İş yerinde çatışma veya farklı görüşler olduğu zaman neler oluyor? Birlikte tartışabiliyor muyuz? Eğer tartışma durumlarında konular içinden çıkılamaz bir hâl alıyorsa, Çalışan Bağlılığı Danışmanı Bertay Fişekçi size şu 5 öneriyi sunuyor.
İş hayatında tartışma anlarında unvanları ve “güç” dengelerini bir kenara bırakarak birbirimizi gerçekten anlamaya çalışıyor muyuz? Farklı görüşlerin birlikte paylaşılmasından yeni bir görüşün ortaya çıktığı durumlar ne kadar yaygın?
Sadece iş hayatımızda değil, sosyal ve toplumsal hayatımızın dinamikleri içinde de bu soruyu sorabiliriz… Toplumca tartıştığımız konularda sert kırmızı çizgiler ve duygu dolu suçlamaların ötesinde ne zaman belli bir konuyu yapıcı şekilde tartışabiliyoruz? Herhangi bir seçime gidilirken “tartışma konuları” genelde farklı referanslar içeriyor ve birlikte konuşma noktasına bile çoğunlukla gelemiyoruz.
Yapıcı tartışmalar, aslında farklı çizgilerin anlaşılması, hikayelerin paylaşılması, anlayış oluştuktan sonra yeni bir çözüm bulunabilmesi ile ilgili çok önemli süreçler. Şirketlerde bu kültüre göre şekilleniyor. Örneğin; bir “karar” toplantısında veya “beyin fırtınası” toplantısında insanların yaklaşımlarını incelediğinizde yapıcı tartışabilme becerilerini ve o şirketin kültürünün ne kadar buna zemin hazırladığını da görebiliriz.
Peki, yapıcı tartışmalar için ne tür yaklaşımları kullanabiliriz? Bu yazıda beş püf noktası paylaşmak istedim.
Kazanmayı tartışmanın dışına çıkarın
Simon Sinek’in “Sonsuz Oyun” kitabında sonlu ve sonsuz oyunlar anlatılır ve “iş”in de aslında düşünüldüğünün aksine “sonsuz oyun” olduğu belirtilir. Sonsuz oyunda kazanma ve kaybetme yoktur, amaç oyunda kalmaktır. Oyuncular ve kurallar sürekli değişebilir. Bu iş yerinde farklı görüşlerin ortaya çıktığı durumlar için de geçerli… Bu durumlarda kazanmak yoktur aslında, istediğine yakın bir sonuç çıkan kişi “gücünü” arttırmış olmaz; birlikte en doğrusuna ilerleme söz konusudur.
Kazanma hırsını tartışmanın dışına alabildiğinizde, savunduğunuz görüşün illa da kabul görmesi gözlüklerini çıkarıp; farklı hangi fikirler var, ne tür farklı yaklaşımlar olabilir, bu görüşleri nasıl test edebiliriz, ben kendi görüşümü nasıl güncelleyebilirim gibi daha yapıcı bir yaklaşıma geçebilirsiniz.
Hikayenizi paylaşın ve diğerlerini de buna davet edin
Psikolojik araştırmalar defalarca gösteriyor ki insanlar derin inanışlarını “gerçekler yüzünden” değiştirme eğiliminde olmuyorlar. Değişim hemen olmasa da hikayelerin paylaşımı farklı görüşlerin anlaşılması ve benimsenmesi yolunda büyük faydalar sağlıyor. Kendi bakış açınızı kişisel bir hikaye ile ifade ettiğinizde grubun sizi anlayabilmesi, sizinle benzer durumları yaşayanların birliktelik duygusuna gelebilmesi kolaylaşıyor. Tartışılan konunun sizin için neden önemli olduğunu bir deneyiminiz üzerinden paylaştığınızda, anlaşılma ihtimaliniz de artıyor.
Anlamak için sorular sorun
Sorular aracılığı ile mütevazı bir anlama isteği göstermeniz bir diyaloğun genişlemesi ve derinleşmesi için çok etkili bir yol olabilir. Fakat sorular bir diyaloğu derinleştirebildiği gibi anında bitirebilir de… Şu iki soru arasındaki farkı bir düşünün lütfen…
- Böyle bir şeyi bana nasıl söyleyebilirsin?!
- Bu görüşe ulaşmanda nelerin etkili olduğunu paylaşabilir misin, çok merak ettim.
İlk soru diğer tarafı “savunma” moduna sokarken, ikinci soru etkili bir dinleme ile birlikte karşılıklı anlayışa hizmet eder. Yargısız güçlü sorular sorma konusunda istekli ve kararlı olmanız çok değerli.
Duyguların rolünü kabullenin
Aynalayarak karşımızdakinin duygularını yeniden ifade etmek ve bu duyguları doğru anlayıp anlamadığımızı teyit etmek karşılıklı anlayışı ve empatiyi geliştirir. Özellikle sizin katılmadığınız bir görüşe karşı söylenen ifadelerin, sizde uyandırdığı izlenimi paylaşmanız, tartıştığınız kişinin anlaşıldığına dair inancını geliştirecektir. Örneğin;
“Yan haklar konusunun senin açından şirketimizin önümüzdeki dönemde en çok dikkat etmesi gereken konulardan biri olduğunu anlıyorum” dediğinizde diyalog daha iyi ve yapıcı bir yöne doğru ilerleyecektir.
Mümkün olduğunda ortak zemini bulun ve ifade edin
Ortak zemin, ortak ilgi alanları gibi küçük alanlardan ortak hedefler gibi büyük alanlara kadar çok farklı şekillerde bulunabilir. Bir şirket politikası ile ilgili farklı görüşleri olan iki yönetici, bu konunun önemi konusunda anlaşabilirler. Ortak paydaları buldukça konuşmamız kolaylaşır, anlayışımız gelişir, çözüm alternatiflerini konuşabilme esnekliğimiz de artar.
Bu beş püf noktasının faydalı olmasını umuyorum.