Bir ekip üyesi size bir sorunla geldiğinde, hemen çözüm sunmak yerine sadece bir soru sormayı denediniz mi? Bu küçük değişikliğin diyaloğun seyrini nasıl değiştirdiğine birlikte bakalım.
Ekip yöneticisi olarak bazen söylemeniz gereken şeyleri, söylemeniz gereken zamandan daha erken söylediğinizi fark ettiğiniz oldu mu? Bu durumda aslında sadece ekip arkadaşınızın kendini ifade etmesini engellemiyor, aynı zamanda önemli bir fırsatı da kaçırıyorsunuz.
Ekip arkadaşınız size bir sorunla geldiğinde içinizden bir ses “hemen halledelim” diyor olabilir. Bu sese uyduğunuzda konuyu bazen tam da anlayamadan hemen çözüm önerilerinizi arkadaşınıza ilettiğinizi fark edebilirsiniz.
Liderlik ettiğinizde hemen olumlu fark yaratabilecek mini bir davranış önermek istiyorum. Benzer bir durumda arkadaşınızla konuşurken kendi ifadelerinizi söylemeye başlamadan önce lütfen arkadaşınıza bir soru sorun. Bu soru aslında hem konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacak hem de arkadaşınızın dinlendiğini, saygı duyduğunu, değer verildiğini hissettirecek. Bunu yapabildiğinizde o diyalogda hem çözüme daha yapıcı biçimde yaklaşabildiğinizi hem de tek çözüm noktası olarak kendinizi ilan etmediğinizi gösterme fırsatı bulursunuz.
Bu şekilde bir ek soru sormanın 3 temel faydası var
- Altta yatan sorunu daha çabuk görmenizi sağlar.
- Ekibinizin beceri gelişimini hızlandırır.
- Ekibin sahiplenmesini ve bağlılığını artırır.
Gelin bir örnek üzerinden ilerleyelim;
Merve yeni yönetici olmuş bir arkadaşımız. Daha önce yan yana çalıştığı Ezgi ile bu defa yönetici ve çalışan ilişkisini olumlu bir biçimde başlatmak istiyor. Ezgi’nin teknik bilgisi ve tecrübesi biraz daha fazla diyelim.
-Ezgi: Ne acayip değil mi, birçok rol değişimi çok hızlı oldu.
-Merve: Evet bence de gerçekten de öyle oldu; ama ben çok heyecanlıyım, umarım senin için de bu değişim uygundur.
-Ezgi: Evet benim için bir sorun yok ben zaten bu görevi istemiyordum bile.
-Merve: Aramızın bu yüzden bozulmasını istemem, seninle uyum içinde çalışmamızı istiyorum.
-Ezgi: Tabii tabii
-Merve: Birlikte süreçleri daha iyi bir şekilde geliştirebiliriz diye düşünüyorum.
-Ezgi: Tabii yapabiliriz. İzin verirsen şimdi işime döneyim.
-Merve : Tabii tabii iyi çalışmalar.
Bu diyaloğun bir de farklı bir versiyonunu hayal edelim. Bu versiyonda Merve daha farkında bir biçimde daha fazla soru sormaya odaklanmış.
-Ezgi: Ne acayip değil mi birçok rol değişimi çok hızlı oldu
Merve: Gerçekten de öyle oldu, sen bu konuda ne düşünüyorsun?
-Ezgi: İyiyim sanırım.
-Merve : Aklındakileri biraz daha paylaşmak ister miydin?
-Ezgi : Senin için seviniyorum tabii. Biliyorsun burada senden biraz daha uzun süredir çalışıyorum. Aslında bu görevi istediğimden emin de değildim ama yine de müdür olamamak beni biraz kötü hissettirdi.
-Merve: Seni anlıyorum, şunu merak ettim şu anki iş tanımında nelerden hoşlanıyorsun ve nelerden çok da hoşlanmıyorsun? Belki şu anki rolünü çok daha iyi hale getirebiliriz.
-Ezgi: Öncelikle herkesin hedeflerine ulaşmasıyla ilgili sorumlu olmak istemiyorum, bu artık senin işin; ama süreç geliştirme konusunda ilgim var ve daha fazlasını yapabileceğimi düşünüyorum.
-Merve: Dürüst olmam gerekirse teknik olarak bu işin her alanını benden daha iyi biliyorsun, bu yüzden senin görüşlerin benim için çok önemli. Süreç geliştirmeyle ilgili kısmı senin işine nasıl ekleyebiliriz?
-Ezgi : Evet bu hoşuma giderdi. Her bir çeyrek bir süreç geliştirme projesi alıp ilerleyebilirim aslında.
-Merve: Harika bununla ilgili bir toplantı organize edelim mi?
-Ezgi: Tamam ben hallederim. Bu arada Merve, tebrikler!
Bu alternatif versiyonda Merve daha fazla soru sordu ve ilk diyalogda hiç konu olmayan farklı bir konuyu su yüzüne çıkardı ve ortak bir karara vardılar.
Diyaloglarınıza bir ek soru eklemeye ne dersiniz?