Türkiye’de son iki yılda ALO 170’e beş bin 890 mobbing şikayeti yapılırken bu şikayetlerin ağırlıklı olarak özel sektörden geldiği görülüyor. Hem özel sektörde hem kamuda mobbing şikayetlerin cinsiyet bakımından aynı seviyede olduğu, erkeklerin de kadınların da aynı oranda mobbing’e maruz kaldığı görülüyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Oğuz Aslım, mobbing konusu ile ilgili son gelişmeleri anlatıyor.
Mobbing; mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit gibi şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırı olarak nitelerindirilebilir. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır. Mobbing uygulayan kişiye “tacizci”, mobbing’e maruz kalan kişiye ise “mağdur” denir. Psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır.
Mobbing durumunda hangi mercilere başvurulmalı?
Mobbing’e maruz kalanlar ÇSGB, TBMM, Anayasa Mahkemesi, BİMER, Alo 170, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve İl, İlçe İnsan Hakları Kurulları’na başvuru yapabilirler. Yapılan şikayet sonucu mobbing yapıldığını kanıtlamak için kamera kayıtları, e- mailler, kullanılan ilaç faturaları, verilen işlerle ilgili belge ve örnekler alınarak delil olarak sunulabilir. Çünkü yargıya intikal eden davalarda delil etkin bir yargılama için önemlidir. Kamu ve özel sektör ayırt etmeksizin tüm çalışanlar şikayet ve bilgi almak için 7 gün 24 saat ALO 170 Hattına başvurabilirler.
Şikayetlerin yüzde 67’si özel sektörden
Ülkemizde mobbing’e ilişkin veriler henüz kapsamlı olarak tutulmuyor. Ancak son iki yılda ALO 170’e yapılan başvurular üzerinden bir değerlendirme yapmak mümkün. Türkiye’de son iki yılda ALO 170’e beş bin 890 mobbing şikâyeti yapılırken bu şikâyetlerin ağırlıklı olarak özel sektörden geldiği görülüyor. Şikâyetlerin yüzde 67’si özel sektör çalışanlarından, yüzde 33’ü kamu sektörü çalışanlarından oluşuyor. Hem özel sektörde hem kamuda mobbing şikâyetlerinin cinsiyet bakımından aynı seviyede olduğu, erkeklerin de kadınların da aynı oranda mobbing’e maruz kaldığı görülüyor.
Kamuda öğretmen, üniversitelerde ise personel sıkıntılı
ALO 170’e gelen şikâyetler içerisinde kamu sektörü özelinde öğretmenlerin ve üniversite personelinin sıkıntıda olduğu görülüyor. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerden gelen şikâyetler ön planda. Üniversitelerde bu tip davranışların yaşanması özellikle yadırganacak bir durum. Ancak bu durum, mobbing’in eğitim düzeyi ile doğrudan ilişkili olmadığını da bir bakıma ortaya koyuyor. Özel sektör içerisinde sanayi sektöründe çalışanların daha sık mobbing’e maruz kaldıklarını istatistikler ortaya çıkarıyor. Meslek bakımından bir ayrım yapıldığında ise bankacıların bu psikolojik tacize daha fazla uğradıklarını yine araştırma rakamları ortaya koyuyor. Mümkün olmayan hedefler verilmesi, sürekli şube değiştirilmesi, uzun çalışma saatleri ve aşırı stres bankacıların mobbing’e uğrama sıklığını yükselttiği gibi sektörde çalışmayı da daha zor hale getiriyor.
Amaç istifa ettirmek
İşverenlerin çalışanlarına mobbing uygulamasının en önemli nedeni, kişiyi istifaya zorlayarak ihbar ve kıdem tazminatı ödememek. Ayrıca, çalışanları baskı altında tutarak izin kullanmalarını zorlaştırmak, fazla mesai ödemesi yapmamak da işverenlerin mobbing uygulama nedenleri arasında yer alıyor. Çalışanın başka bir çalışana mobbing uygulamasının arkasında ise çoğu kez işverene daha yakın olabilmek ve performansa dayalı ödemelerden daha fazla pay alabilmek yatıyor. ALO 170’e son iki yılda gelen şikâyetlerin yüzde 20’sinde çalışanlar, istifaya zorlandıklarını bildiriyor. Hakaret, kötü muamele, sözlü taciz, iftira, cinsel taciz ve fiziksel şiddet bu yönde yapılan olumsuz davranışlar olarak gözüküyor. Bunun yanında işverenlerden kaynaklanan ve bahsettiğimiz gibi kıdem ve ihbar tazminatı ödememe amacı taşıyan davranışlar ise istifaya zorlama, görev yeri değişikliği, sürekli tutanak tutulması ve yasal hakların kullandırılmaması olarak şekilleniyor. Mobbing’in daha çok bu nedenlerle uygulandığını söylemek de mümkün. Gelen şikâyetlerin yüzde 44’ü bu nedenleri işaret ediyor. Yani işverenlerin amacının tazminattan kaçarak işçi çıkarmak olduğu ve bu nedenle mobbing uygulayarak istifaya zorlamayı tercih ettiklerini söylemek mümkün. Çalışanlar açısından daha kötüsü ise mobbing’e maruz kalan ve dayanamayarak istifa etmek zorunda kalanlar işten kendi istekleriyle ayrıldıkları için işsizlik sigortasından da yararlanamıyor.,
Neler yapılabilir?
Mobbing’e uğradığı kanıtlanan çalışan iş sözleşmesinin feshinden doğan kıdem, ihbar gibi bütün tazminatlarını alabileceği gibi, dava sonucunda manevi tazminata da hak kazanabiliyor. Ayrıca bunun yanında işverenin eşit davranma borcunu ihlal ettiği gerekçesiyle yüksek miktarda tazminat ödemesi sonucu da doğabilir. Ancak mobbing davalarında kişilerin mobbinge uğradıklarını kanıtlamaları oldukça zor. Bu yüzden mobbing’e uğrayan çalışanların bu durumu mümkün olduğunca fazla delille ortaya koyması gerekiyor. Yargıtay’ın bu tip davalarda daha önce önemli miktarlarda manevi tazminat ödenmesine karar verdiği biliniyor. Dolayısıyla işverenin bu nedenle baskı uygulamaya başladığı işçi bu durumu delillerle açıkça ortaya koyabilirse kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanabileceği gibi bir de manevi tazminat alabiliyor.
Mobbingin işverene ne tür cezai yaptırımı bulunuyor?
Mobbing idari değil adli bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.” Aynı kanunun 109. maddesinde ’’Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Kişi; fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kamu görevinin sağladığı nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.’’ Bu cezaların yanında çalışanın maddi ve manevi tazminat davası hakları saklı kalmak kaydıyla adli hakkını araması yolları sabittir.
Kamuda çalıştığım dönemde mobbing’e maruz kalmış biri olarak acısını hâlâ yüreğinde hisseden biriyim. Toplumdaki dengesiz çalışma şartları ve kamudaki çatlaklardan kurumlara sızmış dirayetsiz ve liyakatsız çalışanların yöneticilik vasıflarıyla donatılması sonucu mobbing’in cinsiyet ayırmadan özel sektörden daha ziyade kamu sektöründe can yaktığını ve canı yananların toplumun ön yargılı baskıcılığı yüzünden susmaları sebebiyle şu anda en yükseklerden kopan küçük bir kar topunun büyüyerek çığ olarak gelmekte olduğunu görüyorum ve uyarıyorum.
Yorum yapmak ister misin?