Pandemi dönemiyle birlikte çalışan bağlılığı kavramının önemi daha da arttı. Bugün birçok işveren, uzaktan çalışan ekiplerin bağlılıklarını nasıl koruyacağını ve de arttıracağını düşünüyor. Çalışan Bağlılığı Uzmanı Bertay Fişekçi, online eğitimlerinden elde ettiği verileri İK Blog okurları için paylaştı.
Kariyer.net 10. Kat eğitimlerinde ben de “Çalışan Bağlılığı Eğitimleri” veriyorum. Gerçekleştirdiğimiz online eğitimlere yoğun katılım oluyor. Katılımcılarla interaktif bir şekilde bir araya geldiğimiz eğitimlerimiz oldukça verimli geçiyor.
Son yaptığımız eğitimlerde sorduğum bazı sorulara aldığım cevapları İK Blog’da da paylaşmak istedim. Bu sorular İK uzmanlarının kendi firmalarının durumunu değerlendirmesi üzerineydi ve çalışan bağlılığı kavramının algılanışı adına gelen yanıtları ilginç buluyorum.
İlk sorum, sizce bağlılık neyi ifade ediyor?
Görüyoruz ki “Güven”, “Sadakat”, “Aidiyet”, “Huzur” ve “Sevgi” kelimeleri en sık yazılan kelimeler olmuş. Tabii samimiyet, motivasyon, değerli hissetmek, sürdürülebilirlik, adalet gibi kavramlar da bağlılık ile ilişkilendiriliyor. Burada benim için yine ilginç ve olumlu bir çıktı; bağlılık kelimesinin uyandırdığı kavramların “kalp” tarafı ile ilgili olması, yani duygusal bağ üzerine yoğunlaşmasıydı. Bağlılığı yeniden tanımlamak istersek; çalışanların şirketleri, misyonları, müdürleri, ekipleri ile onlara “verilenden daha fazlasını yapabilecekleri” bir motivasyonu sağlayan bağdır. Bu bağ, maaş ve imkanlar ile belli bir süre artsa bile daha çok maddi ve süreçsel sonuçlardan değil davranışlardan, liderlikten, takım içi destekten ve değerli hissetmekten beslenir.
Yine kavramları tartıştığımız bölümde hangi kavramın şirketlerde daha fazla kullanıldığını soruyorum, bu konuyla ilgili bir sonuca varmamıza yetecek cevaplar alıyorum.
Sizin şirketinizde çalışanlarla ilgili hangi kavram daha sık konuşuluyor?
Bu soruya verilen cevapları incelediğimizde, hem çalışan sağlığı hem de çalışan bağlılığı kavramlarının pandemi döneminde etkinliğini arttıran ve daha çok konuşulan kavramlar haline geldiğini görüyoruz.
Sizce şirketinizdeki çalışanlar bağlı mı, kopuk mu?
Burada bağlılığın gerçekten bir sorun olduğunu yeniden görüyoruz. Verilen 71 yanıtta bağlılık neredeyse 10 üzerinden 5.3 olarak değerlendirilmiş. Bu “ortalama” çalışanın bağlı olmadığı görüşünü güçlendiriyor. Çalışanlar çeşitli şekillerde şirketlerine, müdürlerine, misyonlarına, ekiplerine duygusal olarak bağlı hissetmiyorlar. Bu konuda yapılması gereken çok geliştirici çalışmalar var.
Çalışan Bağlılığı etmenlerini tartıştıktan sonra katılımcılara “takdir” ile ilgili üç soruyu sordum:
Görüyoruz ki müdürlerimizin takdiri, yeteri kadar değil ve yeteri sıklıkta değil. Ekip liderlerinin bu süreçteki payının çok büyük olduğuna dair görüşü destekleyen bir sonuç ortaya çıkmış. Yine ilginç bir veri; katılımcılar yeterli takdir almadıklarını söylerken, çevresindekileri daha fazla takdir ettiklerini söylüyor. Bu da “kendi düşündüğümüz algımız” ile “gerçek algımız” arasında hep bir fark olduğunu gösteriyor.
Çalışan Bağlılığı anketlerinden söz ettikten sonra Gallup’un anketinden 4 soruyu katılımcılara yönlendiriyorum.
Gelen yanıtlar yine ilginç… Ekip arkadaşları ile aynı değerleri paylaşma sorusu, en düşük puanı almış. İş tanımı ile ilgili olan “net beklentiler” sorusu biraz daha olumlu yanıtlanırken, takdir ile ilgili soru da 5 üzerinden 3.4 olarak değerlendirilmiş.
Bu eğitimlerden keyif almakla beraber, katılımcılardan aldığım geri dönüşlerle birlikte bu konudaki farkındalığı arttırmaya devam edeceğiz.