Her ofiste mutlaka çok konuşan, yetmiyormuş gibi bağırarak konuşan, sinsi olduğunu düşünülen, suratı asık ve yorucu çalışan tipi vardır. İnsan Kaynakları uzmanı ya da bir çalışan olarak tek isteğiniz işinizi yapıp hoş birkaç muhabbetin ardından eve dönmekse, bu çalışan tipleri günü oldukça zorlaştırabilir. Peki kim bu huysuz ofis çalışanları? Onları nasıl yönetmek gerekiyor?
Bazı günler zaten mutsuz, huzursuz işe gidip birden kendimizi kavganın, gerginliğin, sıkıntının ortasında bulabilirsiniz. Ofiste negatif enerji yayan çalışanlar çok verimli olabilecek iş gününü kabusa çevirebilir. İnsan Kaynakları uzmanlarının ya da patronların da çok zorlandığı ve her ofiste olan bu tipler kimlerdir, nasıl davranırlar, onlara karşı nasıl tavır almak gerekiyor? OvercomeBullying.org‘un kurucusu Anton Hout’ın bu konuda önemli bir araştırması bulunuyor.
İş yerinde hepimizin tanıdığı o meşhur yedi tip:
Bağırmadan konuşamayan
İster tiz, ister tok sesli olsun her ofiste olmazsa olmaz bir bağıran vardır. Her şeyi bağırarak anlatan, telefonda bağırarak konuşan, kahkahaları ofisi inleten, sinirlendiğini de oldukça yüksek sesle dile getiren bu çalışan tipi çalışma arkadaşlarında masa altında anne terliği bulundurma arzusu uyandırmıyor değil. Ama sakin olmak ve o anda kulaklıkları takıp sakin bir müzikle çalışmaya devam etmek en doğrusu.
Eleştirmen
Her şeyi, herkesi, her durumu eleştiren kişi. Durmadan söylenir, hep olumsuza odaklanır, ya olmazsa diye düşünür, içinizi karartır da karartır. İlkokuldaki panik ve negatif ama en yüksek notu alan sinir bozucu sınıf arkadaşına benzer. Eleştirmeni gördüğünüz an ya sakinleşin ve dediklerine “hı…hı” deyin, ya da ortamdan çaktırmadan uzaklaşın.
Bekçi
Ofisin olmazsa olmazı. Neredeyse hiç izin kullanmaz. Çok fazla dışarı çıkmaz. Sık sık mesaiye kalır. Çalışmak hayatı gibidir. Bakıp bakıp şaşıracağınız bu meslektaş zararsızdır, ama yöneticiniz onu örnek gösterip sizden performansınızı yükseltmenizi bekleyebilir. Bekçiye kapının dışında da bir hayat olduğunu, gereğinden fazla çalışmak yerine sosyalleşmek gerektiğini anlatmak gerekebilir.
İlgi arsızı
Bu çalışan tipi ilgiye çok düşkündür. Odak noktası bir başkasıysa mutlaka duruma dahil olur, ya bir anısını anlatır ya da bir hareketle dikkati kendisine yöneltmeye çalışır. Eğer yöneticiniz sizinle sohbet etmekten daha çok hoşlanıyorsa yanınızda belirip konuşmayı sabote edebilir. Eğer kötü niyetliyse kafayı size takabilir, dikkat.
Özenti
Kıyafetinize, iş yapış şeklinize, sohbetinize, mimiklerinize ve daha çok pek çok şeye özenen kişi. Özenmekle kalmaz, uygulamaya da geçer. Çok severek aldığınız mantonuzun aynısından alabilir, iş yapış şeklinizle ilgili sürekli sorular sorup sizin gibi üretmeye çalışarak çok yorucu olabilir. Zararsız bu meslektaşı belki de böyle kabul etmek gerekiyor. Çok sinirleniyorsanız güzel bir şekilde konuşma yolu da seçilebilir.
Guru
Her şeyi bilen, her konuda fikri olan, “Aynısı benim kuzenime de oldu” cümlesi diline yapışmış, “Bence öyle yapma, benim dediğimi yap” insanı, bir ofis gurusu. Öyle bir konuşur ki her şeyi çok iyi bildiği, çok deneyimli olduğu düşünülür. Ama gün gelir doğruluğundan emin olduğunuz bir konuda sizinle tam aksini düşündüğü için iddialaşıp boş yere zamanınızı çalar ve canınızı sıkar. Kısacası son derece yorucu bu ofis tipini dinleyip duymamak ya da ondan uzak kalmak size kalmış.
Dengesiz
Asla nasıl davranacağınızı bilemediğiniz meslektaşlarınız. Bir sabah gülerek ağız dolusu “Günaydın” derler, diğer sabah yüzünüze boş boş bakıp “Günaydın” dediğinizde cevap vermezler. Yakınlık gösterirler, siz onlara gösterdiğinizde ise sizi ilk defa görüyormuş gibi bakarlar. Bu tiplerden de uzak durmak gerekiyor çünkü çok yorucu olabilirler.
İnsan türü çeşit çeşit, siz siz olun işinizi yapmaya bakın, gerisini umursamayın.
