Parmak izi gibi her bireyin kendine özgü, eşsiz çizgileriyle oluşturduğu el yazısı, İnsan Kaynakları süreçlerine dahil oluyor. Kişilik analizinde kullanılan en etkili yöntemlerden biri olan el yazısı, kişinin karakterini, davranışlarını ve eğilimlerini gösteriyor. Klinik Psikolog Nursu Marmara’nın verdiği bilgilere göre ABD’de ve Avrupa’da birçok şirket işe alımlarında sıklıkla grafolojiden yararlanıyor.
The Wall Street Journal’da yayınlanan bir makalede Fransa, İspanya, Hollanda ve İsrail’de en hızlı büyüyen ilk 500 şirketin yaklaşık yüzde 80’inin İnsan Kaynakları departmanlarında tam zamanlı bir el yazısı analistiyle çalıştığı veya grafolojik danışmanlık aldığı belirtiliyor. Peki, günümüzde ABD’de 3 binden fazla şirketin, Avrupa’da ise 10 şirketten 8’inin özellikle işe alımlarda kullandığı grafoloji nedir?
İşe alımda el yazısı şart
Yazarın el yazısından karakterini inceleyen bilim dalı grafoloji üzerine Türkiye’de ilk bilimsel çalışmaya imza atan Klinik Psikolog Nursu Marmara, el yazısının kişiliği ele veren bir ipucu olduğunu söylüyor. Belli kasların eğitilmesi ile değil, beyin tarafından oluşturulan el yazısı kişinin karakterini, davranışlarını, eğilimlerini gösteriyor ve kişilik analizinde en etkili ve güvenilir yöntemlerden biri olarak addediliyor. Bu yönteme İnsan Kaynakları uzmanları seçme ve yerleştirme, mülakatlar, ekip kurma çalışmaları, danışmanlık ve kariyer planlaması gibi süreçlerde başvuruyor. Marmara’nın verdiği bilgilere göre ABD, Almanya, İngiltere, İspanya, Hollanda, İsrail ve Fransa’da işe alımlarda sıklıkla grafolojiden yararlanılıyor. Çok uluslu şirketlerden bazılarının işe alım süreçlerine el yazısından kişilik tahlil etme yöntemini dahil ettiğini belirten Marmara, el yazısının kişinin sosyo-ekonomik kökenini, yaşama biçimini, hayattaki duruşunu ve eğitimini yansıttığını söylüyor.
El yazısı kan tahlili gibidir
Grafolog Nursu Marmara, işe giriş sırasında yapılan testlerde insanların olmadığı biri gibi yanıt verebileceğini ifade ederek “El yazısı tahlilinde ise bu imkansızdır. Tamamen bireysel, özgün, benliğinizin ayrılmaz bir parçası olan el yazısı kan tahlili gibidir. Çok fazla şeker yerseniz kanınızda çıkar, bunu gizleyemezsiniz” diyor. Marmara bu analizlerle örneğin, finans departmanına başvuran bir kişinin aslında yetenekleri doğrultusunda pazarlama departmanında daha aktif ve mutlu olabileceğinin de anlaşılabileceğini söylüyor. Doğru yerleştirme süreçleriyle çalışanlar görev yaptıkları alanlara daha iyi adapte olurken yüksek turn-over rakamlarının da önüne geçiliyor.
Tek ipucu yetmez
Yazının üç çizgi arasında incelendiğini kaydeden Marmara; orta bölgenin ego ve benlik, yukarı bölgenin sezgisel ve zeka, alt bölgenin de libido yani hayat enerjisi alanı olduğunu söylüyor. Yorumlar da bu bilgiler ışığında yapılıyor. Psikolojide tek bir ipucu üzerinden karar verilemeyeceğini ve ipuçlarının tekrarlarının analiz için çok önemli olduğunu aktaran Marmara, yazım tarzlarının anlamlarını şöyle açıklıyor: “Sayfanın marjlarını kullanım şekliniz hayatın içine nasıl yerleştiğinizi gösterir. Sayfanın sonuna kadar yazan bir insan mekanı rasyonel kullanamıyor demektir. Enerjisiyle realiteyi ayarlayamadığını anlayabilirsiniz. Aşağı doğru kayan satırlar kişinin depresif, üzgün ya da yorgun olduğunu gösterir. Harflerin kocamanlaşması heyecanın arttığını anlatır. Harflerin ve kelimelerin bağlantı aralarının uzak olması kişinin insanlar arasından kendini çekişini belirtir. Yazıda sağa yönelme dışa dönüklüğü, sola yönelme içe kapanıklığı gösterirken, harflerin üst üste binmesi ise kendinden memnunluğu betimler. Küçük yazılar kişinin hayatı yavaş ve düşük motivasyonla yaşadığını, harflerdeki noktaların çok belirgin olması aşırı titizliği ve kuralcılığı simgeler.”
Atatürk duygularını kontrol edebiliyordu
Grafoloji yoluyla bazı hastalıkların teşhisinin de koyulabileceğini kaydeden Nursu Marmara, obsesif bozuklukların, sinir sistemiyle ilgili patolojik bozuklukların kişinin yazısından analiz edilebildiğini anlatarak manik depresif ve şizofrenleri de tespit edebildiğini belirtiyor. Marmara, bastırarak yazan kişilerin kas basıncının yüksek olduğunu aktarıyor ve yazı içinde koyulaşan çizgilerin kişinin kaygı bozukluklarına işaret ettiğini söylüyor. Marmara, “Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısına baktığımızda koyu ve açık bölgelerin ritmik bir şekilde tekrarlandığını görürüz. Yani Atatürk duygu durumunda yaşadığı gel-gitlerini müthiş bir biçimde kontrol edebiliyordu” diyor.
Yorum yapmak ister misin?