İletişimi oluşturan en önemli unsurların başında konuşma geliyor. Konuşurken de ses tonu, vurgu ve seçilen kelimeler karşımızdaki hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor. Özellikle müşteriyle birebir çalışılan alanlarda bunun önemi daha da öne çıkıyor. Peki, iş hayatında başarıyı yakalamak için sesimizi, tonlamamızı nasıl ayarlamamız gerekiyor?
Ses tonu hem sosyal yaşamda hem de çalışma hayatında kişinin iletişim gücünü ve başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biri. Duke Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ses tonu belli bir kalınlıkta olan CEO’lar kurumlarına diğer CEO’lara oranla daha fazla gelir sağlıyor. Pek çok ismin ses sağlığıyla ilgilenen ve kendine ait tekniklerinin olduğunu aktaran Kulak, Burun, Boğaz ve Ses Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. İsmail Koçak, herkesin ses tonunun parmak izi gibi kendine özgü olduğunu belirtiyor ve iş hayatında sesimizi nasıl kontrol edebileceğimizi, nasıl sağlıklı bir sese sahip olabileceğimizi anlatıyor.
Tonlama anlam farklılıkları yaratabiliyor
Tonlamanın önemi en çok konuşurken kişinin içinde bulunduğu duyguyu karşısındakine aktarma aşamasında ortaya çıkıyor. Tonlamanın tarzı, bir kelimeyi veya cümleyi soru işaretinde mi yoksa bir kararda mı bırakacağını belli ediyor. Konu hakkında bilgi veren Koçak, “Bazen tek bir kelimeyi sadece tonlamayla iki anlama da çekebilirsiniz. Kişi kasılmış ama kararlı bir ton veriyorsa stres altında ya da gevşemiş ama soru soruyorsa umursamaz bir tavırdadır diyebiliriz. Dolayısıyla üç şeyi bir araya getirmek gerekir; kullanılan kelime, tonlama ve beden dili. Biz genellikle bu üçüne bakarak kişinin ne anlatmak istediğine karar veriyoruz” diyor.
Kalın ve kararlı ses daha fazla gelir sağlıyor
Kariyer hayatında tonlamanın kişiye sağladığı faydalar oldukça dikkat çekiyor. Kalın bir ses tonunun karar gücüyle ince bir ses tonunun karar gücü epey farklılık gösteriyor. Bir kişinin sesi inceyse karar tonunu üretemediğini, kişinin ses tonu kalınsa karar tonları kolaylıkla üretebildiğini söyleyen Koçak, üst düzey yöneticilerin çoğunda kalın seslerin ve karar tonlarının olduğunu aktarıyor. Koçak’ın verdiği bilgilere göre, 30 – 40 yıldır İskandinav bölgelerindeki kadınların sesleri de giderek kalınlaşıyor. Bunun en önemli sebebi ise, kadınların iş hayatına girdikçe karar tonlarını daha çok benimsemeleri ve bu şekilde kendilerini daha rahat ve daha emin bir şekilde ifade edebilmeleri. Görsellik içeren işlerde ya da eğlence sektöründe çalışan kadınların daha ince ses tonlarını tercih ettikleri de ortaya çıkan bir diğer sonuç. 2012 yılında Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, sesi belli bir kalınlıkta olan CEO’ların kurumlarına kazandırdıkları ortalama gelirin diğerlerine oranla 440 milyon dolar fazla olduğu belirtiliyor. Bu kişilerin bireysel gelirlerinin ise 187 bin dolar daha fazla olduğu, kalın sesin hem erkekler hem de kadınlar için bir gelir aracı olduğu verilen bilgiler arasında.
Çevresel faktörler sesin kalitesini etkiliyor
Çalışanların seslerinde olan problemlerin tedavisinden sonra kariyer basamaklarını daha hızlı çıktıklarını bildiren Doç. Dr. İsmail Koçak, bunun için çeşitli ameliyat teknikleri kullandıklarını ve sonucunun çok etkili olduğunu belirtiyor. Cerrahi müdahale olmadan da çalışanların ses tonlarına dikkat edilebileceklerini anlatan Koçak, özellikle çağrı merkezi çalışanlarının, sunucu ve spikerlerin, öğretmenlerin seslerine özen göstermesi gerektiğini vurguluyor. Bu kişilerin çalışma koşullarının önemini vurgulayan Koçak, “Havanın belli bir nem oranında olması, tozlu ve enfeksiyonlara açık olmaması gerekiyor. Ayrıca kapalı, karanlık ve kasvetli ortamlardan uzak durulması gerekiyor çünkü moral sesi çok etkiliyor. Sıvı tüketimi ve yiyeceklerin kalitesi dikkat edilmesi gereken bir diğer konu. Yediğimiz her şey sesimizi etkiler. Özellikle asitli yiyecekler, kahve, çay, kola, çikolata gibi unsurlardan uzak durulmalı” şeklinde önerilerde bulunuyor.
