Geçtiğimiz ay 19.’su düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi’nde düzenlenen Türkiye’de İş Yaşamında Kadınların Varlığı oturumunda yönetimdeki kadın sayısının artmasının zor olduğuna dikkat çekildi. Konuşmacılar, bu sayıyı artırmanın kota ile olacağını belirterek, gündemdeki projeleri hakkında bilgiler paylaştılar.
Oturum başkanlığını Didem Gürcüoğlu Tekay üstlenirken, Mentor ve Praesta Danışmanlık şirketlerinin Kurucu Ortağı Hande Yaşargil, MV Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Muzaffer Akpınar, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) Melsa Ararat ve Eczacıbaşı Holding Eğitim ve Gelişim Müdürü Deniz Uzunçarşılıoğlu oturumun konuşmacılarıydı. Yönetimdeki kadın sayısının, varlığını arttırmak için neler yapılabileceği sorusunun üzerine Melsa Ararat şu bilgileri aktardı: “Ülkemizdeki 3600 yöneticinin 270’i kadın. 80 kadın yönetici executive pozisyonda. 100 kişinin ise şirkette aile bağı var. Yönetimde 130 kadın var diyebiliriz.” Bunu artırmanın tek bir yolu var o da kota diyen Ararat, dünyanın her yerinde bu şekilde yönetimdeki kadın sayısının yükseldiğini belirtti. “Bağımsız Kadın Direktörler” projesi kapsamında yönetimde yüzde 25 kadın kotası olacağını sözlerine ekledi. Kota olmadan bu durumun değişmeyeceğine değinen Ararat, çünkü yönetime giren bir kadın için bir erkek yönetim üyesinin çıkması gerektiğini, bunun da mümkün olmayacağını söyledi. Araştırmaların kotayla gelen kadın yönetim kurulu üyelerinin başarıyı düşürmediğini gösterdiğini buna ek olarak bu sayede şirketlere kadın bakış açısını getirdiğinin ortaya konduğunu aktardı. Araştırmalardan çıkan verilerden alıntı yapan Ararat, kadın yöneticilerin özellikleriyle ilgili şunları söyledi: “Geleneksel değiller, paydaşları düşünüyorlar, daha çok soru soruyorlar ve dakikler.”
Cinsiyet körlüğü var
Hande Yaşargil ise ayrımcılık o kadar çok içimizde ki fark etmiyoruz diyerek konuşmasına başladı ve “Cinsiyet ayrımcılığının yanı sıra cinsiyet körlüğü var” dedi. “Üniversite okuyan kadın ve erkek sayısı, mezun sayısı eşitken… Mezuniyet, başarı, performans benzerken neden yönetici sayısı bu durumda?” diye soran Yaşargil, koşulların kadınlar için yeterince adil olmadığına değindi. Kadın yönetici sözcüklerinin bile ayrımcılığı nitelediğini söyledi. Aslında kadın yöneticilerin ne takdir edilmek ve ne de sorgulanmak istendiğine dikkat çeken Yaşargil şunları aktardı: “İş hayatında ve yönetimlerde kadın sayısı artarsa süreç normalleşeceği için sorun kendiliğinden çözülecek. Kadınların varlığı cinsiyet değil aslında çeşitlilik kavramı. Kadın çalışan sayısının çok olması gerekmiyor, kadın- erkek sayısı eşit olmalı.” Muzaffer Akpınar da kadın ve fırsat eşitliği projelerine odaklandığını anlatırken, 2011 yılından bu yana Preasta ve Forbes yönetim kurullarında daha çok kadının yer alması için başlattıkları mentorluk projesine destek verdiklerini vurguladı. Çalışanlarının yüzde 33’ünün kadın olduğunun ve yönetim kurulunda da 6 kadın yöneticinin yer aldığı bilgisini vererek önümüzdeki yıllarda kadın çalışan sayılarını arttırmaya yönelik hedefleri olacağını da sözlerine ekledi. Lale Saral da programdan faydalanmış bir yönetici olarak programa başlamadan bu ayrımın farkında olmadığını vurguladı. Ve programın kendisine kazandırdıklarını özetleyen Saral, programın ardından yönetim kurulunda yer almaya başladığını ve kendisinin de iyi bir rol model olmak istediğini belirtti.
Yorum yapmak ister misin?