İş hayatında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, yöneticilerin ve çalışanların birbirleriyle doğru şekilde iletişim kuramaması. İş verimini arttırmak için bir yöneticinin çalışanına nasıl yaklaşması gerektiğini İnsan Kaynakları Yöneticisi Merve Karaalioğlu İK Blog okurları için anlattı.
Bir insan kaynakları yönetimi kongresinde, çalışanların iş yerlerinden değil yöneticilerinden kaçtığı belirtilmişti. Son dönemde de hangi internet sitesine girerseniz girin, “kendilerine değer verildiğini düşünen çalışanların, yöneticilerine daha çok güven duyduğu” araştırma sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Değer verdiğiniz ve aynı zamanda değer gördüğünüz bir yöneticiyle çalışmak eşsiz bir mutluluk, bunu kendimden biliyorum; ancak maalesef günümüzde aynı duyguları besleyerek çalışan kişi sayısı oldukça az. Hatta çoğu zaman yönetici ve çalışan arasında ciddi bir mesafe söz konusu. Peki, araya giren bu uçurumun ana kaynağı ne, hiç düşündünüz mü?
Hemen cevaplayalım: İletişim…
İş dünyasında iletişimin pek çok tanımlaması olsa da yönetici – çalışan arasındaki iletişimi; gerekli planlama, koordinasyon, kontrol etme gibi yönetimsel fonksiyonların aktarılması olarak ifade edebiliriz. Bir departmanın veya kurumun sorumluluğunu üstlenmek, ciddi bir iş yüküyle beraber, çoğu zaman operasyonel işleri sonuçlandırmaya odaklanmış yöneticileri çalışanlardan uzaklaştırmakta. Uzayan operasyonel süreçler, üst yönetimden veya dış kaynaklardan yapılan baskılar nedeniyle iletişimin yoğun olması gereken bir piyasada iletişimsizlik ön planda.
Günümüz iş dünyasında iletişimsizliği kırabilmek için kuşak farklılıklarının ve teknolojinin getirmiş olduğu yeniliklerin etkisiyle yöneticilere çok büyük bir görev düşüyor. Yönetici-çalışan iletişiminde, öncelikle yöneticilerin çalışanlarla yapacağı günlük/haftalık kısa toplantıların, “Nasılsın?” ya da “Günün nasıl geçti?” gibi ufak iletişim temelli soruların sorulmasının gözle görülür bir fayda sağladığını belirtelim. Ebru Özgen’in “Çalışanım Sen Çok Yaşa” isimli kitabında düşüncelerimizi destekleyen birçok başlık yer alıyor. Ebru Özgen’e göre yeni yöneticilik modellerinde koçluk, yetki devri ve etkin karar mekanizması iletişimi kuvvetlendiren güçlü kanallar olarak geçiyor. Özellikle çalışanların gelişimine yönelik olan yönetici/kariyer koçluğu çalışmaları, çalışan motivasyonunu ve yönetici çalışan arasındaki diyalog gelişimini canlandırıyor. Diğer belirtilen kanallardan da yetki devrinin, işin elinden alınması düşüncesinin yaygın olması sebebiyle en zor kırıldığı kanal olduğunu belirtebiliriz. Ancak yetki devri yapıldığında hem daha verimli bir çalışma ortamı yaratılmakta hem de çalışan-yönetici arasında güven duygusu daha da artmakta.
İletişim hakkında yazılanlara bakarsak aslında pek çok etken var ama bence en önemlisi samimiyet. Siz çalışanlarınıza ne kadar samimi yaklaşırsanız, işinizle ilgili de o kadar net ve yüksek verim alıyorsunuz. Özellikle Y kuşağının çalışma hayatı içerisinde yer almaya başladığı zamandan günümüze, değişime kapalı olan kurumlarda belirgin bir düşüş, çalışanına değer veren ve verdiği değeri gösteren kurumlarda ise yükseliş dönemi hakim. Bu nedenle yazı dili kuvvetli olan yöneticilerden, eş zamanda sözel iletişim becerisi de beklenmekte.
Yorum yapmak ister misin?