Enflasyon (Inflation), genel fiyat düzeyindeki sürekli artışı ifade eder. Bu süreç, bir ülkenin para biriminin satın alma gücünün azalmasına neden olur.
Enflasyon (Inflation), tarihte çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Özellikle 20. yüzyılın başlarında Almanya'da yaşanan hiperenflasyon dönemi gibi örnekler, ekonomistler için önemli dersler barındırmaktadır. Enflasyonun farklı ölçüm yöntemleri bulunmaktadır; en yaygın kullanılanı, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) gibi endekslerdir. Farklı enflasyon türleri arasında talep enflasyonu, maliyet enflasyonu ve yapısal enflasyon bulunmaktadır. Her biri ekonomide farklı dinamiklerle ortaya çıkabilir ve farklı politikalara ihtiyaç duyabilir.
Enflasyon modern ekonomi ve satış süreçlerinde kritik bir öneme sahiptir. İşletmeler için enflasyon, maliyet yapısında önemli değişikliklere yol açabilir ve fiyatlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden olabilir. Müşteriler açısından, enflasyon dönemlerinde ürün ve hizmetlerin fiyatları artar, bu da satın alma gücünü etkiler. Yenilikçi şirketler, bu tür ekonomik çevrelerde daha uygun fiyatlı alternatlar veya farklı ödeme planları sunarak rekabet avantajı elde edebilir. Örneğin teknolojik yeniliklerle stok yönetimi ve maliyet verimliliği sağlanabilir.
Bir ülke, belirli bir yıl içinde düşük talep ve pandemi etkileri nedeniyle ekonomik durgunluk yaşar. Ancak, tedarik zinciri aksaklıkları nedeniyle ürün fiyatlarında artış olur. Bu süreçte, hükümetin genişleyici para politikalarıyla talep artar. Sonuç olarak, hem ürün fiyatları artar hem de ekonomide hareketlilik gözlemlenir. Bu senaryo enflasyona yol açabilir ve merkez bankasının faiz oranlarını yükseltmesini gerektirebilir.