıda yöneticinin daha çok susması gereken durumlarda bile konuşmaya çok meraklı olduklarını gözlemliyoruz. Özellikle konunun merkezinde bir ekip üyesinin ve onun hikayesinin olması gereken bire bir toplantılarda bile bazı yöneticilerin direksiyonu ellerine aldıklarını ve ekip üyesinden bile çok konuştuklarını gördüm.
Farklı ama benzer olumsuz sonuçlara götüren bir başka davranış da ekip yöneticisinin konuşmaması ama dinlemek yerine sonraki cümlede nasıl cevap vereceğini düşünmesidir. Buna küçük kulak dinlemek de diyebiliriz…
Gerçekten dinlemede…
- Orada bulunursunuz,
- Konuşana yer ve zaman ayırırsınız,
- Cevap vermek için değil anlamak için dinlersiniz,
- Mümkünse kendi yargılarınızla değil merak eden bir çocuğun keşif heyecanı ile sorular sorarsınız,
- Aynalama yapar ve anladığınız bölümü konuşana özetleyerek doğru anladığınızdan emin olursunuz.
Bu tür dinlemeyi en rahat “test” edebileceğiniz ortamlar toplantılardır. Toplantının başında “arka koltukta” olacağınızı ve aktif karar alma sürecine katılmayacağınızı ilan edebilirsiniz. Sonra da ekibe de açıklayarak kendinize örneğin 3 konuşma hakkı tanıyabilirsiniz. Her konuştuğunuzda bir hakkınız gider.
Fikirlerinizi söyleme ve “toplantının yıldızı” olma güdünüzü bastırmayı böylece öğrenebilirsiniz.
Toplantının sonunda konuşulanları ve beklenen eylemleri toparlayan kişi olabilirsiniz, böylece doğru anladığınızı da teyit etmiş olursunuz.
Anında onaylanma isteğinizi kapının dışında bırakın
Anında onaylanma arayışınız saygı uyandırmanın tam tersidir.
Bu onay arama davranışları şöyle örneklenebilir:
- Ekip üyesinin incineceğini ve tepki göstereceğinizi düşündüğünüz için onu geliştirebilecek geri beslemeyi vermeyerek ertelemek,
- Garip görünmemek için dönen dedikodulara katılmak, yorum yapmak,
- Üst düzey yöneticilerin onayını kazanmak için kendi ekibinizi herkesin ortasında suçlamak.
Benzer durumlarda saygı uyandırma davranışları da şöyle olabilir:
- Gelişim getirecek geri beslemeyi çok dolandırmadan, olay taze iken, net ifadelerle vermek ve alanın gelişimine destek olmak.
- Bazen garip duruma düşecek olsanız bile sizin olduğunuz yerde dedikodu yapılıyorsa, “Bu konuşmaya katılamam” deyip uzaklaşmak veya “Bu konuyu muhatabıyla konuşalım” demek.
- İşler iyi gitmediğinde lider olarak sorumluluk almak… İşler iyi gittiğinde de ekibini öne sürerek krediyi ve övgüyü onların almasını sağlamak…
Bu eylemlerden önümüzdeki günlerde deneyebileceğiniz var mı?