Başarı sözlü iletişimle oluşuyor
Başarılı CEO’ların ortak özelliği; iyi konuşmak, konuştuğunu dinletmek ve karar mekanizmasını tamamlayıp işi kapatmak. Sesinden memnun olmayan kişiler ise aksine konuşmayı tercih etmiyor, kısa ve kaçak şekilde konuşuyor ve bu durum da kişinin kariyerini olumsuz şekilde etkiliyor. Bir kişinin görsel olarak ne kadar iyi görünürse görünsün konuşamadığı ve karşısındaki kişiyle anlaşamadığı takdirde kaybeden taraf olacağını söyleyen Koçak, insanların hoşlanmadıkları ses tonlarından uzaklaşacağını dile getiriyor. Konuşmanın sosyal insanın en önemli yetilerinden biri olduğunu sözlerine ekliyor ve “İnsanlar konuşarak bilgisini, düşüncesini aktarır ve karar sağlar. Yazılı metinler konuşmadan sonra gelir. Yazının icadı konuşmanın havada kaybolmasından dolayı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla biz her ne kadar kelimeleri dijital ortamlara taşısak da, hiçbir şey konuşmanın değerinin üstüne çıkamaz. Kişilerin başarısı sadece sözlü iletişimle oluşur” diyor.
Ses tonundan kişilik analizi
Ses tonundan kişilik analizinin mümkün olduğunu paylaşan Koçak, İnsan Kaynakları uzmanlarının da bu şekilde işe alım yapabileceğini söylüyor. Ses tonunun çok fazla bilgi barındırdığını ekleyen doktor, tecrübeli bir İK uzmanının kişiyi konuşma tarzıyla algılayabileceğini belirtiyor. Koçak, “Eğer görselliğin ön planda olduğunu bir işe alım süreci değilse ses tonu İnsan Kaynakları departmanları için kişilerin kararlılığı, bilgi kapasiteleri ve bununla beraber taşıdığı hal ve ruh tavırları hakkında bir veri olabilir” diyor. Hastalarının genellikle İK tarafından gönderildiğinin bilgisini veren Koçak, çalışılan bir ortamda rahatsız edici bir sesin kişiyi zorlayacağını vurguluyor. Özellikle satış departmanlarında etkili konuşmanın önemi herkes tarafından bilinen bir gerçek. Koçak, “Etkili konuşma iyi bir ses tonuyla oluşur. Eğer bir kişinin sesi iyiyse karşısındakini mutlu eder, kötüyse karşısındakini huzursuz eder. Eğer bir kişi aktif satış hayatındaysa ve kısık kötü bir sesle konuşuyorsa kendini çok yormuş ve yıpratmış imajı verir, bu da karşısındakini uzaklaştırır” diye konuşuyor.
Ses değişimleri hayat kalitesini artırıyor
Özellikle iletişimin yüksek olduğu şirketlerde ses tonlarının önemsendiğini ve şirketlerin çalışanlarını genellikle tedavi için yönlendirdiklerini anlatan Koçak, hastalarının çoğunu çağrı merkezi çalışanlarının oluşturduğunu ifade ediyor. Ses tonunun bazı durumlarda doğuştan kötü olduğunu ve kariyer yolunda bunun bir takım duvarlar oluşturduğunu iletiyor. Özel tedavilerle kişinin ses tonunun değiştirileceğine, düzeltileceğine değinen Koçak, bu tip değişimlerin insanların hayatını köklü bir şekilde etkilediğini vurguluyor. İyi bir sesin rahat çıkması, düzgün ve pürüzsüz olması, yaş ve cinsiyetle uyumlu olması, hastalıklıymış gibi bir his bırakmaması gerektiğinin altını çiziyor.
Yorum yapmak ister misin?