CEO olma sırası İK’cılarda!

Yetenek Ekonomisi’nin yükselmesiyle artık yeteneği elinde tutan şirketler, öne çıkacak. Hal böyleyken CEO’luk koltuğuna ise İK yöneticileri oturacak! HR Cube Human Capital Consulting Kurucu Ortağı Aslı Özdemir, İK yöneticilerinden neden daha başarılı CEO’ların çıkacağını anlatıyor.

İşletmelerin tarihsel gelişimine baktığımızda, 1900’lerde “Endüstriyel Ekonomi” ile başlayan, 1950’lerde “Finansal Ekonomi”ye, 1980’lerde de “Müşteri Ekonomisi”ne evrilen süreç, günümüzde “Yetenek Ekonomisi”ne dönüştü.

1900’lerde üretebilmek maharetti! Çünkü üretim arzı, talebe yetişemiyordu. Ne üretirseniz sattığınız günlerdi, maharet üretmekteydi. Zamanla tüm işletmeler üretebilir hale gelince, Endüstriyel Ekonomi yerini Finansal Ekonomiye bıraktı. Artık etkin lojistik yaklaşım, tedarik zinciri yönetimi ve bütçe yönetimi gibi finansal mühendislik uygulamaları ile rekabette fark yaratılıyordu. Derken diğer rakipler de benzer yaklaşımları edinince, bir adım öne geçmek müşteri odaklı pazarlama yaklaşımı ile mümkün olabildi. Üretim ve finansal mühendislik alanlarında gidilebilecek tüm yollar gidilmiş, yarışı önde götürmek için gözler müşteriye, müşterinin ihtiyacını doğru anlamaya, müşteri ile etkin iletişim kurmaya dikilmiş, pazarlama süreçlerinde hummalı çalışmalara hız verilmişti. Tüm bu gelişim, dönüşüm sürecinde; işletmeyi rekabette öne taşıyan departmanların yöneticilerini CEO koltuğunda gördük. Üretimciler, finanscılar, pazarlamacılar CEO’luğa giden kariyer yolunda ilerlediler.

Ve artık, “Yetenek Ekonomisi” diye adlandırılan günümüzde, benzer sistem ve stratejiler ile rekabet eden işletmeler, öne geçmenin yolunun bu sistemleri kullanan çalışanlarla olduğunu görüyor. Yetenek savaşları, yetkinlik arayışları, kültürel değişimler ve İK modellemeleri ile desteklenen yetenek ekonomisinde; insan kaynağınızın yetkinlik toplamı kadar güçlü, bağlılık oranı kadar sürdürülebilir ve performans çıktıları kadar öndesiniz. Deloitte’ın 2018 Global Beşeri Sermaye Trendleri raporu, işletmelerin artık sadece finansal performans göstergeleri ve hatta üretim/servis kalite göstergeleri gibi geleneksel metriklerle değerlendirilmediğine; çalışanları, müşterileri ve toplumla ilişkileri üzerinden değerlendirildiğine değiniliyor.

Hal böyleyken; henüz ülkemizde tam anlamı ile hayata geçmemiş olsa da İK destek fonksiyonu kimliğini soyunmuş, stratejik iş ortağı ve hatta “game-changer” kılıcını kuşanmış durumda! CEO olma sırası İK’cılarda değil mi? Neden İK’cıların başarılı bir CEO olacağına birlikte bakalım:

İK’nın  “destek fonksiyonu” rolünden “stratejik iş ortağı” kimliğine geçişi

Geçmişte insan kaynaklarının bordrolamadan ibaret olduğu, çalışanların eş dost akrabadan seçilip, işe giriş işlemlerinin personel departmanı tarafından yapıldığı günlerde İK operasyonel bir birimdi. Ancak günümüzde, kurumun iş modelinin tasarlanmasından analiz sürecine, stratejisinin belirlenmesinden, değişim yönetimine kadar, dip toplamda fark yaratacak süreçlerin içerisinde yer alıyor.

Beşeri sermayenin fark yaratan değer olarak yükselişi

Yetenek ekonomisi olarak adlandırılan günümüz şartlarında insan kaynağı ve bu kaynağın yarattığı değer olarak tanımlayabileceğimiz beşeri sermeyenin, rekabette fark yaratan önemli bir unsur olması, bu süreçleri yöneten İK Departmanını öne çıkarıyor. Artık yönetim urullarında İK tepe yöneticileri de yer alıyor. Bu süreçler CHRO’ların şirketlerin yönetiminde bütünsel bir bakış açısına sahip olmasını sağlıyor.

İK analitiği ile departman çıktılarının finansal figürlerle ifade edilmesi

İnsan kaynakları süreçlerindeki uygulama, değerlendirme ve kararlar bugüne kadar subjektif araçlar ile ifade edilir ve daha da ötesi bazı uygulamalar değerlendirilmezdi bile. İş gücü devir oranı ve maaşlar dışında rakam görmediğimiz İK departmanları artık hangi çalışan ne kadar süre kurumda kalmış, ne kadar iyi performans göstermiş, bu çalışanı hangi İşe Alım Uzmanı işe almış, ilgili İşe Alım Uzmanı son iki yılda yaptığı yerleştirmeler sayesinde kuruma ne kadar faydalı olmuş gibi detayları rakamsal verilerle takip ediyor, karşılaştırıyor, eğilimi izliyor ve gelecek planını yapıyor. Hatta bazı İK uygulamalarının, fokus gruplar ve karşılaştırılmalı analizler ile kuruma dip toplamda ne kadar etki ettiği finansal figürlerle de ortaya koyulabiliyor.

Bu süreçler CHRO’ların CEO’luğa giden yolda güçlü adımlarla ilerlemesini sağlıyor. Geleceğin trendi, CHRO’ların şirketleri yönetmeye başlaması olabilir mi? General Motors’un CHRO’luktan gelen CEO’su Mary Barra, tüm CHRO’lara ilham verebilir.

**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.