Doğru iletişim dilini seçmemek bizi çoğu zaman haklıyken haksız duruma düşürebiliyor. Özellikle de iş hayatı gibi dengelerin hassas olduğu ortamlarda seçtiğimiz her kelimenin, yaptığımız her tonlamanın önemi büyük. Yönetici koçu Susan Steinbrecher, zorlu konuşmalar anında sıkça yapılan 3 hatayı bakın nasıl açıklıyor?
İş yerinde zorlu bir konuşma yapmanın gerekli olduğu zamanlar vardır. Elbette bu konuşmalar pek çok biçimde olabilir. Bir projede nasıl ilerleneceği konusunda hemfikir olmayan eşit seviyedeki iki çalışan arasında bir tartışma olabilir. Bu tartışma bir patron ile bir çalışan arasında da olabilir.
Konu ve kişiler değişse de riskler genelde aynıdır. Bu konuşmalarda hazırlıksız olmak, itibarınız ve ekip projelerindeki rolünüz üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bunu bir adım daha ileri götürürsek, zayıf iletişim bir şirketin kârlılığını bile etkileyebilir. Günümüzün çalışma ortamında güçlü kişilerarası beceriler kurulması organizasyonların sürekliliği için de çok önemli. İletişimin seyri şaştığında, hedefler olumsuz etkilenebilir ya da çalışan bağlılığı düşebilir.
İletişimde seçilen dil, şirketlerin kaderini bile etkileyebilecek güçteyken sıkça yapılan iletişim hatalarını gözden geçirmekte fayda var. İşte iş hayatında sıkça yapılan iletişim hatalarından birkaçı;
Kaçınmak
Bu, belirli bir kişi veya durumla yüzleşmek istemediğimizde yaygın olarak verdiğimiz bir tepki. İnsanlar kendilerinden emin ve rahat olmadıkları için tartışmalardan kaçınma eğilimine girebiliyor; ancak herhangi bir sorundan kaçmak veya sorunla yüzleşmemek çözüm getirmiyor.
Yapılması gerekli olan bir konuşmayı ertelemek, sadece daha fazla hayal kırıklığına ve çoğu zaman da kızgınlığa yol açar. Bu kişiyle tekrar çalışabilmek için sorununuzu bir şekilde uygun bir dille gündeme getirerek çözmeniz gerekir. İş hayatında istenen sonucu elde etmenin yanı sıra yönetilmesi gereken bir sosyal ilişkiler ağı olduğunu da unutmayın. Örneğin; iş arkadaşınızla bir konuşmanız iyi gitmediyse, bu deneyimin geçmişi sizi bir sonraki toplantıya kadar takip edecektir. Tartışmadan kaçınmak, sadece devam eden bir konuyu uzatacaktır. Bu nedenle kaçınmak yerine, konuşun ve uzlaşın.
Yeteneklerinizi abartmak
Bazı insanlar zor konuları gündeme getirmekten korkarken, bazı insanlar zorlu tartışmaları yönetme konusundaki yeteneklerini abartarak sergiler. Bunun neden ve nasıl ortaya çıktığının birkaç nedeni var. İnsanlar genellikle duygusal zeka seviyelerini abartma eğilimindedir. Bundan kaçınmak için bazı duygusal düzenleme uygulamalarını deneyebilirsiniz. Bunlar, olumsuz durumları yönetme yeteneğinizi abarttığınızda sizi frenleyecektir. Duygusal zekanızı geliştirmeseler de sizi büyük hatalar yapmaktan alıkoyacaktır. Bu uygulamalar, duygularınız yükseldiğinde tepki vermeden önce bilinçli bir ara vermeyi ve nefese odaklanmayı içerir.
İşler kontrolden çıkmış gibi görünüyorsa, diğer kişiye hızla cevap vermek yerine daha fazla soru sormak gibi teknikleri deneyin.
Hazırlanmamak
Yeterli hazırlık olmadan yapılan bir konuşmanın başarılı olması pek mümkün değil. Herhangi bir konuyla ilgili söz konusu kişiyle konuşmadan önce durumu hem sizin hem de karşı tarafın bakış açısıyla değerlendirmek için zaman ayırmalısınız. Göz önünde bulundurmak isteyebileceğiniz bazı ayrıntıları önceden belirlemeniz konuşmadan alacağınız verimi de arttıracaktır.
Konuşma için ihtiyaç duyabileceğiniz herhangi bir bilgiyi toplamak için kendinize yeterince zaman ayırdığınızdan emin olun ve ardından aşağıdakileri düşünün:
- Bu durum hakkında o ne düşünüyor?
- Bu konuşmadan beklediğim sonuç ne?
- Bakış açısı sağlayabilecek bilgileri nasıl paylaşabilirim?
- Konuşmamı genel hatlarıyla nasıl ele almalıyım?
Bu soruları kendinize sormanın dışında, konuşmadan hemen önce beş dakikalık farkındalık meditasyonu yapabilirsiniz. Bunun dışında ortamın da konuşma üzerinde psikolojik etkisi olduğunu unutmayın.
Örneğin; tartışmanız nerede gerçekleşecek? Toplantı ortamının bile sonuç üzerinde önemli bir etkisi olabilir. Oda sıcaklığı, gürültü seviyesi, aydınlatma gibi faktörler de konuşmanın gidişatına etki eder.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak bir hazırlık yapmayı ihmal etmeyin.
Kaynak: Fast Company
Yorum yapmak ister misin?