PageGroup’un Avrupa’da çalışanların işe gidiş geliş alışkanlıklarını ve yolun verimliliğe, çalışan bağlılığına ve iş-yaşam dengesine olan etkisini anlamak için yaptığı araştırmada, 12 binin üzerinde çalışana günlük işe gidiş gelişleri hakkında detaylı sorular soruldu. Sonuçlara göre, Türkiye’nin en uzun süreli işe gidiş-geliş ortalamasıyla Avrupa’nın en yüksek ikinci stres seviyesine sahip ülkesi olduğu ortaya çıkıyor.
PageGroup Ulaşım Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’deki çalışanlar Avrupa’daki en uzun işe gidiş süresine sahip. Evlerinden çıkıp ofislerine ulaşmaları ortalama 48 dakika sürüyor. Bu veri, çalışanların ayda en az dört iş gününü yolda geçirdiğini gösteriyor. Bu durum çalışanların stres seviyesini haliyle artırıyor. Çalışanların büyük çoğunluğu sabah kalktıklarında veya işe vardıklarında gergin hissediyorlar.
İşe gidiş geliş süresi günlük hayatı etkiliyor
Türkiye’de çalışanların %34’ü uyandıklarında gergin hissediyor. %33’ü uyanma saatlerinin iş rotaları tarafından belirlendiğini belirtirken, işe gitmesi 45 dakikadan fazla süren çalışanlardan gecikme nedeni olarak teknik arıza bekleyen işverenlerin ortalaması %45 oranında seyrediyor. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da trafik ve işe gidip gelmek büyük bir sorun olarak görülüyor. Bu nedenle işe gidip gelmek çalışanların günlük hayatını, stres seviyelerini ve işlerine yaklaşımını etkiliyor.
Stres seviyesi çok yüksek
Türkiye, %57 gibi yüksek bir oranla Avrupa’da toplu taşımayla ulaşımı en stresli bulan ikinci ülke. Katılımcıların %64’ü toplu taşımayı verimli buluyor; ancak kalabalıktan, sesten ve hijyen yoksunluğundan şikayetçi oldukları görülüyor. İşe özel araçlarıyla gidenlerin sayısı ise toplu taşıma kullananların iki katı olarak göze çarpıyor. Özel araçla işe gitmek Avrupa genelinde daha az stresli bir seçenek olarak görülüyor; ancak Avrupa ülkeleri arasında %46 oranıyla ikinci gelen Türkiyeli çalışanlar özel araç kullanımını da stresli bulduklarını belirtiyorlar. Trafik, diğer araçların kurallara uymaması ve beklenmeyen durumlar stresin nedenleri listesinde başı çekiyor.
Türkiye’de çalışanlar işe geç mi kalıyor?
Türkiye’de çalışanlar genellikle işe geç kalıyor ve bu da genellikle ulaşımın zorluğuyla ilişkilendiriliyor. Çalışanların %54’ü ofise ulaştıklarında gergin hissettiklerini söylüyor. Gergin hisseden çalışanların %36’sını kadınlar oluşturuyor. Kadınların %34’ü 25 – 34 yaş aralığındalar ve %36’sı işe giderken toplu taşıma kullanıyor.
Her iki kişiden biri işe daha rahat gitmek için taşınmaya razı
Ankette Türkiye’deki çalışanlara daha iyi bir işe gidiş deneyimi için taşınıp taşınmayacakları sorusu sorulduğunda, %50 oranla evet cevabının verildiği görülüyor. Çalışanların uyandıklarında gergin hissetmeleri, özel araba veya toplu taşımayla işe giderken stres yaşamaları ve işe ulaştıklarında stresli hissetmeleri işverenlerin harekete geçmesi gerektiğini gösteriyor.
İşverenler nasıl çözümler üretmeli?
İşe toplu taşımayla giden çalışanlar stresi azaltmak için kitap, gazete okuyarak veya müzik dinleyerek elbette yolculuğu daha keyifli bir deneyime dönüştürebilir; ancak ulaşımın stresini temelde yok edecek en önemli uygulamalardan biri işverenlerin mesai politikalarında esnemeye gitmesi ve mesai saatlerini trafiğin daha az yoğun olduğu saatlere indirgemesi olarak ortaya çıkıyor. Uzmanlara göre bu durum sadece stresi azaltmıyor, çalışan verimliliğini ve yeteneği elde tutma oranlarını da yükseltiyor. İşverenlerin aynı zamanda çalışanların ev ile işi yönetmekte zorlandığı noktada esnek çalışma yöntemlerini de değerlendirmeleri gerekiyor. Stres ve gerginliğin çalışanları, dolayısıyla şirketi ele geçirmesini önlemek adına şirketlerin farklı çalışma biçimlerine veya haftada bir gün de olsa evden çalışmaya açık olması gerekiyor. Gelecekte, şirketlerin çalışanlarının stres seviyelerini azaltmak, üretkenliği ve bağlılığı artırmak ve iş – yaşam dengesini iyileştirmek adına farklı adımlar atması şart gibi görünüyor.
Kaynak: http://bit.ly/2F4vjXK
Yorum yapmak ister misin?