Çalışanlar, iş dünyasında alıcılar, hesapçılar ve vericiler olarak üç gruba ayrılıyor. Yapılan araştırmalardan çıkan bu sonuçlara göre, her profil çalışma şekli ve çevresindekilere karşı tutumları bakımından farklılıklar gösteriyor.
Alıcılar sadece kendilerine fayda sağlayacak işlere önem verirken, hesapçılar her şeyin bir karşılığı olduğunu düşünüyor. Vericiler ise bu profillerin aksine, dışarıya faydalı olan, iç dünyası ve maneviyatı en zengin olan grup olarak karşımıza çıkıyor.
Flow Coaching International Akademik Direktörü Talyaa Vardar, bize iş dünyasında bulunan bu profiller hakkındaki araştırmaları aktarıyor…
Wharton’dan bir profesör yaptığı araştırmaların sonucunda iş dünyasındaki insanları üç gruba ayırıyor: Alıcılar(takers), hesapçılar(matchers) ve vericiler (givers).
Alıcılar; olaylara, işe, insanlara, aslında tüm ilişkileri kendilerine fayda sağlamak aracı olarak görüyor. Sonucu ne olursa olsun kendi lehine çevirerek kontrol etme eğilimi taşıyor bu insanlar. Hatta daha ileri karakterlerde bunu kendi hakkı olarak gören ve türlü rasyonellerle meşrulaştıranlar var. Alıcıların bir özelliği belli bir seviyeye geldikten sonra, fazla iş değiştirmeleri. Çünkü bu davranışları bir süre sonra tolere edilmiyor. Diğer özellikleri de yönetsel rollerdeki alıcıların çalışanlarının yöneticisine saygı duymaması, hatta alıcı yöneticiye tahammül etmek, sorgulayan ve yetenekli çalışanlar için gittikçe zorlaştığı için ya şirket yöneticiyle el sıkışıyor ya da bu kişilerin çalışan sirkülasyonu artıyor. Profesör, alıcı yönetici şayet vazgeçilemeyecek değerler üretiyorsa şirket için, koçluk hatta belki de terapi desteği öneriyor şirketlere, zira alıcıların bir ucu narsisizme veya kontrol delisi olmaya uzanan özellikler taşıyor. İngiltere’de yapılan başka bir araştırmada ise, bu profil “Fırsatçılar” olarak tanımlanmış durumda. Fırsatçıların bir özelliği, karşı tarafın algısını manipüle etmeye çalışmaları olduğu görülüyor. Bu profil hasbelkader tepeye kadar yükselmişse (ki dünyadaki rakam yüzde 1-2 civarında) o zaman etik olmayan olaylar gerçekleşiyor, çünkü bu kişilerin bazıları, uç noktada bu profillerin özelliklerini gösterdiklerinde, yolsuzluklara karışabiliyorlar ve gerçekleri kendi lehlerine (fayda uğruna) çarpıtabiliyorlar.
Hesapçılar, bunu verirsem karşılığında bunu alırım, hesap kitap peşindeki kişiler. Hesapçılar, karşılığında bir şey alacaklarına inandıkları zaman bir şeyler veriyor, ancak fazlasını vermiyor ve biraz fazla verdiğini düşündüğü zaman, karşılığında ek talepleri oluyor. Hesapçılar networklerini bu denkleme göre kuruyorlar, hatta kişisel ilişkilerinde dahi bu kurguyu gözetiyorlar. Hesapçı yöneticinin çalışanlarıyla ilişkileri bir alıcı yönetici profiline göre daha iyi, ancak hesapçılar da çalışanların gelişimini sürekli desteklemiyor, sadece gerçekten teknik gereklilikleri yerine getiriyorlar. Hesapçılar, gönüllülük isteyen işlere girmiyorlar (ucunda bir karşılık yok çünkü), maneviyata değer vermiyorlar. Değer ölçüleri genellikle ya bir fayda ya da maddi bir karşılık oluyor.
Üçüncü grupta ise, “Vericiler” var. Vericiler, gerçekten başka insanlara, işe, topluma, ülkeye katkıyı önemseyen grup. Profesör, sanıldığının ve yerleşik önyargıların tersine, bu gruptan insanlara tepe yöneticisi rollerinde epey rastlandığını belirtiyor. Ayrıca, şayet kültürümüzde pozitif değişim istiyorsak, bu gruptaki kişilerin iş dünyasında daha aktif rol almalarını desteklememiz gerektiğini de söylüyor. Vericilerin bir özelliği, insanlara yardım etmeyi ve çalışanlarının gelişimini önemsemelerini. Örneğin, verici yönetici profilindeki 2 milyar $’lık bir şirketin CEO’su tüm CEO’luk hayatı boyunca, her gün 1-2 saatini çalışanlarının e-postalarına cevap vermeye ve onlara teşekkür etmeye adamış. Verici yöneticilerin çalışanları aldıkları sorumluluklarla gelişiyor, yöneticilerinden çok şey öğrendiklerini belirtiyor ve yöneticiye kendilerini bağlı hissediyor. Profesör ayrıca, bu profildeki yöneticilerin koçluk ve mentorluğa büyük önem verdiğini, kendilerinin de koçluk aldığını belirtiyor. Verici yönetici rolündeki kişilerin yarattıkları kültür de çalışan mutluluğunu olumlu etkiliyor. Profesöre göre, verici profilindeki yöneticiler, karşılığında aldıkları takdir ve teşekkürle mutlu olan; fark yarattıklarını ve bir çalışanın hayatına dokunduklarını öğrendiklerinde mutlu olabilen; iç dünyası ve maneviyatı zengin karakterler.
Yazar: Flow Coaching International Akademik Direktörü Talyaa Vardar
Yorum yapmak ister misin?