KDV (Katma Değer Vergisi), mal ve hizmetlerin satışından alınan, tüketim üzerinden uygulanan bir vergidir. Ürün ya da hizmet satılırken eklenen değerin vergilendirilmesiyle elde edilir.
KDV (Katma Değer Vergisi) ilk kez 1950'lerde Fransa'da uygulamaya konmuştur ve günümüzde birçok ülkenin vergi sisteminin temel bir parçasıdır. Bu vergi türü, üretim aşamalarının her birindeki katma değer alınarak nihai tüketiciye yansıtılır. Yani, ürünün üretimden nihai satışına kadar olan süreçte kümülatif bir vergi toplanır. Örneğin, bir mobilya üretim sürecinde, üretici ham maddeleri satın aldığında, mobilyayı monte ettiğinde ve nihai satıcıya sattığında KDV eklenir. Bu sistem sadece her aşamadaki katma değeri vergilendirerek çift vergilemeyi ortadan kaldırır.
KDV (Katma Değer Vergisi) günümüz satış süreçlerinde hem şirketler hem de tüketiciler için kritik bir rol oynar. Şirketler için bu vergi, maliyetlerin doğru tahmin edilmesi ve yönetimi için önemli bir faktördür. Tüketiciler açısından ise genellikle ürün ya da hizmet fiyatlarının bir parçası olarak görülür ve fiyat performans değerlendirmelerinde dikkate alınır. Dijitalleşme ve e-ticaretin yaygınlaşmasıyla, KDV'nin uluslararası boyutlarının ve sınır ötesi işlemler üzerindeki etkilerinin daha da dikkat çekici hale geldiği söylenebilir.
Bir restoran sahibi olarak, her ayın sonunda satışını yaptığı yemekler için toplamda 10.000 TL KDV toplandığı varsayılır. Aynı ay içinde, tedarikçilerden aldığı malzeme ve hizmetler için 3.000 TL KDV ödenmiştir. Ay sonunda restoran sahibi, bu iki değeri birbirinden çıkararak devlete 7.000 TL KDV ödemesinde bulunur. Bu sistemle, sadece eklenen değerin üzerinden vergi alınmış olur ve çifte vergilendirme engellenmiş olur.