İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu, Temmuz ayında 50’den az çalışana sahip işyerleri için de geçerli oldu. Bundan böyle yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene, görevlendirmediği her bir kişi ve 2016 yılında aykırılığın devam ettiği her ay için altı bin 511 TL idari para cezası uygulanacak.
Az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan kamu ve özel tüm işyerlerine iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu 1 Temmuz itibariyle getirildi. İş kazalarını önlemek amacıyla 2012 yılında çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş yerleri, az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli olmak üzere üç gruba ayrılmış ve işletmelere, zorunlu uygulama için geçiş süresi tanınmıştı. 50 kişinin altında çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için hekim ve iş güvenliği uzmanı istihdam etme zorunluluğu, 2014’ün Ocak ayında başlamıştı. 1 Temmuz itibariyle ise kanun zorunlu hale getirilirken bundan böyle yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene, görevlendirmediği her bir kişi ve 2016 yılında aykırılığın devam ettiği her ay için altı bin 511 TL idari para cezası uygulanacak. 10’dan az çalışanı bulunan işyerlerinin işverenleri veya vekilleri ise iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden geçerek ve İşyeri Hekimi hizmeti alarak yükümlülüklerini yerine getirebilecek. Peki, bu yasa İnsan Kaynakları uzmanlarını hangi yönleriyle ilgilendiriyor? Yasanın çalışanlar için önemi nedir? İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı Mahmut Arslantürk mevzuatla ilgili son gelişmeleri anlatıyor.
Tüm iş yerlerini kapsıyor
Mahmut Arslantürk, İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi çalıştırma zorunluluğunun, kamu ve özel sektör ayrımı gözetilmeksizin tüm işyerleri için 1 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren yeni yasayla 50’den az çalışana sahip işyerleri için de zorunlu olduğunu belirterek sözlerine başlıyor. Bu yeni düzenlemeyle Türkiye genelindeki 50’den az çalışana sahip “az tehlikeli” işyerlerinin işverenlerinin, sağlıklı ve güvenli işyerlerinin oluşması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için işyerlerinde İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi görevlendireceğini anlatan Arslantürk, “10’dan az çalışana sahip işyerleri ise işverenleri ve işveren vekilleri bakanlık tarafından yetkilendirilen kuruluşlardan iş sağlığı ve güvenliği (İSG) eğitimi almak şartıyla, iş güvenliği hizmetlerini kendileri yürütebilecek. Ayrıca 10’dan az çalışanı olan bu işyerleri, OSGB’lerden, kamu sağlık hizmet sunucularından ya da aile hekimlerinden İşyeri Hekimi hizmeti alarak yükümlülüklerini yerine getirebilecek” diyor.
Aşamalı geçiş tamamlandı
Arslantürk, önceden iş kanunları içerisinde yer alan, madde hükümleriyle uygulanan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin, 20 Haziran 2012 tarihinden itibaren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası kapsamında ele alındığını hatırlatıyor. Yeni yasayla işin niteliğine göre işyerlerinin çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere sınıflara ayrıldığını dile getiren Arslantürk, süreci şu sözlerle anlatıyor: “Yeni durumlara uyum sağlanması amacıyla yasanın bazı hükümleri aynı yasanın 38. maddesi gereği aşamalı olarak hayata geçirildi. Son aşamada ise 1 Temmuz itibariyle az tehlikeli ve 50’den az çalışana sahip işyerlerine de yasanın 6. ve 7. maddelerini uygulama zorunluluğu geldi. Düzenlemeyle birlikte, 50’den az çalışanı olan ‘az tehlikeli’ işyerleri, 6331 sayılı yasa gereği ‘tehlike sınıfına ve çalışan sayısına göre’ İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi görevlendirmek veya Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi’nden (OSGB) hizmet almak suretiyle yükümlülüklerini yerine getirecek.”
Yasa İK’yı birinci dereceden ilgilendiriyor
Arslantürk, yasanın iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgil yasal zorunlulukları içermesi nedeniyle personelin organizasyonunu sağlayan İnsan Kaynakları departmanlarını birinci derecede ilgilendirdiğine dikkat çekiyor. Arslantürk, iş sağlığı ve güvenliğiyle çalışma koşullarının iyileştirilmesinin, iş gücü ve üretim kayıplarının önüne geçilerek personelin verimliliğinin artırılmasının İnsan Kaynaklarının önemli işlevleri arasında yer aldığını vurguluyor. Arslantürk, İnsan Kaynakları departmanlarının 6331 sayılı yasa gereği daha önce 50 ve üzeri çalışanı olan işyerleri için söz konusu olan operasyon yükünün, 1 Temmuz itibariyle yasanın tüm işyerlerini kapsamasıyla artacak gibi göründüğüne dikkat çekiyor ve “Ancak buna rağmen, iş gücü kaybının önüne geçilmesi ve personel verimliliğinin artmasıyla aslında İK departmanlarının genel operasyon yükü azalacak” diyor. Arslantürk, İnsan Kaynakları uzmanlarının yasa kapsamında gerçekleştirdiği operasyonları genel hatlarıyla şu şekilde sıralıyor: “İş Güvenliği Uzmanının ve İşyeri Hekiminin istihdamının sağlanması, İş Güvenliği Uzmanı tarafından oluşturulan risk analizi raporuna göre yapılması gereken yeni analizlerin yaptırılması, varsa eksiklerin giderilmesine yönelik ilgili birimlere yönlendirme yapılması, eksiğin giderilip giderilmediğine dair takibin sağlanması, mevcut ve işe yeni başlayacak olan personelin İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimlerinin alınmasının organize edilmesi başlıca görevler arasında yer alıyor.”
Çalışanlar için güvenli çalışma ortamı
Arslantürk, bu yasayla çalışanların olası iş kazaları ya da meslek hastalıkları açısından daha güvenli ortamlarda çalışmalarını yürütebileceklerine dikkat çekiyor. Ayrıca işyeri hekimi uygulamasıyla birlikte işyerlerinde çok daha sağlıklı bir ortam yaratılabileceğini de sözlerine ekleyen Arslantürk, “Uygulamayla, belirli günlerde işyerine gelecek olan İşyeri Hekimi sayesinde çalışanlar, çok büyük önem arz etmeyen rahatsızlıkları için zaman kaybetmeden muayene olabilecek ve ilaç yazdırabilecek. İşyeri Hekimi sağlık açısından önemli bir durum gördüğünde ilgili yerlere yönlendirmesini de yapacak” açıklamasını yapıyor.
Yorum yapmak ister misin?