İş yerinde “güçlü” yanlarınızın aşırıya kaçtığınızda sizi sabote edebilecek davranışlara dönüşebileceğinin farkında mısınız? Örneğin “tedbirli” bir yönetici olarak durumu değerlendiren, B planı oluşturan ve buna göre davranan yaklaşımınız takdir görüyor ve güçlü becerilerinizden biri olarak değerlendirilebilirken, bu yönünüzü abarttığınızda gelecekte olma ihtimali çok düşük senaryoları bugüne getirip bugünü zehir edebilecek endişeler içinde yüzdüğünüzü görebilirsiniz. Bu durumda güçlü yanınızı abartmış ve bunun size zarar vermekte olduğunu görmüş olursunuz, yaygın olarak bu durumlarda aslında kendinizi sabote ediyor, potansiyelinizden uzaklaşıyorsunuz.
Gelin benzer durumda 3 farklı senaryoda kendinizi sabote edebileceğiniz durumlara bakalım… Size uyan var mı?
Aşırı kontrolcü yaklaşımınız
Kendine güvenen, eylem odaklı ve kararlı bir tarafınız var. Bu güçlü yönlerinizi abarttığınızda ve aşırıya götürdüğünüzde aşırı kontrolcü olabilirsiniz, bu size ve ekibinize zor zamanlar yaşatabilir.
Aşırı kontrolcü olduğunuzda domine etme duygunuzu taşıyamıyor ve sürekli diğer insanlarla yüzleşerek, onları zorlayarak, tek doğrunun kendinizinki olduğunu iddia ederek çalışmak istiyorsunuz, bu da ekibinizde inisiyatif almama, siz ne derseniz kabul etme davranışı geliştirmekle kalmaz, onların enerjisini de düşürür.
Öneri : Her şeyi kontrol edemeyeceğinizi ve bu olsa bile size hizmet etmeyeceğini kabul etmek. Ekibe kendi kararları için alan açmaya çalışmak.
Herkese kendinizi beğendirme derdiniz
Yüksek empati sahibi, sevgi dolu, vermekten hoşlanan bir kişi ve yönetici olabilirsiniz, bunlar harika özellikler… Bunları aşırıya götürdüğünüzde kendi görüşlerini seslendiremeyen, diğerlerinin dediğini sıklıkla hemen kabul eden ve dürüst diyaloglardan kaçan bir yöneticiye dönüşebilirsiniz ki bu da size hizmet etmeyecektir.
Bu yaklaşımınız dış dünyadan onay aldığınız takdirde iyi hissetmeniz şekline dönüşmüşse, buna bağımlı bir yaklaşım geliştirecek, kendi fikir ve pozisyonlarınızı arkaya atacak, sadece insanların sizi sevmesi için onların dediklerini kabul edeceksiniz.
Bu eğiliminiz varsa biliniz ki ekibiniz de sorumluluk almaktan kaçınabilir, geri besleme diyalogları da istenen etkinlikte olmaz.
Öneri : Düşük riskli durumlardan başlayarak kendi görüşünüzü seslendirmeye başlamak. Dış dünyaya yapabildiğiniz empatinizi kendinize de yapabilmek.
Sonuca aşırı bağımlı tarzınız
Başarılı ol ki mutlu olursun denilerek büyütüldünüz. Hayatınızı başarı noktaları ile anlatabilirsiniz. İşleri, projeleri başarmak sizin için çok çok değerli. Hedef odaklısınız, inisiyatif alabilirsiniz, etrafınızdakileri de sürükleme beceriniz üst düzeyde…
Bu yaklaşımı aşırıya götürür de “Başarırsak değerliyiz”, “Başarırsak insanız” noktasına getirirseniz artık bu yaklaşım size zarar vermeye başlayacaktır. Bu olduğunda o çok istediğiniz başarıya giden yolda insanları, süreçleri, çabaları görmeyecek, takdir etmeyeceksiniz. Bir çeyrek bittiğinde daha sonuçları kutlamadan sonraki çeyrek hedefi üzerine dertlenmeye başlayacaksınız. Bunu ekibinize yansıttığınızda da ekip üyeleri “kullanılmış” hissedecekler zira kendi başarınız için onları kullanıyorsunuz gibi bir duygu yayıyor olacaksınız. Başarı delisi olacağınızdan başarısızlık sizin için yaklaşılmaz bir tabu haline gelecek, bu da hataları düzeltme kapasitenizi azaltacak veya küçük hatalara büyük tepkiler verebileceksiniz.
Öneri : Sadece sonucu değil de süreci ve insanların çabalarını da görmek ve değerlendirmek. Yapılan işlerde daha derindeki anlamı bulmaya çalışmak.
Bunlar veya benzer senaryoları düşündüğünüzde acaba zamanınızın yüzde kaçında kendinizi sabote ediyorsunuz?